Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, Türk bankalarının yabancı bankalara TL cinsinden likidite sağlamadığı haberlerinin gerçekği yansıtmadığını söyledi.
Aydın, “Türkiye’deki bankalar TL likidite aramaktadır, likiditenin kaynağı değildir. Türk bankalarının yurt dışındaki yabancı bankalara TL likidite vermemesi nedeniyle takas faizinin yükseldiği yorumları doğru değildir. Swap işlemlerinde faiz oranının yükselme nedeni yurt dışı yatırımcıların dolar almak için TL bulamamasıdır” dedi.
Aydın'ın Reuters'a yaptığı açıklama şu şekilde;
"Türkiye’deki bankalar kendileri TL likiditesi aramaktadır, likiditenin kaynağı değildirler.
Türkiye’de yerleşik bankaların yurtdışında yerleşik bankalara likidite vermedikleri veya bu bankalar ile TL-yabancı para takas işlemi yapmadıkları, bu nedenlerle yurtdışı piyasalarda TL’nin faizinin çok yükseldiği yönünde basında yorum ve değerlendirmeler yer almaktadır.
Bu değerlendirmeler doğru değildir ve gerçeği yansıtmamaktadır. Türkiye’deki bankalar kendi aralarında ve uluslararası ilişkilerinde bankacılık düzenlemelerine, teammüllere ve ticari esaslara ve sözleşmelere uygun davranmaktadırlar.
Bankaların bilanço, likidite ve risk yönetiminde ve bilanço yönetiminde kullandıkları araçlardan bir tanesi para değişimi/takasıdır. “Swap” olarak da adlandırılan bu işlemde taraflar sözleşmede belirlenmiş zaman içinde farklı para birimlerini veya faiz ödemelerini karşılıklı olarak değiştirirler.
Düzenlemelere göre, Türkiye’deki bankalar, yurtdışında yerleşik bankalar ile TL karşılığı yabancı para takas işlemlerini özkaynaklarının en fazla yüzde 25’i oranında yapabilmektedir. Bu limit içinde olmak kaydıyla, bir bankanın ne miktarda hangi işlemi yapacağı ticari bir karardır. İşlemlerin niteliği, miktarı ve fiyatı ilgili bankaların portföy yapısına, risk anlayışına ve yönetim politikasına göre farklılık gösterebilmektedir.
Türkiye’deki bankalar para piyasalarında TL’de net borç alan durumundadır. Merkez Bankası tarafından sektöre sağlanan günlük likidite ortalama 70 milyar TL düzeyindedir.
Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürmek, fiyat istikrarını daha düşük bir enflasyon düzeyinde sağlamak ve finansal istikrarı desteklemek amacıyla uyguladığı sıkı para politikası TL’nin bulunabilirliğinde ve fiyatında en önemli belirleyicidir.
Milli paranın değersizleştirilmesine hiç kimse izin vermez.
Uluslararası piyasalarda swap işlemlerinde TL faiz oranlarının yükselmesinin ana nedeni yurtdışı yatırımcıların döviz alımlarını yapmak için yeterli TL bulamamasından kaynaklanmaktadır. TL’nin ucuz olduğunu ve hep öyle kalacağını düşünerek elinde olmayan TL ile hızlı bir şekilde ve yüksek miktarlarda döviz almaya kalkan yatırımcılar satın aldıkları döviz için TL bulamamışlardır.
TL’nin değer kaybetmesine neden olabilecek bu tür spekülatif bir yaklaşıma, diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de gerekli duruş gösterilmiştir. Alınan önlemler TL’nin değersizleştirilmesi çabalarını bertaraf etmiş, TL’nin güçlü ve istikrarlı bir para olduğunun anlaşılmasına katkı sağlamıştır. Para piyasalarında istikrarın kalıcı şekilde sağlanması için alınan önlemler etkisini güçlü bir şekilde göstermiştir. Yatırımcılardan TL’ye duydukları güveni sürdürmelerini, iç ve dış piyasalarda işlemlerin sağlıklı olarak devamını bekliyoruz. Yanlış hesap yapanların yanlışlarından dönmelerini tavsiye ediyoruz. Yatırımcılar bilsinler ki ekonomi yönetimi gelişmeleri çok yakından izlemekte, değerlendirmekte ve ekonomimiz için en hayırlı olacak kararlar alınmaktadır."
Ne olmuştu?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), ağustos ayında Türk bankalarının yurt dışında TL swap piyasasına sağlayabildiği likiditeyi öz kaynağın yüzde 50’yle sınırlandırmış, eylülde de bu oran yüzde 25’e indirilmişti.
ABD’de Fed’den gelen faiz artırımı beklentisinin sıfıra çekilmesi ve ardından Washington-Ankara hattında Golan Tepeleri gerginliği yaşanması olasılığının artması sonrasında geçen haftanın son iş gününde Türk Lirası’nın dolar karşısında yüzde 5’ten fazla değer kaybetmesi, Merkez Bankası, BDDK ve SPK’nın bazı adımlar atmasına sebep olmuştu.
Merkez Bankası, pazartesi ve salı günü bir hafta vadede repo fonlaması gerçekleştirmeyerek örtülü faiz artırımına gitmiş ve aynı iki günde TL karşılığı döviz depo piyasasında da ihale açmamıştı.
BDDK, cumartesi günü yaptığı açıklamayla JP Morgan'ın 22 Mart tarihinde döviz piyasalarına ilişkin yayımladığı raporun kapsadığı "yanıltıcı içerik" ile banka müşterilerini yanıltıcı ve manipülatif şekilde döviz alımına yönlendirdiklerine dair şikayet aldıklarını ve JP Morgan ile ismi verilmeyen ‘bazı bankalar’ hakkında soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.
Ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) da JP Morgan'ın yayımladığı raporun başta bankacılık hisseleri olmak üzere Borsa İstanbul AŞ'de işlem gören hisse senetleri üzerinde spekülatif etki yarattığına yönelik şikayetler üzerine inceleme başlattığını açıklamıştı.
Rahip Brunson krizi nedeniyle yaz aylarında ABD’yle yaşanan sorunlar sırasında 13 Ağustos 2018’de 6,88’e ulaşan Dolar/TL kuru, bu meselenin çözülmesinin ardından 31 Ocak’ta 5,16’ya kadar gerilemişti. Yaşanan son gelişmelerin ardından ise cuma günü 5.84'e tırmanan dolar/TL, atılan adımlar ve swap piyasasında faizlerin keskin artışıyla birlikte gün içinde 5.30’un altına kadar indi.
Günün ikinci yarısında dolar/TL yukarı yönlü harekete geçti.