T24
Gonca Tokyol
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2019’un ilk çeyreğine dair büyüme rakamlarını açıklamasının ardından ekonomistler arasında resesyondan çıkılıp çıkılmadığı tartışması başladı. Ekonomistlerin bir kısmı geçen yılın son çeyreğine göre gerçekleşen yüzde 1.3 büyümenin resesyondan çıkıldığı anlamına geldiğini söylerken; bir kısmı ise ekonomideki küçülmenin devam ettiğine dikkat çekerek resesyondan çıkıldığı yorumunun ‘manipülatif’ olduğunu savundu.
TIKLAYIN - Büyüme rakamları açıklandı; ekonomi ilk çeyrekte yüzde 2.6 daraldı
TIKLAYIN - Ekonomistler Platformu Başkanı Oğuz Demir: Türkiye Batı'dan kopmazsa 'L tipi kriz' olmaz
Peki resesyon ne demek? Durgunluk anlamına gelen resesyon, ekonomik faaliyette üst üste iki çeyrek küçülme yaşanmasına verilen isim. Mahfi Eğilmez de ‘Ekonomi Sözlüğü’nde resesyonu şöyle tanımlıyor: Resesyon ekonomide küçülme halidir. Bununla birlikte ekonomide bir çeyreklik dönemde yaşanacak bir küçülme hali resesyon olarak tanımlanmamaktadır. Genel olarak ekonomik faaliyetlerin daralması, küçülmesi olarak ifade edilse de son yıllarda çok daha spesifik bir tanımlama getirilmiştir. Buna göre eğer bir ekonomide üst üste iki çeyrek GSYH küçülmesi yaşanmışsa o ekonomide resesyon söz konusu demektir.
"İkinci çeyrek daha iyi olmayacak"
TÜİK’in bugün açıkladığı verilere göre, Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yıllık bazda yüzde 2.6 daraldı, bir önceki döneme göre ise yüzde 1.3 büyüdü. Nişantaşı Üniversitesi öğretim üyesi, ekonomist Mert Yılmaz, bir önceki çeyreğe göre yaşanan bu büyümeyi, ‘dipten çok hafif bir kafa kaldırma olduğunun işareti’ olarak yorumluyor. YouTube’da yayınladığı videoda resesyonun literatürdeki tanımına dikkat çeken Yılmaz’a göre Türkiye, kitaptaki tanımı itibariyle teknik resesyondan çıktı. Açıklanan verilerin ocak-mart dönemine ait olduğunu hatırlatan Yılmaz, ikinci çeyrekten umutlu değil:
"2019’un ikinci çeyreği, ilk çeyreğinden daha iyi olmayacaktır. Ortaya çıkan veri, 2019’da ekonominin hedeflendiği, YEP’te yazıldığı gibi yüzde 2.3 büyüyeceğine işaret etmiyor. İyimser beklentilerin sıfıra yakınsadığı, kötümserlerin de eksi tarafa doğru geldiğini gördük. 2019’un ikinci çeyreğinin birinci çeyrekten daha iyi olacağını düşünmüyorum; bütün ümidimiz üçüncü ve dördüncü çeyrekte."
Mahfi Eğilmez: Krizin adı slumplasyondur
İktisatçı Mahfi Eğilmez’e göre de tablo ‘resesyonu andırsa’ da “enflasyonun ve işsizliğin çok yüksek olması bu durumu resesyondan çıkarıp slumpflasyonun çerçevesine sokuyor”. Eğilmez, büyüme verilerinin açıklanmasının ardından kişisel internet sitesinde yayımladığı yazıda kişi başına gelir, işsizlik, enflasyon, gösterge faizi, TL’deki değer kaybı gibi verilere bakıldığında “Türkiye’nin uzun süre istikrarsızlık, bozulma, türbülans, ekonomik sıkıntı gibi ifadelerle tanımlamaya çabaladığı durumun aslında bu tanıma göre ekonomik krizin ta kendisi olduğunu görebiliyoruz” diyor ve “Krizin adı nedir” sorusuna da şöyle yanıt veriyor:
“Bunun yanıtı, iki çeyrek üst üste küçülme yaşandığı için, resesyon gibi görünse de, slumpflasyondur. Slumpflasyonda ekonomik küçülmenin yanı sıra çok yüksek işsizlik ve enflasyon da söz konusudur. Slumpflasyon çok tehlikelidir, çünkü enflasyonu düşürüp, işsizliği azaltıp büyümeyi yukarı çekmek gibi birbiriyle çelişkili amaçları aynı anda gerçekleştirebilmek ancak beklentileri olumlu hale getirmekle olabilir.”
"Züğürt tesellisi..."
İktisatçı Mustafa Sönmez ise ‘resesyondan çıkıldığı’ yorumunu ‘züğürt tesellisi’ olarak nitelendirdi. Twitter’da yaptığı yorumda Sönmez, “2019 ilk çeyreğinde GSYH, 2018 ilk çeyreğine göre % 2.6 azaldı. 2018 son çeyreğinde de küçülme % 3 oranındaydı. 2018 son çeyreğinin katma değeri, 2019 ilk çeyrekte % 1.3 arttı. Buna züğürt tesellisi olarak teknik olarak krizden çıkmak diyorlar. Neresi çıkmak, işsizlik derinleşti” ifadelerini kullandı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Cem Başlevent de Twitter’da Sönmez’in yorumuna destek vererek, “Ekonomi küçüldüyse, nasıl resesyondan çıkmış oluyoruz” diye sordu.