Ekonomi

Türkiye Müteahhitler Birliği: Artan girdi maliyetleri ve vergi yükünün azaltılması gerekiyor

"Fiyat artışları işleri sürdürülemez hale getirdi"

25 Ekim 2021 11:44

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB), Ekim 2021 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayınladı. Raporda, sürdürülebilir büyüme için artan girdi maliyetlerinin yarattığı baskının ve vergi yükünün azaltılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

TMB’nin "Sert Geçecek Kışa Doğru" başlıklı Ekim 2021 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nda şu tespitler yer aldı:

"Vergi yükünün azaltılmasına ihtiyaç var"

"İnşaat sektörü, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını kaynaklı düşük baz etkisine rağmen 2021 yılının ilk iki çeyreğinde yıllık bazda sırasıyla yüzde 3,3 ile yüzde 3,1'lik sınırlı büyüme kaydetti. Sürdürülebilir büyüme için inşaat yatırımlarının hızlanmasına ve yatırımlara yeterli ödenek sağlanmasına, sektör üzerinde geçen dönemde öngörülemez düzeyde artan girdi maliyetlerinin yarattığı baskının ve vergi yükünün azaltılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

"Ertelenen yatırımlar tekrar gündemde"

Bu yılın ilk iki çeyreğinde Türkiye'de toplam yatırımlar, sırasıyla yüzde 12,4 ve yüzde 20,3 arttı. İnşaat yatırımları, yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,4 geriledi, ikinci çeyrek dönemde de sadece yüzde 12,2 arttı. Hız kazanan aşılama çalışmaları sonucunda ekonomide kısıtlamaların kalkmaya başlamasıyla ertelenmiş yatırımlar da tekrar gündeme alınmaya başladı.

"Fiyat artışları işleri sürdürülemez hale getirdi"

Salgın ortamında emtia fiyatlarındaki yükseliş ile girdi maliyetleri dünya genelinde arttı. İç ekonomik gelişmeler paralelinde döviz kurlarında yaşanan artıştan kaynaklı olarak da Türk inşaat sektörü için sorun ağırlaştı. Altyapı ve üstyapı inşaatlarında kullanılan çelik, çimento, bakır, cam, alüminyum, PVC, tesisat ve elektrik malzemeleri gibi ürünlerin fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar, yurt içinde müteahhitlik kesimini işlerini sürdüremez hale getirmiştir. TMB'nin bu konudaki görüşü, ürün fiyatlarının serbest rekabet kuralları, piyasa şartları çerçevesinde oluşması gerektiği, buna bağlı olarak da kamu projelerinde işveren kamu kurumları tarafından yüklenici firmalara ilave fiyat farkı ödenmesi ve şartsız tasfiye ve devir hakkı tanınması ihtiyacı bulunduğudur. Bu doğrultuda, TMB tarafından hazırlanan bir düzenleme taslağı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kamu İhale Kurumu’na sunulmuş olup, düzenlemenin ivedilikle hayata geçirilmesi için girişimler sürdürülmektedir.

"Petrol fiyatları sektörün yurt dışı faaliyetlerini etkileyecek"

Ticaret Bakanlığı’nın son verilerine göre; Türk müteahhitlerin yurt dışında yılın 9 ayında üstlendiği 167 yeni projenin toplam tutarı 17,7 milyar dolar oldu. Böylece yıl sonu için ortaya konan 20 milyar dolarlık hedefe ulaşılması beklenmekte, orta vadede bu tutarın 50 milyar dolar seviyesine çekilmesi amaçlanmaktadır. Petrol fiyatlarının seyrinin, sektörün yurt dışı faaliyetlerini etkileyeceği öngörülmekte. Son iki yılın en yüksek seviyelerinde olan petrol fiyatları, petrol üreticisi ve ihracatçısı bölge ülkelerinde güçlü olan Türk müteahhitleri için yeni yatırımlar için potansiyel yaratabilecek.

"Covid-19 mutasyonları projeleri etkiliyor"

Covid-19 salgını ve ortaya çıkan mutasyonlar, projelerde belirsizliğe neden oluyor. Gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarında atacağı sıkılaşma adımları, proje finansmanı etkileyecek.

"Gelir vergisi muafiyeti değerlendirilmeli"

Özellikle yurt dışında istihdam edilen iş gücüne yönelik gelir vergisi muafiyeti talebi ivedilikle karşılanmalı.

"1.5 milyonluk stok var"

Kamu-özel sektör iş birliğiyle müteahhitlik firmalarını mali, teknik ve performansa dayalı objektif kriterler ve standartlar çerçevesinde sınıflandıracak bir 'Akreditasyon Sistemi' önerilmektedir. Yurt içinde ise bir süredir finansman ve nakit akışı sıkıntısı içinde kalan sektörde borçluluk oranları yüksek seyretmektedir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verilerine göre; ağustos itibarıyla inşaat sektöründe kullanılan nakdi kredi toplamı 341,9 milyar lira olup, aynı dönemde takipteki kredi oranı yüzde 8,5 olarak kaydedilmiştir. Konut kredisi faizlerinin yüksek düzeylerde seyretmesinin etkisiyle toplam satışlar içinde ipotekli satışlardaki gerileme özellikle öne çıkmaktadır. İpotekli satışlardaki gerilemede konut kredisi faiz oranı etkiliyken bu konuda 'psikolojik sınır' olan yüzde 1 seviyesi çoktan aşılmıştır. Konut alanında yeni inşaatların tamamlanarak kullanıma sunulmasına karşın stok büyüme hızında bir miktar yavaşlama izlenmiştir. Türkiye'de şu an yaklaşık 1,5 milyonluk konut stoku bulunduğu hesaplanmaktadır. Ancak faiz oranlarındaki artışla değişen piyasa şartlarında yapı ruhsatındaki artış yarı yarıya hız kesmiş, alınan ruhsatlara rağmen sektörde yeniden proje arzında temkinli yaklaşım sürmüştür.” (ANKA)