Türk ressamlarına artan ilgi Dubai'de Christies tarafından düzenlenen 'International Modern and Contemporary Art' müzayedesiyle doruğa çıktı. Ünlü Türk ressamların eserleri yüksek fiyatlarla alıcı bulurken, Türk ressamlar ilk defa uluslararası alanda bir sanat kataloğuna girmiş oldular.
Christie’s ve Sotheby’s gibi uluslararası alanda önemli bir konumda olan müzayede şirketleri son dönemde Türk sanat pazarına yönelmeye başladı. Milliyet'in haberine göre Christie’s tarafından 30 Ekim’de Dubai’de düzenlenen “International Modern and Contemporary Art” adlı müzayedede Abidin Dino, Erol Akyavaş, Adnan Çoker, Bubi, Devrim Erbil, Burhan Doğançay, Canan Tolon, İnci Eviner, Haluk Akakçe, Ömer Uluç, Ferruh Başağa, Nejad Melih Devrim ve Mübin Orhon’un eserleri satışa sunuldu.
Bu müzayede, Türk sanatçılarının eserlerinin satışa sunulduğu ilk müzayede değil. Birkaç yıl önce Sotheby’s’in düzenlediği müzayede de Türk sanatçıların eserleri satışa sunulmuş fakat hiçbiri satılamamıştı. Dolayısıyla Türk sanatçıların eserlerinin oldukça iyi fiyatlarla satılmış olması açısından Dubai’deki müzayede bir ilk.
Böylelikle Türk sanatçılar ilk defa uluslararası bir kataloga girerek neredeyse rekor seviyede bir satış rakamına ulaştı. Erol Akyavaş’ın tablosunun 122 bin 500 dolara, Burhan Doğançay’ın eserinin ise 110 bin 500 dolara satılması bir anlamda rekor. Çünkü bu iki sanatçının eserleri Türk pazarında bu fiyatı çok nadir yakaladı.
Christie’s ve Sotheby’s’in, son yıllarda Türk pazarına yönelik araştırmalarda bulunduğu biliniyordu. Hatta dönem dönem Türkiye’ye gelip hem sanatçıları incelediler hem de pazar araştırmasında bulundular.
Mart ve nisanda Londra’da
İlk olarak 1990’lı yıllarda Türkiye’de bir şube açmaya karar veren Sotheby’s bu kararını çeşitli nedenlerle durdurmuştu.
Fakat şirket tekrar harekete geçti. Öte yandan Christie’s de Dubai’deki müzayedenin ardından 29 Nisan 2009’da yine Türk sanatçılarının eserlerinin de satışa sunulacağı bir müzayede yapacağını açıkladı. Ayrıca Sotheby’s de Mart 2009’da Londra’da büyük bir müzayede düzenleyerek Türk sanatçıların eserlerini satışa çıkaracak.
Uzmanlar ne diyor?Uluslararası müzayede şirketlerinin Çin, Hindistan, İran gibi ülkelerden sonra Türkiye’ye yönelmelerinin nedeni, Türk sanat pazarının giderek gelişmesi olarak gösteriliyor. Türk sanat pazarında önde gelen isimler Dubai’deki müzayedenin neyin göstergesi olduğunu ve bundan sonraki olası gelişmeleri değerlendirdiler.
Yahşi Baraz (Galeri Baraz): Fiyatlandırma olarak bir ilk Bu müzayedede eserler, dünyanın tanıyacağı bir ortamda satıldığı için çok önemli. Fiyatlandırma olarak da bir ilk. Ama İran sanatçılarından daha gerideyiz. Çünkü İranlı zenginler kendi sanatçılarına sahip çıkıyorlar. Türkiye gelişmekte olan bir pazar. Dolayısıyla sanatının da dikkat çekeceğini tahmin ediyor uluslararası müzayede şirketleri. Türk sanatı bütün olarak çok geri aslında, Batı’da 30 - 40 yıl önce yapılmış şeylerin devamı. Dolayısıyla Türkiye’de özgün sanatçıların çıkması lazım ki buraya ilgi daha da artsın. Gerek Sotheby’s gerek Christie’s Türkiye’nin büyük bir pazar olduğuna inanıyor. Onlar, el attıkları şeye mutlaka dünyanın dikkatini çekerler. Bu tür uluslararası müzayedelere çıktıkça Türk resmi para etmeye başlayacaktır.
Haldun Dostoğlu (Galeri Nev): Uluslararası pazarda yer alırlar Gerek Sotheby’s ve gerekse Christie’s son aylarda Türk sanatı ile ilgileniyor gözüküyorlar. Bu tür kurumların amacının ilgilendiği ülke sanatına katkı yapmak, o ülkedeki sanat üretimini zenginleştirmek, yaygınlaştırmak gibi bir amacı olamaz. Bu tür kurumların tek bir amacı vardır o da para kazanmak. Günümüz Türk sanatının ve sanatçılarının uluslararası izleyici tarafından giderek daha yakından izlenmesi nedeniyle olsa gerek uluslararası müzayede kuruluşları da bu pazardan pay alabilmek için organize olarak çalışmaya başladı. Bu tür girişimlerin kimi sanatçılarımızın uluslararası sanat pazarında yer alabilmesini kolaylaştırabileceğini düşünüyorum.
Nilgün Beller (lebriz.com): Satış fiyatları eşit Müzayededeki satış rakamlarına baktığımızda Türk çağdaş sanatçıların eserlerinin hemen hemen dünyadaki kategoriye uyduğunu görüyoruz. Yani dünyada aynı konumdaki başka bir sanatçıyla Türk sanatçının eserinin satış fiyatı birbirine eşit. Aralarında bir fiyat uçurumu yok. Bizim tek eksiğimiz sanatçımızı uluslararası satışlarda korumamamız. Mesela Çin, Hint sanatı, Çinlilerin, Hintlilerin korumasıyla bugünkü konuma gelebildi. Kendi sanatçıları uluslararası müzayedelerde satışa çıktığında Çinliler, Hintliler bu eserleri alıyorlar. Sanatçısını dünya pazarına sokmak için. Oysa biz böyle bir talep yaratamadık.
Satış rakamları: Abidin Dino - 31 bin 250 dolar
Erol Akyavaş - 122 bin 500 dolar
Bubi - 37 bin 500 dolar
Devrim Erbil - 56 bin 250 dolar
Burhan Doğançay -“Halkalar” 92 bin 500 dolar; “Küçük Gece Müziği II” 110 bin 500 dolar; “Lastik 32” 17 bin 500 dolar
Haluk Akakçe - 18 bin 750
Ömer Uluç - 25 bin dolar
Ferruh Başağa - 35 bin dolar
Mübin Orhon - 50 bin dolar