Ekonomi

TÜBİTAK destekli araştırma; ekonomik krizin çocuklar üzerindeki etkileri belirlendi

"Çocukların dörtte üçü ekonominin durumundan veya aile bireylerinden birinin başına kötü bir şey gelmesinden kaygı duyuyor"

29 Aralık 2024 08:36

Güncelleme: 29 Aralık 2024 08:43

TÜBİTAK'ın desteğiyle yürütülen bir araştırma, ekonomik krizin çocuklar üzerindeki etkilerini derinlemesine inceliyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi tarafından gerçekleştirilen çalışma, çocukların yüzde 11'inin ekonomik nedenlerle haftada 8-11 saat çalışmak zorunda kaldığını ve bu durumun eğitimde fırsat eşitsizliğini artırdığını ortaya koydu.

Çalışan çocuklar ve ekonomik zorluklar

Araştırma, çalışma yaşamına katılan çocukların büyük bir kısmının ekonomik kaygılar nedeniyle iş hayatına atıldığını gösterdi. Cumhuriyet'in aktardığına göre, Çalışan çocukların yüzde 54'ü harçlık çıkarmak, yüzde 47'si ailelerine destek olmak ve yüzde 39'u meslek öğrenmek amacıyla çalışıyor. Bu çocukların haftalık ortalama gelirleri ise 2 bin Türk Lirası'nın altında kalıyor.

Çocuklar arasında artan kaygı durumu

Proje koordinatörü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci'nin değerlendirmelerine göre, çocuklar arasında sosyoekonomik farklardan bağımsız bir kaygı hali mevcut. Çocuklar bu durumu kriz olarak değil, daha çok kaygı, korku ve mutsuzluk olarak ifade ediyorlar. Araştırma, çocukların dörtte üçünün ekonomik zorluklar nedeniyle ciddi kaygılar yaşadığını belirtiyor.

Eğitim fırsatlarında derin eşitsizlikler

Prof. Dr. Emre Erdoğan ise eğitim fırsatlarındaki sosyoekonomik eşitsizliklere dikkat çekiyor. Erdoğan, daha iyi eğitim ve sosyoekonomik koşullara sahip ailelerden gelen çocukların daha korunaklı bir yaşam sürdüğünü, bu çocukların daha mutlu olduğunu ve daha fazla dayanışma içinde olduklarını belirtiyor. Bu durum, toplumsal eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri gözler önüne seriyor.

Geniş çaplı anket ve derinlemesine görüşmeler

Araştırma, 29 ilde bin 500 aile ile yapılan anket çalışmasının yanı sıra Şanlıurfa ve İstanbul'da gerçekleştirilen derinlemesine görüşmeler ve odak grup çalışmalarıyla desteklendi.

Araştırmada belirtilen bazı bulgular şu şekilde:

"- Görüşülen çocukların yüzde 47’si kendini mutlu hissettiğini ifade ederken bu oran en düşük sosyoekonomik statüye sahip ailelerin çocuklarında yüzde 33, yüksek sosyoekonomik statülü ailelerin çocuklarında ise yüzde 64.

- Çocukların dörtte üçü ekonominin durumundan veya aile bireylerinden birinin başına kötü bir şey gelmesinden kaygı duyuyor.

- Araştırmaya katılan çocuklardan 112’si eğitimine ara vermek zorunda kaldığını söyledi. Bu durumun başlıca nedenleri arasında ders başarısızlığı yüzde 54, okula gitmek istememe yüzde 51 ve çalışma zorunluluğu yüzde 28 oranıyla yer alıyor.

- Çocukların ev içerisindeki iş yükleri de toplumsal cinsiyete ve sosyoekonomik statülerine bağlı olarak değişiyor. Kız çocuklarının yüzde 89’u kendi yataklarını topluyor, yüzde 79’u sofra kurup kaldırıyor yüzde 63’ü kahvaltısını hazırlıyor, yüzde 50’si ev temizliği yapıyor. Bu oranlar erkek çocuklarında çok daha düşük.

- Çocukların yüzde 53’ü doğal afetleri en önemli tehdit olarak görürken, işsizlik yüzde 49 ile ikinci sırada, yoksulluk ise yüzde 45 ile üçüncü sırada geliyor."