Türkiye Gazetesi yazarı, tarihçi Yılmaz Öztuna İran’ın nükleer silaha sahip olma konusundaki ısrarı devam ederse, Türkiye’nin nükleer silahlanma yarışından geri kalamayacağını, aksi takdirde, Türkiye’nin Ortadoğu siyasetinde ikinci sınıf devlet konumuna düşeceğini iddia etti.
Öztuna’nın yazısı
Ahmedinejat Türkiye’de
İran cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejat, günümüz dünyasının en popüler devlet adamıdır. Bu şöhretini, cihan devleti pozisyonundaki Birleşik Amerika’ya sürekli çatmakla yaptı. Çatmak kelimesi hafif düştü. Amerika’ya ve dünyanın 1. adamı olan Başkan Bush’a etmediği hakaret kalmadı.
Yahudileri Akdeniz’den denize dökmek suretiyle İsrail devletine son vermek süper projesi, keza Ahmedinejat’a aittir. Dünya Yahudileri’nce en büyük düşman, en kararlı antisemit sayılıyor. Bu da az buz şey değil. En azından Amerika’ya karşı çıkmak derecesindedir.
İran, Orta Doğu, hatta Asya politikasına egemenlik hususunu, Amerika ile çekişiyor. Amerika’yı, Asya’dan çekilmeye, bırakıp gitmeye mecbur etmek istiyor. Onun içindir ki Türkiye ziyareti sürpriz sayıldı. Dünyanın ilgisini çekti. Amerika’yı şaşırttı. Ama Amerika’yı kızdırdığımız söylenemez. Zira Washington, Ahmedinejat’ın Türkiye ziyaretini vakit kazanmak şeklinde algıladı, belki hoşuna bile gitti. İsrail’e gelince, Türkiye’ye kızgınlığını saklamadı, açıkça söyledi.
İran, İsrail’in sahip bulunduğu nükleer silahları edinmek hakkı bulunduğu halde atom bombası yapmayacağını, nükleer enerji ile yetineceğini söylüyor. Tahran politikasının cevvaliyetinden, oynaklığından, keskinliğinden bunalan, başı dönen, fenalıklar geçiren Batı dünyası, nedense İran’ın güvencesine inanmıyor.
Bize göre de İran kesinlikle atom bombası yapmayı devlet politikasının bel kemiği saymaktadır. Pakistan’dan sonra nükleer silah sahibi ikinci Müslüman devleti olacak.
Nüfusunun çok büyük parçası Türk olan İran’la iyi geçinmek istiyoruz. Türkiye, 19. yüzyıl dahil, her asırda yıllarca süren İran’la savaştan gına getirmiştir. Ama atom bombası sahibi olmasına şu bakımdan karşı çıkıyoruz: Zira biz de yapmaya mecbur kalacağız. Aksi takdirde bu coğrafyada ikinci sınıf devlet derekesine düşeriz. Suudiler ve Mısır mutlaka bizi izleyecektir. Orta Doğu’nun başında az bela varmış gibi...
Sayın Cumhurbaşkanımız’ın, İran’ın Sayın Cumhurbaşkanı’nı ikna etmek istemesi güzel bir girişimdir. Ama Türkiye’nin İran’ı bu sevdadan vazgeçirecek gücü yoktur. Amerika’nın bile gücü var mı, daha belli değil...
(Türkiye Gazetesi, 19 Ağustos 2008)
