T24 - Pazar gecesi boğazı kesilerek öldürülen travesti Didem’in katil zanlısı iki gün önce başka bir travestiye ‘doğulu’ diye bıçak çektiği ortaya çıktı. Arkadaşları, Didem’i öldürmeden önce aynı sokakta yaşayan iki travestiye daha önce fuhuş müşterisi olarak gittiğini söyledi.
Taraf gazetesinden Tuğba Tekerek'in haberi şöyle:
Didem’in katil zanlısı, iki gün önce başka bir travestiye ‘doğulu’ diye bıçak çekmiş. Arkadaşları ‘Toplum bize fuhuştan başka iş yapma imkanı bırakmıyor’ diyor
Pazar gecesi boğazı kesilerek öldürülen travesti Didem’in dairesiyle aynı sokakta bir daire... Balkonda gerektiğinde kendilerini koruyacak bir Rottweiler cinsi köpek dolanıyor. Sekiz travesti; kimliğindeki ismiyle A.Ç. kendi seçtiği ismiyle “Didem”in öldürülmesine dair önemli ayrıntıları, cinayetin medyada anlatılışındaki hataları ve hayatları boyunca her gün karşılaştıkları hoyratlıkları anlatıyor.
Özge, öncelikle haberlerde geçen, katil zanlısının “kadın sanmıştı travesti çıktı” ifadesinin yanlış olduğunu söylüyor. “Hep aynı şey. Neresini kadın sanmışsın? 1.90 boyunda, palet gibi eli olan bir kadın mı olur. İnternetten canlı canlı birbirini görüyorsun. İsimlerimizi internette Travesti Beyza, Travesti Özge diye yazıyoruz.” Nitekim, katil zanlısının ‘oradan buldum’ dediği Facebook’ta da Didem’in telefon numarasından önce “Travestiyim” ifadesi yer alıyor.
‘Doğuluyum’ deyince
Daha önemlisi, Diyarbakır’da birliğinden firar etmiş olan katil zanlısı Ö.F.K.’nın, Didem’i öldürmeden önce aynı sokakta yaşayan iki travestiye daha önce fuhuş müşterisi olarak gitmiş olması. Yaprak şöyle anlatıyor: “Cuma günü geldi, ‘Hayatım ne var? Soyun’ diyorum, soyunmuyor, ‘Parayı ver’ diyorum vermiyor. ‘Nerelisin?’ dedi, Doğulu olduğumu söyleyince gırtlağıma sarıldı. Bıçak çekti.” Daha sonra Ö.F.K.’yı evden dışarı çıkarttığını anlatan Yaprak, arkadaşlarına da adamın tipini tarif ederek dikkatli olmalarını söylemiş. Daha sonra Narin’i bulan Ö.F.K.’yle onun arkadaşlarının arasında bir kavga yaşanmış. Yaprak ve Narin zanlıyı internette çıkan fotoğraflardan tanıdıklarını söylüyor.
Özge bu tip olaylarla her gün karşılaştıklarını anlatıp, 2 ay önce başından geçen bir olayı anlatıyor “Otostopta tanıştım. 27-28 yaşlarında biri. Eve gelince ben ‘arabayı buraya park et arkamdan yürü’ dedim. Meğerse iki arkadaşı daha başka bir arabayla bizi takip ediyormuş. Arkamı dönmemle biber gazını yemem bir oldu. Dengemi kaybettim, yere düştüm, kafamı kaldırdığımda üç kişinin beyzbol sopasıyla bana girdiğini gördüm ve çantamı aldıklarını gördüm, saçlarımdan sürükleyerek sote bir yerde yokuştan aşağı attılar.” Bu olaydan sonra 10 gün hastanede kalan Özge’ye saldıranlar arabanın plaka numarası tespit edilmesine rağmen yakalanmamış.
“2007’den bu yana yaklaşık 50 travesti ve transseksüelin öldürüldüğü Türkiye’de bu şiddetin ardında yatan ne?” sorusuna Naz’ın cevabı “Gasp ve nefret.” Naz’a göre bazıları travestilerde paranın çok olduğunu düşünüp gasp etmeye çalışırken Yaprak, nefretle ilgili olarak şunları söylüyor: Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Karşındaki insan ‘erkeksin sen’ diyor, bu kılığa giriyorsun diye senden nefret duyuyor. Tam bir heteroseksüel insan bize hiç birşey demez, önümüzden geçer gider, ama içinde eşcinsel duyguları olan biri içine bastırıyor, bunu yaşayamıyor, yaşayamayınca ne oluyor, yaşayanlara karşı kin duyuyor, şiddet uyguluyor.”
Üniversitelerde ders verilmeli
Yaprak yaşamını “Öyle bir hayat yaşıyorsunuz ki anneniz yok babanız yok, kardeşiniz yok, erkek değilsiniz karınız yok kadın değilsiniz kocanız yok, anlatabiliyor muyum hiç bir şeyiniz yok....” diye anlatıyor. Konuşma boyunca kendilerinin de insan olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Özge öldürülen Didem için onu da bir anne doğurdu” demek zorunda kalıyor. Yaprak’ın bu konudaki ifadeleri ise şöyle: “Bizim diğer insanlardan farkımız yok, senin de duyguların var benim de duyguların var. Dışarıdan gören ‘a travesti, bunlar sapık’ diyor. ‘Bunlar adama saldırıyor, fuhuş yapıyor’, üniversitelerde dersler verilmeli, bizim kim olduğumuz anlatılmalı.”
Polis müdahale etmiyor
Travestiler polisin kendilerine uygulanan şiddete müdahale etmediklerini, aksine onlara şiddet uyguladıklarını söylüyor: Naz Fuhuş yapmak için caddeye çıktıklarında polisten saklanmak için girdiklere apartmana ya da içinde bulundukları arabalara polisin apartmanın içine biber gazı sıktığını söylüyor.
Ceset için çorba parası
Yaprak polisle ilgili olarak şu deneyimini anlatıyor: Arkadaşım 64 yerinden bıçaklanıp öldürülmüştü. Polis sırf arkadaşımızın cesedini görelim diye bizden para aldı. ‘Bir çorba parası atın da gidin arkadaşınızı görün’ dedi. Cesedi polisin gidip toplaması lazım değil mi, cesedi benle bir arkadaşım girdik, topladık.
