Suriye sınırındaki mültecilerin durumunu görmek için Türkiye'yi ziyaret eden Claudia Roth Alman İkinci Televizyon Kanalı ZDF'e açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın IŞİD'e karşı mücadelesinin inandırıcılığı konusunda şüpheler olduğunu belirten Roth, “Çünkü geçmişte Erdoğan hükümeti Türkiye'den Suriye'ye silah geçişine engel olmadı; IŞİD'in şimdiye kadar açık bir biçimde petrol satmasına engel olmadı” dedi. "NATO müttefiki Türkiye'nin inandırıcı bir politika izlemesine ihtiyaç duyuyoruz" diyen Roth “Almanya'nın da bu noktada siyasi baskı uygulaması gerekiyor” dedi.
Heute Journal sunucusunun "Geçmişte Erdoğan hükümetinin IŞİD'i gizlice desteklediğini ve bugün de bunun devam ettiğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Claudia Roth bunu söylemediğini, “Türkiye'den Suriye'ye silah gitmesine, tanınmış IŞİD savaşçılarının Türkiye'deki hastanelerde tedavi edilmesine engel olunmadığını, IŞİD'in İstanbul'da bir yaz kampı yapmasına izin verildiğini" belirtti.
“Her zaman unutuluyor olmaları Kürtlerin tarihinde bir travma” diyen Roth, sunucunun sorusu üzerine Almanya'da tartışmanın Kürtlere silah gönderme boyutuna indirgendiğini, oysa insani yardım gönderilmesini de içeren bir strateji geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
'Almanya Türkiye'ye destek vermeli'
Roth Alman haber ajansı dpa'ya yaptığı açıklamalarda da “Türkiye'nin insanî yardımlar konusunda uluslararası desteğe ihtiyacı var” dedi. Almanya'nın da destek veren ülkeler arasında olması gerektiğini ifade etti. Federal Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth, Birleşmiş Milletler ve diğer yardım örgütlerinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Bu kuruluşların uluslararası toplum tarafından desteklenmemesinin “utanç verici” olduğunu belirtti. Bölgede kıyafet, battaniye ve barınak eksikliğinin devam ettiğini söyleyen Roth mülteciler için okulların desteklenmesi gibi uzun vadeli projelerin de zaruri olduğunu sözlerine ekledi.
Roth, Kobani'de IŞİD'e karşı mücadele eden YPG güçlerine silah verilmesi fikrini savunmadığını belirtti. ABD ve müttefiklerinin IŞİD mevzilerine yönelik saldırılarında da belirgin bir strateji olmadığı eleştirisinde bulundu.