Ekonomi

"Türkiye'de enflasyon sorunu yeni değil; Merkez Bankası hiçbir zaman hedefi tutturamadı"

"Denklemin sadece ihracat kısmıyla ilgilenmemek gerekiyor"

04 Kasım 2021 12:31

Standard&Poors (S&P) EMEA Ülke Notları Direktörü Maxim Rybnikov, Türkiye’deki enflasyon sorununun kesinlikle yeni bir durum olmadığını söylerken, küresel çapta enerji fiyatlarında görülen yükselişin çok öncesine dayandığını ifade etti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) hiçbir zaman enflasyon hedefini tutturamadığını ve üzerindeki siyasi baskının arttığını belirten Rybnikov, enflasyon oranının 2017’den bu yana yüzde 10’un üzerinde yer aldığını ifade etti.

Dünya gazetesinden Elif Karaca'nın sorularını  yanıtlayan  Rybnikov şöyle konuştu: 

Enerji maliyetlerinin de etkisiyle yüksek enflasyon artık tüm dünyanın gündeminde. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bu durumdan nasıl etkileniyor? 
 
"Türkiye'deki enflasyon sorununun küresel enerji fiyatlarındaki son artışlardan çok daha öncesine dayandığını ve kesinlikle yeni bir durum olmadığını düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, enflasyon hedefini hiçbir zaman tutturamadı ve enflasyon 2017'den bu yana sürekli olarak yüzde 10'un üzerinde yer aldı. Son zamanlarda yıllık bazda neredeyse yüzde 20'ye yükseldi. Bu, daha önce açılan büyük kredi teşvik paketlerinin ve TL’deki değer kaybının bir sonucu ve uygulanan para politikasıyla da yakından ilgili. TCMB üzerindeki siyasi baskı son yıllarda iyice artarken, Eylül-Ekim 2021'deki toplam 300 baz puanlık faiz indirimleriyle bu durum iyice kendini gösterdi. Enerji fiyatları tek başına Türkiye’deki yüksek enflasyonun arkasındaki neden olmasa da enflasyonun aşağı çekilmesini güçleştirecek bir neden.     

Zayıf TL’nin bilinçli bir tercih olduğu ve enflasyona sonradan olumlu yansıyacağı yönünde görüşler var. Bu mümkün olabilir mi?

Zayıf lira kesinlikle Türkiye’nin ihracatını göreceli olarak daha rekabetçi kılıyor. Bununla birlikte, imalat da dahil olmak üzere bir dizi sektörde, lira zayıfladığında fiyatları yerel para birimi cinsinden yükselen ithal girdiler de olduğunu hatırlatmak önemli. Bu nedenle denklemin sadece ihracat kısmıyla ilgilenmemek gerekiyor. 2017'den bu yana gözlemlediğimiz şey sürekli değer kaybeden bir lira ve onu takip eden yüksek enflasyon kombinasyonu. "