Politika

Türk: AKP bir söz verdi, kapatılmadı

DTP lideri, 'AKP devletle uzlaştı. Milliyetçilik ve Kürtlere karşı asimilasyon sözü verdi. Bu yüzden kapatılmadı' dedi

17 Kasım 2008 02:00

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, AKP'nin kapatılmama karşılığında devlete bir söz verdiğini ileri sürdü. Türk, “AKP’ye bir görev verildi. Bu görevi kabul ettiği için kapatılmadı. Bölgede etkinliği olan bir parti. Kapansa siyasi boşluk olacaktı. Bu yüzden devletle uzlaştı. Devlet partisi haline geldi. Milliyetçilik ve Kürtlere karşı asimilasyon sözü verdi” dedi.

Hakkında açılan kapatılma davasında karar aşamasına gelinen DTP'nin lideri Türk, Akşam gazetesine verdiği röportajda ilginç iddialarda bulundu. İşte o röportaj:
 
Obama “Ben Amerikalıyım”ı vurguladı. Bunun buradaki karşılığı ne?


“Türkiyeliyim”dir bunun karşılığı. Biz de aynı şeyi vurguluyoruz. Türkiyeliyiz ve bundan mutluluk duyuyoruz. Ama burada yurttaşlara bakış açısının değişmesi gerekiyor. Kürt yurttaşlar da kendi kimliğiyle siyaset yapabilmeli.

Şanar Yurdatapan cumhurbaşkanlığı koltuğuna fotoshopla sizi oturttu. Bu fotoğraf size ne hissettiriyor?

O fotoğrafta fonda Türk bayrağı var. O bayrak burada, odamda da var. Bu, hepimizin ortak değeri. DTP halkarın kardeşliğini hedefleyen bir parti. 

Ne söylüyorsunuz?

Türkiye farklı kültürlerin bir araya gelmesiyle kurulmuş. Bir üst kimlik vardır, diyoruz. Esas TC vatandaşlığı ve Türkiyelilik’tir. Milliyetçiliği, ırkçılığı besleyen mantıktan sıyrılmalıyız.

Partinin imajında mı bir problem var yoksa söylemleriniz duruşunuz ile çelişiyor mu? Çünkü DTP etnik milliyetçilik çizgisinde bir portre çiziyor?

Hayır, işte öyle değil. Siz farklılıkları zenginlik kabul ederseniz milliyetçiliği yenmiş olursunuz. Biz diyoruz ki farklılıkların varlığını tespit ve tescil edin. Bize yasal güvence verin.

Söyledikleriniz ile kamuoyundaki algı uyuşmuyor. Sanırım nedeni PKK ile aranıza mesafe koymamanız. Kişisel olarak bundan rahatsız mısınız?

Bazı şeyleri ayrıştırmak zordur. Bölge hep sopa politikası ile yönetilmek istenmiş. Kürtler potansiyel tehlike olarak görülmüş. Bu yüzden bir tepki var.

O tepkiyi PKK ile birlikte DTP’nin de sahiplendiği inancı var. Bu inanca katkı sağlıyorsunuz. Neden?

Siyaset yaptığımız taban çok hassas. O taban bizi ister istemez o insanlara karşı duyarlı olmaya itiyor.

Ama duyarlılık çerçevesinde o insanlara “sakin olun” çağrısı yapabilirsiniz. Neden yapmıyorsunuz?

DTP’ye destek veren bir kesim farklı yerlere de sempati ile bakıyor. Bu, organik bir bağ değil. O taban Başbakanın politikalarına tepkili ve ortaya koyuyor. Bu, DTP’nin kışkırtması değil. Bölgede ne olsa faturası bize çıkıyor.

Hasan Cemal’e şöyle demiştiniz: “Bugüne kadar kurduğumuz bütün partilerde inandırıcılık eksiği vardı. İpler başkalarının elinde diye düşünüldü. Yeni bir anlayış geliştirmeliyiz. Vesayet ve vekaletle siyaset yürütemeyiz artık.” Bu cümleye paralel hareket ettiğinizi düşünüyor musunuz?

Siyasette ikna çok önemlidir. Biz 72 milyonu projelerimizi kardeşlik amacıyla geliştirdiğimize ikna edemedik. Maalesef yapamadık.

Bunu yapabilmek için de yine PKK’yı yadsımak gerekiyor. Bunu yapamıyor musunuz?

Güç ve sopayla sorunu çözemeyiz dedik. PKK’ya da aynı şeyi söylüyoruz.

Devletten nasıl bir proje istiyorsunuz? Talepleriniz neler?

Öncelikle diyoruz ki anayasadaki “TC’nin dili Türkçe’dir” yerine “TC’nin resmi dili Türkçe’dir” densin. Anayasada “farklı kimlikler zenginliktir” ifadesi olsun. Kürtlerin eğitim alacağı, dilini geliştirebileceği imkanlar sağlansın.

Başbakan’ın “ya sev ya terk et” sözü ve ardından AKP Yozgat Milletvekili Akgül’ün “devletime zara vereni vururum” açıklaması saldırgan bir milliyetçiliğin arttığını mı gösteriyor?

Artmıyor ama bunu artırmak isteyen bir çalışma var. Halkları karşı karşıya getirmeye yönelik çaba görüyorum.

Kürtlerin Pankürdist bir şekilde Kuzey Irak’taki Kürtler’le ortak bir coğrafya oluşturmak isteyeceği yönünde yaygın bir korku var.

Biz bu ülkenin insanlarıyız. Burada yaşamak istiyoruz. Oradaki kardeşlerimizle bütünleşme talebimiz yok. Kendimizi Türkiye’ye ve Türklere karşı daha yakın hissediyoruz. Buraya aidiz.

Türkiye, “Türklerin toprağı” anlamına geliyor. Bundan rahatsızlık duyuyor musunuz?

Hayır, Türkiye hepimizin Türkiyesi. Böyle bir rahatsızlık yok. Ama “bu ülke Türklerindir” deyince var.

Soyadınızın Türk olması sizi rahatsız ediyor mu?

Hayır, hiç etmiyor. Soyadım Türk olsa ne olur, Kürt olsa ne olur? Ben bu ülkenin meselelerine nasıl baktığımla ilgileniyorum.

Neden?

AKP’ye bir görev verildi. Bu görevi kabul ettiği için kapatılmadı. Bölgede etkinliği olan bir parti. Kapatılsa orada siyasi boşluk olacaktı. Bu yüzden devletle uzlaştı. Devlet partisi haline geldi. Milliyetçilik ve Kürtlere karşı asimilasyon politikası gütme sözü verdi.

Son olarak Kürt meselesinin çözümüne ilişkin bir kitapçık dağıttınız ve o kitapçıkla ilgili soruşturma açıldı. İçinde federasyona atıf yapar öneriler olduğu gerekçesiyle. Neden provokasyon yapmaya çalışıyor gibi bir görüntü çiziyorsunuz?

Federasyonu istesek çok açık savunuruz. Hatta birileri federasyonu savunabilmeli. Ama bunu söylemiyoruz. Okumadan ihanetle suçluyorlar.

Bu tepkileri tahmin edemiyor musunuz? “DTP kapatılmak istiyor” yönünde bir inanç gittikçe güçleniyor.

DTP, ülkede köprü rolü oynamak istiyor. Kapatılsak bunu yapamayız.

Ama DTP’nin söylemlerine baktığımız zaman Türkiyelilikten ziyade Kürtlüğe vurgu görüyoruz..

Tam tersi. Tüm grup konuşmalarında milliyetçiliğin zararlarına vurgu yapıyoruz. Biz inkara tepki gösterdiğimiz için yanlış anlaşılıyoruz. Yoksa bir etnik kimlik üzerinden demokratik özerkliği gündeme getirmiyoruz.