Tahmin edilebileceği gibi, seçim döneminin son haftalarında atmosfer biraz gergindi. Ama Türkiye-ABD ilişkilerinde bazı konular başkanlar değişse de sistem devam ediyor. Devleti yöneten siyasi partiler de değişse, bazı devlet gelenekleri devam ediyor. Obama’dan Trump’a geçilen süreçte de aslında çok şey değişmedi. Ben Trump’tan Biden’a geçişte de çok şeyin değişmeyeceğini düşünüyorum. Suriye’de Amerikan askerleri vardı. Trump kendisi o bölgede asker bırakılmasından yana olmadığını söylese de Pentagon, sistem, adına ne diyeceksek, Amerikan askerlerinin orada kalmasını sağladı. Başkandan başkana bir şeyler değişiyormuş sanılıyor ama aslında bir sistem var, o sistem direniyor.
Türkiye’nin Trump’taki avantajı şuydu; danışmanlarına, kabinesine “Bana F-35 konusunu anlatın” demekten çok Başkan Erdoğan ile kurduğu ilişki sayesinde kendisi konuyu doğrudan dinliyordu. Bu da Türkiye’ye hak vermesini sağlıyordu. Mesela Türkiye’nin, başta ABD’den Patriot almak isterken, neden sonuçta S-400 aldığını ilk ağızdan dinliyordu. Bakanlarından rapor almak yerine kendisi dinlemeyi tercih etti. Belki onun için süreçte bize hak vererek Obama hükümetini suçladı; “NATO müttefikimiz Türkiye’ye ihtiyacını vermemişler. Hata yapmışız” dedi.
Biden ne yapar?
Herkes Biden yönetimiyle, ilgili kurumların daha fazla işleyeceği bir modelin çalışacağı bekleyişinde. Ben bu ne demek tam anlamıyorum açıkçası. Kurumların işlemesi başkanın konularla bizzat ilgilenmeyeceği anlamına gelmez. Bir başkan Türkiye ile ilişkileri düzeltmek istiyorsa ister kurumlar çalışacak ister başkan kendisi ilgilenecek, isterse iki süreç birlikte işleyecek. Ne olursa olsun sonuçta başkanın politika ajandası belirleyici olacak.