Türk-İş, ekonomik krize karşı iş yerlerine sağlanacak teşvik, istisna ve muafiyet önlemlerinde işçi çıkarılmamasının temel koşul olması gerektiğini belirtti.
Türk-İş, ekonomik krize yönelik önlemlere yer verdiği "Ekonomik Krize Karşı Önlemler Raporu" hazırladı.
Kriz döneminde istihdamın korunması ve geliştirilmesinin temel yaklaşım olması gerektiği vurgulanan raporda, ekonomik kriz gerekçe yapılarak işçi çıkarılmasının önlenmesi gerektiği kaydedildi.
İş yerlerine/firmalara sağlanacak teşvik, istisna ve muafiyet önlemlerinde işçi çıkarılmamasının temel koşul olması gerektiği ifade edilen raporda, halen çalışmakta olan işçilerin dışında ilave istihdam yaratan işletmelerin sosyal güvenlik prim ödemelerinin belli bir süre Hazine tarafından üstlenilmesi önerisinde bulunuldu.
Raporda, şu görüş ve önerilere yer verildi:
-Ekonomiyi canlandırıcı önlem olarak faiz oranları azaltılmalı, işletme kredisi üretim ve istihdam şartı ile uzun vadeye yayılmış bir biçimde uygulanmalıdır.
-ILO standartlarında bir iş güvencesi, işe iadeyi sağlayacak biçimde yeniden ve öncelikle düzenlenmelidir.
-Kriz sürecinde devlet, hiçbir kesimi dışarıda bırakmayan bütüncül politikalar izlemeli, özel sektörü (reel sektörü) desteklerken istihdamı genişletecek projelere öncelik vermelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının personel ihtiyaçları bekletilmeden giderilmeli, emekli olanlar yerine derhal yeni personel istihdam edilmelidir.
-Ekonomik kriz döneminde iş yerlerinde fazla mesai uygulaması yapılmamalı, yasal haftalık çalışma süresine uygun mesai uygulanmalıdır.
-Ekonomik gerekçelerle işten çıkarılma kararı, her ilde/sektörde oluşturulacak, işçi-işveren temsilcilerinin de bulunduğu bir komite tarafından karara bağlanmalıdır.
-Ekonomik kriz döneminde işveren kesimi tarafından daha da yaygınlaştırılmak istenen esnek çalışma biçimleri kabul edilemez niteliktedir.
-Krizi aşabilmenin önemli unsurlarından birisi kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması zorunluluğudur.
-Krizin toplumsal maliyetini kadın ve çocuk emeği üzerine yığacak yaklaşımlara izin verilmemelidir.
-Türkiye'de kayıt dışı istihdam nedeniyle alınamayan sosyal sigorta primi ve vergi, ekonomiye kazandırılmalıdır.
Kredi borç faizleri
-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yeni müfettişlerle takviye edilmeli ve ülkemizde bir kara delik olan kayıt dışılığı azaltmak için bu dönemde denetimlerine hız vermelidir.
-İşverenlerin, esnaf ve sanatkarların talebi olan kredi faizlerinin düşürülmesi, borçlarının ve faizlerinin yeniden yapılandırılması konusu düzenlenirken, bu kesimleri harcamaları ile besleyen çalışanların tüketici kredileri ve borçları için onları rahatlatacak düzenlemeler de yapılmalıdır.
-Türkiye'de hane halkı borçluluğu, özellikle düşük gelirli ailelerde daha yüksektir. Bu kesimlerin kredi kartı borç faizleri dondurulmalıdır.
-Sanayide üretimi ve özellikle ara malı üretimini teşvik edecek bir politika geliştirilerek, nihai ürün içinde yerli katma değer oranını artıracak teşvik politikaları geliştirilmeli, dışa bağımlılık ve ithalata dayalı büyümenin yarattığı sorunlara karşı yeni bir politika olarak benimsenmelidir.
-Türkiye'yi böylesi bir krizde zayıf kılan özelleştirme ve yabancılaştırma uygulamaları derhal durdurulmalıdır.
-İşsizlik Sigortası Fonu'nda biriken para, fonun oluşturulma amaçları doğrultusunda kullanılmalı, fon kaynaklarının istismarına imkan verilmemelidir.
-İşsizlik sigortası kapsamında olan işçilerin fondan yararlanma koşulları geliştirilmelidir. Bu çerçevede işçinin fona ulaşımı kolaylaştırılmalı, fondan yararlandırılma süresi ve miktarı artırılmalıdır.
-Ücret Garanti Fonu'nun istismara yol açmadan kullanılması sağlanmalıdır.
-İşten çıkarılmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda, işçiye alacaklarının hemen ve kesintisiz olarak ödenmesi ön koşul olmalıdır.
-Kamu eliyle kullanılmakta olan tüm yardım fonları sosyal güvenlik kurumuna devredilmeli ve aile yardımları şeklinde sürdürülmelidir.
-Ülkedeki yurttaşların, ailesiyle birlikte günün kabul edilir koşullarında temel gereksinimlerini karşılayabilecek bir gelir elde etmeleri sağlanmalıdır. Bu gelirin elde edilemediği durumlarda, elde edilen ve fakat düşük kalan gelir tutarı farkı karşılanmalıdır.
‘Temel ihtiyaçlardaki dolaylı vergiler kaldırılmalı’
-Asgari ücret bir ailenin geçimini sağlayacak şekilde, tüm ülke için tek rakam olarak belirlenmeli ve her şeyden önce vergi dışı bırakılmalıdır.
-Bölgesel asgari ücret, gençler için düşük ücret gibi düşünceler ise gündeme bile getirilmemelidir.
-Ağırlıklı olarak dar ve sabit gelirli kesimlerin tükettiği zorunlu temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
-İşsizlik sigortası kapsamında olmayan işten çıkarılan işçilerin zorunlu giderlerini karşılamaya yönelik olarak dayanışma geliri uygulanmalı, ayrıca elektrik, su, doğal gaz, yakacak, kira gibi ödemeleri belirli bir süre kamu bütçesinden sağlanmalıdır.
-Elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilemektedir. Doğal gaz zammı geri alınmalı, elektrik ve doğal gaza yeni zam yapılmamalıdır.
‘Cumhuriyet ikramiyesi’
-Kapasite kullanım oranlarındaki gerileme, üretim artışının yavaşlaması, tüketim harcamalarının azalması, ekonomideki durgunluk tehlikesi, hane halkının borçluluğu da dikkate alınarak; işçi-memur-emekli kesimine "cumhuriyet ikramiyesi" olarak bir defalık ödeme yapılmalı ve piyasaların canlanması sağlanmalıdır.
-Yaşanan ekonomik krizden çıkış sürecinde, ekonomik daralmanın ve işsizliğin asgari düzeyde tutulabilmesi için uygun bir gelirler politikası uygulanmalıdır.
-Kamu kesiminde çalışan memur ve sözleşmeli personelin maaşları gerçekleşen enflasyon oranını yansıtacak biçimde belirlenmelidir. İşçi ücretlerinin satın alma gücü istihdam kaybına yol açılmadan artırılmalıdır.
-Bir bütün olarak aynı ekonomik ve sosyal uygulamaların etkisinde bulunan işçi ve memur kamu çalışanları arasında yapay ayırımlar yaratılmamalıdır.