Bugüne kadar 100’ü aşkın film ve dizide rol alan Salih Güney, Türk sinemasında artık “jön oyuncu” devrinin kapandığını savundu. Aktör Salih Güney, hayatının kalan kısmını geçirmek üzere Yalova’ya yerleştiğini, Yalova Belediye Konservatuvarında eğitim vereceğini ve şehir tiyatrosunun kurulmasında öncülük edeceğini söyledi.
Günlerini spor yaparak, çeşitli etkinliklere katılarak ve vereceği derslere hazırlanarak geçirdiğini ifade eden Güney, şöyle dedi:
“İstanbul, eski İstanbul değil artık. Kalabalığı, gürültüsü, kirliliği insanı yok ediyor. Ben de hayatıma anlam katabileceğim bir yerde yaşamaya karar verdim. Yalova, bunun için çok uygun. Babamın mezarı burada. Annem burada yaşıyor. Ben de artık buradayım.”
'Türk sinemasında jön göremiyorum'
Türk sinemasına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Salih Güney, sektörde artık “jön” döneminin kapandığını iddia ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk sinemasında jön göremiyorum. Bence o 20. yüzyılda kaldı. O zamanlar güzel adam, güzel kadın modası vardı. Tüm aktörlerin hepsi güzeldi. Ediz güzeldi, Kartal güzeldi, Ekrem güzeldi. Kadir güzeldi. Böyle bir çağ yaşandı, ama geride kaldı. Çünkü şu anda tamamen halk tipi, işte kirli sakal, kaş-göz birbirine yakın, bıyıklı, kel... Dizilerde zaten Türkçe konuşulmuyor. Ya doğu, ya Karadeniz ya da Roman aksanı. Türkçe konuşulan bir dizi bile yok farkındaysanız. Herkes kendini bulsun diye değişik Türk tipleri var. Aktörün etkileyici bir tarafı olması lazım. Kadın oyuncular da öyleydi. Fatma Girik, Türkan Şoray ve Serpil Çakmaklı çok hoştu. Adamı etkileyen kızlardı. Şimdi ben etkileyen ne bir kadın ne de erkek görüyorum.”
Güney, son dönemlerde Türk filmlerinin daha fazla ilgi gördüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Gençler artık Türk filmlerine gidiyor. ‘Recep İvedik’ ayrı bir şey. Ben gidip seyretmedim. Millet gülmek mi istiyor, eğlenmek mi istiyor bilmiyorum. Mesajı olan filmler yok burada. Öyle filmler zaten iş yapmıyor. Piyasa şu anda komediyle götürüyor işi. Gençlik Türk filmlerini destekliyor, sırf milliyetçilik duygularından dolayı.”