Deutsche Welle: Donald Trump NATO'yu eleştiriyor ve müttefikler daha fazla maddi katkıda bulunmadığı takdirde ittifakın ömrünü tüketmiş olacağını söylüyor. Trump ABD Başkanlığına seçilirse NATO ve Atlantik aşırı savunma işbirliği nasıl bir görünüm alır?
Walid Phares: Ön seçim kampanyasında aşırı senaryolardan söz etmiş olması mümkündür. Ancak daha sonra NATO'nun miadını doldurmadığını ve bugünkü şekliyle gelişmelere uydurulması gerektiğini söyledi. NATO Soğuk Savaş sırasında kurulmuştu ve idari yapısı da o dönemin şartlarına göre oluşturulmuştu. Başkanlığa seçildiği takdirde NATO ülkelerinin liderlerinin bir araya gelip, ittifakın yapısını ve hedeflerini gözden geçirmelerini istiyor. İttifakın muhafaza edilip yapısının ve hedeflerinin nasıl değiştirilmesi gerektiğinin görüşülmesini amaçlıyor.
Mutlaka Avrupa, ABD ve Akdeniz'in güneyindeki terör tehlikesinin ve NATO'nun bu duruma uydurulmasının ele alınmasını isteyecektir. Bürokrasinin azaltılması da hedefleri arasında yer alıyor. Mali yükün paylaştırılması en zor konuların başında geliyor. NATO'dan ayrılmayı değil, müttefiklerle bu konunun müzakere edilmesi gerektiğini düşünüyor.
Deutsche Welle: Avrupalıları daha fazla mali yük üstlenmeye ikna edemediği takdirde de ABD'nin NATO'dan ayrılmayacağı söylenebilir mi?
Walid Phares: Prensip olarak ABD'yi NATO'dan çıkartmak istemeyecektir. Trump işadamı olduğu için ticari pazarlıkta uyuşma olmadığı zaman görüşmeleri sona erdirmeye alışmıştır. ABD Başkanı ise Kongre'ye, müttefiklere ve ilgili dairelere danışır. NATO'dan çekilme senaryosundan söz etti ama bundan, ittifakın organizasyon yapısıyla ilgili pazarlığın çetin geçeceğini kastediyordu.
Deutsche Welle: Donald Trump'ın Rusya ve Doğu Avrupa ile ilgili stratejileri nelerdir?
Walid Phares: NATO bünyesindeki blokları birbirinden ayırmak lazım. Örneğin, Batı Avrupa'daki geleneksel müttefikler, İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi farklı sorunları olan ülkeler ve Orta ve Doğu Avrupa olmak üzere. Öncelikle Doğu Avrupa ülkeleri Rusya'nın tutumunu endişeyle izliyor. Trump bunu dikkate alacaktır. Prensip olarak ortak ve müttefik ülkeleri gözden çıkarmayı istemez. Obama-Clinton yönetimini, Mısır, İsrail ve İran ile ilişkileri açısından Körfez ülkelerini ihmal ettiği gerekçesiyle eleştiriyor. Trump kimseyi yarı yolda bırakmaz. Ama aynı zamanda da, Amerikan vergi mükellefinin dışarıda yapılan harcamaların gerekli olup olmadığını öğrenmesi için güçlü NATO ülkelerinin daha fazla katkıda bulunmasını istiyor. Çünkü Trump ülkesindeki ekonomik önceliklere ağırlık veriyor.
Rusya ile ilişkiler ayrı bir konu. Ancak NATO ile yakından ilgili. Trump Rus yönetimiyle görüşüp anlaşmaya ve belli konularda görüş birliği sağlamaya çalışacak. ABD ile Rusya'nın anlaşabilecekleri alanlar var. Örneğin terör ile mücadele stratejisi gibi. Donald Trump Rusya'nın Avrupalı NATO müttefiklerinden daha çok aşırı dinci terör tehdidi altında olduğunu biliyor. Bu nedenle ortak payda bulmaya çalışacaktır. Bulamadığı yerde de kesin bir çizgi çekecektir ki, bu çizgi NATO müttefiklerinin bağımsızlığı olacaktır.
Deutsche Welle: Rusya ile ilişkilerin düzelmesi önündeki en büyük engelin Ukrayna krizi olduğundan söz etmediniz. Trump bu konuda nasıl davranacaktır?
Walid Phares: Bu konuda henüz strateji belirlemiş değil. Konuşmalarında Kırım'ın ilhak edilmesinden ve Ukrayna krizinden dolayı Rusya ile NATO arasındaki ilişkilerin krize girdiğini söylüyor. Ancak bu konuda politika geliştirmiş değil. Rusya ile ilişkilerdeki yeni etap Ukrayna krizine kalıcı çözüm bulunması olmalıdır. Henüz bu konuyla ilgilenmediği için nasıl bir çözüm ortaya çıkar, onu bilemem.
Deutsche Welle: Trump Avrupalı müttefiklerini eleştirirken Almanya'yı özellikle vurguluyor. Örneğin, ‘Almanya niçin NATO bünyesinde Ukrayna krizi ile ilgilenmiyor?' diyor. Almanya'nın Ukrayna krizine çözüm arayışında önemli rol oynadığını ve oynamakta olduğunu Trump bilmiyor mu?
Walid Phares: Donald Trump bunları söyledi. Ama muhakkak bu konuda bilgilendirilecektir. Ön seçimden seçim kampanyasına geçiş aşamasında bulunuyor ve milli güvenlik kuruluşlarından ilk brifingleri aldı. Parti kongresinden sonra de bir dizi brifing alacak. Almanya'nın Rusya politikasındaki rolü hakkında yetkili mercilerden gereken bilgileri alacaktır.
Donald Trump genel anlamda Avrupa'daki önemli tarihi müttefikimiz Almanya ile aramızdaki iyi ilişkilerin bozulmasını istemiyor. Aynı zamanda Almanya, Fransa ve Britanya'nın Avrupa'nın birleşmesinde ve elan Afganistan'da olduğu gibi NATO misyonlarında daha fazla görev üstlenmesinde fayda görmektedir.
Rusya politikasında ortak strateji geliştirilebilmesi için Avrupalı müttefiklerin liderleriyle görüşecektir. Ancak önümüzdeki yılın şubat ayında kadar Trump yönetiminin nasıl pozisyon alacağını şimdiden tahmin edemem.
Deutsche Welle: Donald Trump terörle mücadelede yeniden işkence yöntemlerine başvurulmasından ve teröristlerin aile fertlerinin hedef alınmasından söz etti. Ama bunlar devletler hukukuna uymayan talepler. ABD'nin bu yöntemlerle terörden korunabileceğini düşünüyor musunuz? Uluslararası itibarı açısından bu politika ABD'ye zarar vermez mi?
Walid Phares: Bu soruların doğrudan ona yöneltilmesi gerekir. Dile getirdiği bütün politika ve stratejilerle ilgili sözleri tümüyle ön seçim kampanyası sırasında söyledi. Bizim açımızdan psikolojik hedef, Amerikalıları korumak için her türlü çareye başvurulabileceği mesajını vermekti.
Neyin yasal, neyin değil, neyin mümkün, neyin değil, neyin gerekli, neyin gereksiz olduğunu yetkili mercilere danışacağını söylemiştim. Donald Trump ilan ettiği adımların Amerikan ve devletler hukukuna uygunluk derecesini gözden geçirecektir. Danışmanları gibi resmi mercilerden alacağı bilgiler de ona bu konuda yardımcı olacaktır. Trump, terör ile mücadeleye neyin yardımcı olabileceği ile uygulamanın nasıl olacağı arasında ayrım yapmaktadır.
Deutsche Welle: Söylediklerinizden, seçim kampanyası sırasında dış politika ile ilgili olarak söylenenlerin ciddiye alınmaması gerektiği sonucu çıkmıyor mu?
Walid Phares: Hayır. Donald Trump'un söylediğini o an kastettiği izlenimi medyada da böyle bir tepkiye yol açıyor. Ama o daha sonra söylediklerini danışmanlarıyla gözden geçireceğini açıklamıştı. Başkan ile Kongre arasındaki resmi ilişkiler yoluyla atılacak adımların yasal olup olmadığı ortaya çıkar. O bir şey söylediyse, kastederek söylemiştir. Ama söylediklerini uygulayabilmesi hukuka uygun şekilde yetkili mercilerle istişare etmesini gerektirir. Söylediklerinin milli güvenlik açısından hayırlı olduğuna inanıp inanmadığı Trump'a sorulmalıdır.