Gündem

TSK'dan 'milli orduya kumpas' iddiası için suç duyurusu ve hükümlü askerlere yeniden yargılama talebi

TSK, Yalçın Akdoğan'ın 'milli orduya kumpas kuruldu' sözlerinin ardından suç duyurusu yaptı ve Ergenekon, Balyoz davalarında ceza alan TSK mensuplarının yeniden yargılanmasını istedi

02 Ocak 2014 18:36

Arzu Yıldız / Ankara

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), yargıda Fethullah Gülen cemaatinin örgütlendiği iddialarından sonra Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda ceza alan TSK mensuplarının yeniden yargılanması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe verdi. TSK dilekçesinde, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan’ın, Star gazetesindeki yazısında cemaati kastederek  “milli orduya kumpas kuranlar” ifadesinin referans olarak gösterildiği ve bu iddiaların araştırılması için suç duyurusu yapıldığı öğrenildi.

26 Aralık Perşembe günü yapılan 2013'ün son Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da, askeri kanadın, Akdoğan'ın sözlerine işaret ederek, yeniden yargılama talebini dile getirdiği kamuoyuna yansımıştı.
Genelkurmay Başkanlığı, MGK'dan bir gün sonra, 27 Aralık Cuma günü yaptığı yazılı açıklamada da, TSK'nın "siyasi tartışmaların içinde yer almak istemediği" vurgulanırken "Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile ilgili adli süreçler, ilgili mevzuattan kaynaklanan görev ve sorumluluklar kapsamında takip edilmiş, hukuka uygunluğu konusunda tartışmalara ve farklı yorumlara neden olan işlem ve uygulamalar devletin en üst karar organlarına ve en yetkili makamlarına sürekli bildirilmiştir" ifadesi kullanılmıştı.

"Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ilgilendiren bazı yazı ve yorumlar" başlığını taşıyan Genelkurmay açıklamasının tam metni şöyleydi:

1. Son günlerde ülke gündeminde önemli yer tutan bir soruşturma ile ilgili olarak medya organlarında Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren bazı yazı ve yorumlara yer verilmektedir.

2. Türk Silahlı Kuvvetleri; Anayasa ve Kanunlarla kendisine verilen görev ve sorumluluklarını, her türlü siyasi düşünce ve oluşumun dışında olarak, Türk Milletine en üst seviyede hizmet etme arzusu ile yerine getirmektedir.

3. Türk Silahlı Kuvvetleri, görevlerinin ifasında Anayasada kabul edilen hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve demokratik toplum gerekleri prensiplerine bağlılığı temel esas almaktadır.

4. Bu kapsamda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı emekli ve muvazzaf personeli ile ilgili olarak yürütülen soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde, hukuka ve yargı bağımsızlığına saygı çerçevesinde hareket edilmesine büyük özen gösterilmiş, öncelikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğinin olumsuz etkilenmemesi amaçlanmıştır.

5. Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile ilgili adli süreçler, ilgili mevzuattan kaynaklanan görev ve sorumluluklar kapsamında takip edilmiş, hukuka uygunluğu konusunda tartışmalara ve farklı yorumlara neden olan işlem ve uygulamalar devletin en üst karar organlarına ve en yetkili makamlarına sürekli bildirilmiştir.

6. Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir şekilde siyasi tartışmaların içerisinde yer almak istememektedir. Bununla birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal kimliğini ve personelinin hukuki durumunu ilgilendiren konulardaki gelişmelerin hukuk devleti ve hakkaniyet ilkelerine bağlı kalınarak sonuçlandırılmasının yakından takip edilmesine devam edilecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

Suç duyurusunun gerekçesi

 

Genelkurmay'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusunda, Balyoz ve Ergenekon gibi TSK'nın muvazzaf ve emekli personelinin yargılandığı davalarda "TSK'yı hedef alacak şekilde suç delilleri üretildiği, davalarda görev yapan adli kolluk, savcı ve hakimlerin yargılamada savunmanın görüşlerini dikkate almadığı, suç delillerini manipüle ettiği" gibi suçlamalar yer alıyor.

1- Bilirkişiler manipüle edildi.
2- Adli Kolluk, görev suçu işledi.
3- Savcılar delilleri karattı.
4- Mahkeme heyeti adil yargılamayı olumsuz etkiledi, hukuktaki “Silahların eşitliği ilkesi”ni yok saydı.

(Hukukta silahların eşitliği ilkesi, mahkeme heyetinin dava süresince hem iddia makamının hem de savunmanın delillerine ve tanıklarına eşit mesafede durması ve eşit zaman ayırması anlamına geliyor)