Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, partisine yönelik operasyonları eleştirerek, Türkiye'de demokrasinin geliştiğine dair Avrupa'da yapılan yorumlara, "Türkiye'nin bugün dünden çok daha kapalı bir noktada olduğunu" belirterek karşı çıktı.
Türk, dün öğleden sonra geldiği Londra'da akşam saatlerinde Kürt Toplum Merkezi'nde bir konuşma yaptı. Partisinin Tunceli milletvekili Şerafettin Halis ile birlikte çıktığı kürsüde Türk, Kürtlerin özlemlerini gerçekleştirmek için meydanlarda olmaları gerektiğini, verdikleri mücadelenin sadece Türkiye'nin değil, tüm Orta Doğu'nun demokratikleşmesi amacını taşıdığını savundu.
"Bir halk özgür olmazsa birlikte yaşadığı diğer halk da özgürleşemez" diyen Ahmet Türk, konuya geniş perspektifte baktıklarını, etnik milliyetçilik değil, halkların kardeşliğini esas aldıklarını söyledi.
Çözümün ortak akılla bulunabileceğine inandıklarını da belirten DTP lideri, meclise girdiklerinden bu yana da sorunların demokratik yöntemlerle çözümü için uğraş verdiklerini, ama parlamentodaki diğer partilerin kendilerinin yaklaşımlarına gözlerini ve kulaklarını kapattıklarını öne sürdü.
"Ancak halkımız bize yüz çevirmedi, önemli olan da bu" diyen Türk şöyle devam etti:
"Bu iradeye layık olmak için eğilmedik, bükülmedik. Bundan sonra da koşullar ne olursa olsun, eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz. Ancak bizim barışçıl çabalarımız görmezden gelindi ve sınırötesi operasyonlarla imha politikaları gündeme getirildi."
Ahmet Türk, 29 mart seçiminde Kürtlerin kimliklerini ön plana çıkartan bir strateji izlediklerini, artık kimsenin Kürtlerin bir talepleri bulunmadığından söz edemediğini belirtti. Bunun da Türkiye'de yeni bir tartışmayı başlattığını kaydeden Türk, artık ülkede "bu gelişmelerden sonra ne yapmak
gerektiği" sorusunun sorulmaya başlandığını savundu.
'Tahammül edemediler'
Seçim sonrası "Kürtler'den korkmayın" mesajı verdiklerini de belirten Türk, "Ama tahammül edemediler, hazmedemediler. Seçimlerden hemen sonra partimize yönelik operasyon başlattılar" iddiasında bulundu.
Avrupa'da bazı kesimlerin Türkiye'de demokrasinin geliştiğine dair yorumlar yaptığına dikkati çeken Türk, bu görüşlere karşı çıkarken, Türkiye'nin bugün, dünden çok daha kapalı bir noktada olduğunu öne sürdü.
Türk, partililere umutsuzluğa kapılmamaları çağrısında da bulunurken, "Partimizi demokratik siyasetten uzaklaştırmak isteyen anlayışı elimiz kolumuz bağlı seyretmeyeceğiz" dedi.
Sine-i millet mesajı
"Zulümleri ne olursa olsun, artık Kürtler köle, birileri efendi değildir" diyen Türk, "sine-i millete dönme" mesajı da verdi ve "Birileri bizim parlamentoda olmayı çok istediğimizi düşünüyor. Böyle düşünmesinler. Taleplerimize gözlerini yumar, kulaklarını tıkarlarsa odaları da kullanmayız. Gider Diyarbakır, Mardin, Nusaybin'de oturur, halkımızla tartışırız. Onu da çok görürlerse cezaevine girmeye de hazırız. Sürecin daha düzgün bir yere evrilmesi için çabalarımızı sürdüreceğiz tabii" dedi.
Türk, Ergenekon davasına da değindiği konuşmasında, çeteleri ve Ergenekon'u iyi tanıdıklarını, güneydoğu Anadolu'da 15 bin kişinin canını aldığını iddia ettiği canileri tek tek bildiklerini söyledi. Bugün Ergenekon davasının sulandırılarak farklı bir noktaya çekilmek istendiğini savunan Türk,
bunda güneydoğu Anadolu'da işlenen faili meçhul cinayetlerin ortaya çıkması ve Türkiye'nin sarsılması korkusunun etkili olduğunu ileri sürdü. "Artık bugün Ergenekon'u aklamaya yönelik bir anlayış var" diyen Türk, "operasyonların demokratik siyasette kararlı olan DTP'ye yöneltilmesine başlandığını" öne sürdü.
Erbil'de bir Kürt konferansının yapılması için girişimlerde bulunduklarını ancak bu girişimin askıya alınması için alttan girişim ve çabaların var olduğunu gördüklerini de öne süren Ahmet Türk, Kürtlerin talepleri görmezden gelinerek Kürt sorununun çözülemeyeceğini savundu.
TRT Şeş'in Kürtlerin mücadelesi sonucunda edinilmiş bir kazanım olduğunu, ancak anayasal bir güvenceye dayanmadığı için bunu yeterli görmediklerini belirten Türk, bir başka soru üzerine de Kürtlerin talepleri bulunduğunu, demokratik özerklik projesi için mücadele verdiklerini öne sürdü.
(aa)