30 Ağustos 2021 10:51
Türkiye'deki Afgan göçmenler, ülkede son dönemde en fazla tartışılan konular arasında yer alıyor.
Özellikle Afganistan'da Taliban'ın kontrolü sağlamasının ardından ülkeden kaçışların artmasıyla tartışmalar daha da derinleşmiş durumda.
Türkiye'deki Afganlarla ilgili merak edilenleri çeşitli kurum ile kuruluşların verilerini kullanarak, buralardaki kaynaklarla konuşarak, teyitli olarak ve güncel bilgiler üzerinden bir araya getirdik.
Afganistan'dan ülke dışına göç hareketi yeni değil.
1970'lerin sonundan itibaren bu göç hareketi, çatışmalar ile siyasi ve ekonomik sorunlar gibi nedenlerle sürüyor.
Suriye krizi başlamadan önce Afganistan, dünyaya en fazla mülteci ve sığınmacı veren ülke konumundaydı.
Bugün dünyada resmi verilere göre 2,6 milyon Afgan mülteci ve sığınmacı var.
Çeşitli sorunlarla ülkesinden ayrılan Afganların büyük bölümü bugün İran ve Pakistan'da bulunuyor.
Türkiye de yıllardır, Afganların hem yaşamak için hem de transit ülke olarak geldikleri ülkelerden biri.
2000'li yıllara bakıldığında, Afganistanlıların yasa dışı yollarla ülkeye girişinin 2018'de sıçrama gösterdiği, 2019'da bunun da daha arttığı, 2020'de ise düştüğü görülüyor.
Sivil toplum ve akademi alanında yapılan saha araştırmaları ile medyada yer alan haberler, Afganların ülkelerinden ayrılma nedenleri arasında şiddet ve ekonomik nedenlerin ön sıralarda olduğuna işaret ediyor.
Avustralya merkezli, göçmenlerle ilgili bir araştırma kuruluşu olan Mixed Migration Center'ın 2020 yılında yayımladığı "Bilinmeyen Yön: Türkiye'de İlerleyen Afganlar" adlı raporunda, 2018 sonrasında Türkiye'ye gelen bir grup Afganla yapılan ankette, bu kişilerin ülkeden ayrılma nedenleriyle ilgili çoktan seçmeli sorulara yüzde 66,3 oranında "şiddet" cevabını verdikleri görülüyor.
Bunu, yüzde 63,6 ile"ekonomik nedenler", yüzde 34.3 ile "haklar ve özgürlükler" ve yüzde 28,2 ile "kişisel veya ailevi sebepler" yanıtları izliyor.
Ankette, katılımcılara Türkiye'ye gelme nedenleri sorulduğunda ise yine çoklu cevaplar içinde en fazla verilen cevap, "aile ile bir araya gelme" olmuş.
Uzmanlara göre bu da, bu kişilerin önceden Türkiye'ye ya da Türkiye üzerinden Batı'ya gitmiş aile üyeleriyle birleşmek istediğini düşündürtüyor.
Yüzde 48,7'lik "aile ile bir araya gelme" cevabını, "barınaklara daha kolay ve daha hızlı erişim" (Yüzde 45,2), "ekonomik imkanlar" (Yüzde 41,3), "en güvenli seçenek" (Yüzde 37,5), "genel anlamda daha iyi yaşam şartları" (Yüzde 34,3) cevapları izliyor.
Afganistan'da son dönemde yaşanan uluslararası güçlerin ülkeden çekilme süreci, Taliban ile eski hükümet güçleri arasındaki çatışmalar ve Taliban'ın yönetimi alması ise yeni bir durum ortaya çıkarmış durumda.
Sürecin çok yeni olması nedeniyle son göç hareketinin kapsamı ve nedenleri üzerine yeteri kadar kapsamlı veri bulunmuyor gibi görünüyor.
Bununla birlikte düzensiz göçmenlerin medyaya verdikleri röportajlarda, ülkelerinden kaçış ve Türkiye'ye geliş nedenleri arasında "Taliban'dan kaçmak" ve "ekonomik sebepler" cevaplarının önemli bir yerinin olduğu göze çarpıyor. Kimi röportajlarda din ile mezhep faktöründen bahsedildiği ve "çocuklar için daha iyi bir gelecek" vurgusu yapıldığı da görülüyor.
Yasal yollarla da gelenler olmakla birlikte Türkiye'ye gelen Afganların büyük bir bölümünün, yasadışı yollarla sınırı geçip ülkeye giriş yaptığı anlaşılıyor.
Bunun için önce Pakistan'a, sonra İran'a, oradan da Türkiye'ye uzanan ya da direkt önce İran'a geçilen, oradan da Türkiye'ye uzanan rotalar takip ediliyor.
Aralarında İran'da bir süre yaşamış olup Türkiye'ye geçmeye karar vermiş olanlar da var.
Anlatımlarına göre Afganistanlılar, yer yer yürümek zorunda da kaldıkları bu yolculuk için göçmen kaçakçılarına ödeme yapıyor.
Türkiye sınırında geçişler en fazla, İran'la yaklaşık 300 kilometrelik sınırı olan Van'dan oluyor.
Bunun yanında Ağrı, Hakkari, Iğdır ve Kars'tan da geçişler yaşanıyor.
Türkiye'de farklı statülerde Afganlar bulunuyor.
Ülkeye yasa dışı yollarla giriş yapan ve hiçbir kaydı olmayan bir kesim olduğu anlaşılıyor.
Bu kesim, düzensiz göçmen kategorisinde yer alıyor.
Ülkede kaydı olanların bir kısmı uluslararası koruma statüsü için başvurmuş olanlar.
Geçici koruma statüsü sadece Suriyelilere veriliyor. Bu, Afganlar ya da diğer yabancılar için geçerli değil.
Bir başka grup ise ikamet izni ile Türkiye'de yaşayan Afganlar.
Bu kişiler, gelir düzeyi daha yüksek kişilerden oluşuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, "Türkiye'de şu anda emniyet kayıtlarımızda ve kayıt dışı 300 bin Afganistanlı göçmen söz konusudur" dedi.
Yasadışı giriş, giriş koşullarının ihlali, vizenin geçerlilik tarihinin sona ermesi, izinsiz çalışma veya yasadışı çıkış nedenleriyle, bulundukları ülkedeki hukuki statüden yoksun olan kişilere düzensiz göçmen deniyor.
Yakalanan düzensiz Afgan göçmenlerin sayısı, bu kategorideki göçmenlerin yoğunluğuyla ilgili eğilimlere dair bir fikir sunabiliyor.
Türkiye'de 2021 yılında yakalanan düzensiz göçmenler arasında en büyük grubu Afganlar oluşturuyor.
Göç İdaresi'nin verilerine göre yıl içinde, 26 Ağustos 2021 tarihine kadarki sürede yakalanan toplam düzensiz göçmenlerin sayısı 90 bin 310.
Bu kişilerin arasındaki Afgan uyrukluların sayısı ise 38 bin 341.
Afganları; Suriye, Pakistan, Özbekistan, Irak, Türkmenistan, Bangladeş, İran, Somali ve Filistin uyruklular takip ediyor.
2014-2021 yılları arasındaki dönemde yakalanan düzensiz Afgan göçmenlerin sayısının 2018 yılında 100 bin 841 sayısıyla büyük bir sıçrama gösterdiği ve 2019'da daha da artarak 201 bin 437 olduğu görülüyor.
Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu'na (UNAMA) göre 2018 yılı, 2001 sonrası süreçte Afganistan'da, sivil ölümlerin en fazla gerçekleştiği yıl oldu.
2018'de çatışmalar, intihar saldırıları, bombalı saldırılar ve hava operasyonları sonucu 10 binden fazla sivil hayatını kaybetti.
2019'da yayımlanan Dünya Küresel Barış Endeksi'nde Afganistan, Suriye'yi de geçerek listenin en alt sırasında yer aldı yani dünyanın en az güvenli ülkesi oldu.
2020'de ise yakalanan Afganlar da dahil olmak üzere düzensiz göçmenlerin sayısının düştüğü görülüyor. 2020'de 50 bin 161 düzensiz Afgan göçmen yakalandı.
Bunun Covid-19 salgınına bağlı gelişmelerle ilgili olduğu düşünülüyor.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün 26 Ağustos tarihinde güncellediği verilerine göre ise 2021 içinde bu sayı, 38 bin 341 oldu
Normal şartlarda yakalanan düzensiz göçmenler, geri gönderme merkezlerine götürülüyor ve uluslararası koruma başvurusu gibi bir sürecin başlamaması durumunda sınır dışı ediliyor.
Yetkililerin 7 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, o tarihten geriye doğru son yedi içinde geri gönderme merkezlerine sevk edilip oradan sınır dışı edilen düzensiz göçmen sayısının 37 bin 72 olduğunu, bunların 12 bin 893'ünün Afgan uyruklu olduğu belirtildi.
Savaş veya zulüm sebebiyle ülkesinden kaçmak zorunda kalan ve geri dönemeyecek durumda olan kişilerin Türkiye'de sığınma başvurusu yapma hakkı bulunuyor.
Türkiye kanunlarına göre bu başvurunun adı, uluslararası koruma başvurusu.
Türkiye'ye gelen bir yabancının bunun için Valilikler bünyesindeki İl Göç Müdürlüğü'ne başvurması gerekiyor.
Eğer kişi yasa dışı yollarla ülkeye girip, yakalanıp Geri Gönderme Merkezi'ne gönderildiyse, burada idari gözetim altındayken de başvuruda bulunabiliyor.
Başvuru sonrası kişiye Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi Kimlik Belgesi veriliyor ve bu kişiye başvuruyla ilgili karar çıkıncaya kadar Türkiye'de kalma izni ile bazı temel hak ve hizmetlerden yararlanma imkanı sağlanıyor.
Bu kişi kendisine gösterilen şehirde yasal olarak kalmaya başlıyor. Buralar, uydu şehir olarak da anılıyor.
Başvurunun kabul edilmesi durumunda başvurucuya uluslararası koruma statüsü veriliyor.
Bu da kişinin bu statüyle Türkiye'de kalmasına ve bazı temel hak ve hizmetlerden yararlanmasına imkan sağlıyor.
Afganların uluslararası koruma başvurularının sonucunda, eğer olumlu karar verilirse onlara, durumlarına göre şartlı mülteci veya ikinci koruma statüsü veriliyor.
Bu şekilde oluşan uluslararası koruma statüsü sonucu kişilere uzun vadeli ülkede kalma ya da vatandaşlık alma imkanı verilmiş olmuyor.
Ancak bu kişilere, ülkelerindeki durum düzelmediği veya uzun vadeli yerleşmek için onları kabul eden başka bir ülke bulunmadığı müddetçe Türkiye'de kalmaları ve bazı hak ve hizmetlerden yararlanmaları imkanı veriliyor.
Başvurusu kabul edilmeyenler bu karara çeşitli yöntemlerle itiraz edebiliyor.
İtiraz süreci sonunda da başvuruları olumsuz bulunanlar sınır dışı ediliyor.
Göç İdaresi Türkiye'de 2020 yılında en fazla uluslararası koruma başvurusu yapanlar Afgan uyruklular oldu.
2020 sonu itibariyle 22 bin 606 Afganistanlı, Türkiye'de uluslararası koruma başvuru yaptı.
Afganları 5 bin 875 başvuruyla Iraklılar, Bin 425 başvuruyla İranlılar takip etti.
Göç İdaresi'nin son olarak 26 Ağustos 2021 tarihinde güncellediği verilerine göre, Türkiye'de ikamet izni ile yaşayan 1 milyon 200 bin 835 yabancı bulunuyor.
İkamet izni ile Türkiye'de bulunan yabancıların önemli bir bölümü İstanbul'da yaşıyor.
Bu izinle İstanbul'da yaşayanların sayısı 622 bin 422.
İlk beş kente bakıldığında İstanbul'u 121 bin 357 ile Antalya, 104 bin 366 ile Ankara, 42 bin 512 ile Bursa ve 29 bin 269 ile Mersin takip ediyor.
Bu izinle Türkiye'de yaşayan yabancıların uyruklarına bakıldığında Afganistanlılar sekizinci sırada bulunuyor.
Ülkede ikamet izni sahibi 53 bin 195 Afganistanlı yaşıyor.
Bu kişilerin 40 bin 793'ü kısa dönem ikamet izni ile, 4 bin 515'i ise öğrenci ikamet izni ile Türkiye'de bulunuyor.
Afganların Türkiye'de çalışabilmeleri için tıpkı diğer tüm yabancılar gibi çalışma iznine sahip olmaları gerekiyor.
Genel olarak çalışma izni başvurusu, işverenler tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yapılıyor.
İzin sonrası işverenin yabancıya ödeyeceği ücret en az asgari ücret tutarı kadar olmak zorunda.
Eğer kişi kendi nam ve hesabına çalışacak ise de kendi adına Bakanlığa başvuru yapabiliyor.
Mevsimlik tarım ve hayvancılık işlerinde çalışacak olan uluslararası koruma başvuru sahibi ve şartlı mülteci yabancılar, çalışma izni almalarına gerek olmaksızın, resmi makamlardan çalışma izni muafiyet formu alarak çalışabiliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın sitesinde Yabancı Çalışma İzinleri İstatistikleri adlı yıllık raporlar bulunuyor.
Bu raporların sonuncusu 2019'da yayımlanmış.
Raporlardaki verilere göre 2013-2019 yılları arasında çalışma izni verilen 584 bin 496 kişiden 4 bin 130'u Afgan.
2013'te 161, 2014'te 251, 2015'te 305, 2016'da 444, 2017'de 609, 208'de 894, 2019'da ise Bin 466 Afganistan vatandaşına çalışma izni verilmiş.
Bu rakamların ne kadarının ikametli ne kadarının uluslararası koruma başvuru sahibi olduğu belirtilmemiş.
Türkiye'deki Afganların çok büyük bir bölümünün kayıt dışı olarak çalıştığı gözlemleniyor.
Mixed Migration Center'ın raporunda anket yapılan Afganların çoğunun, inşaat sektörü, çobanlık alanı, fabrikalar ve tekstil atölyelerinde günlük iş bulabildikleri belirtiliyor.
Yine aynı raporda, uluslararası koruma faydalanıcılarının esas olarak tarım ve koyun yetiştirme gibi çalışma izni gerektirmeyen sektörlerde çalıştıkları tespitine yer veriliyor.
Göç Araştırmaları Derneği'nin hazırladığı "İstanbul'un Hayaletleri: Güvencesizliğin kıyısında Afganlar" adlı raporda ise, İstanbul'a 1990'lar gibi erken bir dönemde Türkiye'ye gelen Afganların fırın, lokanta ve küçük dükkan işletmelerine sahip olduğu ancak bu kesimin kentteki Afganların sadece yüzde 10 ila 20'lik bölümünü kapsadığı tespiti aktarılıyor.
Raporda sonradan gelenlerin ise ağırlıklı olarak yoğun beden emeği gerektiren günlük işlerde çalıştıkları belirtiliyor.
Yine raporda, Afganların yaptıkları işlerin en altında, "çek çek" olarak tanımlanan, sokaklardan kağıt toplayıcılığının bulunduğu belirtiliyor.
Mixed Migration Center'ın raporunda hem geçim kaynakları hem de yolculuklarını sürdürmek amacıyla Afganların çoğunun İstanbul, Ankara ve Konya gibi kentleri tercih ettiği belirtiliyor.
Raporda, yasadışı yollarla gelenlerin İstanbul gibi şehirlerde yasal olarak ikamet edemese de ve sınır dışı edilmeleri riski olsa da bu şehrin hâlâ onlar açısından cazip bir yer olduğu belirtiliyor.
Raporda, İstanbul'un Avrupa'ya doğru hareket edilmesi ihtimali nedeniyle, Yunanistan sınırına yakınlığı nedeniyle de tercih edildiği aktarılıyor.
Zeytinburnu, Esenyurt, Tuzla ve Beykoz Afgan göçmenlerin en fazla yaşadığı ilçeler arasında yer alıyor.
Türkiye'ye gelen Afganların bir bölümünün ya ülkeye girdikten sonra hiç durmadan ya da belirli bir süre ülkede yaşadıktan sonra Batı ülkelerine gitmek istediği anlaşılıyor.
2015'te Avrupa'da yaşanan mülteci krizinde, göç dalgası içindeki en büyük grubu, Suriyelilerden sonra Afganlar oluşturuyordu.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre 2019'da Türkiye'den Avrupa'ya yasadışı yollarla geçmeye çalışanlar arasında Afganlar, Suriyeliler ve Iraklılar ile en büyük üç gruptan biri oldu.
Avrupa Komisyonu'nun 2020 Türkiye raporuna göre, 2019'da deniz yoluyla bu geçişi yapmaya çalışan en büyük grup ise Afganlar oldu.
Şubat 2020'de, Türkiye'nin Yunanistan'la sınır kapılarını açtığı yönündeki haberlerin ardından ülkenin dört yanından Edirne'ye giden göçmenler arasında da Afganların büyük bir grubu oluşturduğu görülmüştü.
Mixed Migration Center'ın raporunda anket yapılan Afganların yaklaşık yarısının göç yolcuklarının sonuna gelmediklerini söylemiş.
Türkiye'ye son dönemde giriş yapan Afganların medyaya yaptıkları açıklamalar da değerlendirildiğinde, Afganların önemli bir bölümün Batı ülkelerine gitme çabalarına devam edebilecekleri anlaşılıyor.
© Tüm hakları saklıdır.