Yaşam

Trafik ışıklarından kurtulma zamanı mı?

Trafik aktivisti Martin Cassini'ye göre trafik ışıkları yerine sağduyumuza güvenmeye başlamamızın zamanı geldi de geçiyor

18 Mayıs 2012 17:30

Martin Cassini
Eşitlikçi Yollar Organizasyonu Kurucusu


Ne zaman hareket edeceğimiz konusunda trafik ışıklarına güveniyoruz. Ne zaman duracağımız konusunda da. Trafik aktivisti Martin Cassini'ye göre trafik ışıkları yerine sağduyumuza güvenmeye başlamamızın zamanı geldi de geçiyor.

2000 yılında İngiltere'nin Cambridge kasabasında bir kavşakta normalde ışığın değişmesini beklemem gerekirdi.

Ancak trafik ışıklarının çalışmadığını farkedince dikkatle yoluma devam etti.

Bir sorun yaşanmadı, hem de ıssız bir kavşakta anlamsız yere beklememiş oldum.

O günden sonra ''Acaba bütün bu trafik ışıkları olmasa trafik daha mı kolay işler?''diye düşünmeye başladım.

İlk olarak istatistikler...

Son yıllık figürlere göre geçen yıl İngiltere'de trafik kazalarında 24 bin 500 kişi öldü ya da ciddi şekilde yaralandı.

Bu sayılar her yıl düzenli olarak düşüyor ancak bana göre bu kadar çok insanın zarar görmesine izin veren bir sistem düzgün işliyor olamaz.

Kazaların ekonomik götürüsü de oldukça yüksek.

İngiltere trafik kazaları yüzünden her yıl 15 milyar ile 32 milyar sterlin arasında para kaybediyor.

Ve bana göre yaşanan kazaların büyük bir kısmı aslında kaza falan değil.

Yaşananlar yolların tasarımının ve trafik kurallarının doğrudan bir sonucu.

Bir sürücü olarak soruyorum, yeşil ışığı gördüğünüzde yola bakıyor musunuz?

Hayır, çünkü büyük olasılıkla ışığa bakıyor oluyorsunuz.

Daha geçen gün Işıklara 20 metre uzaktayken ışığın sarıya döndüğünü gördüm ve düşündüm gaza mı basmalıyım yoksa durmalı mıyım?

Çünkü bir kere kırmızı ışığa takılınca insan gerçekten çok fazla zaman kaybedebiliyor.

Neyse ki durmayı seçtim. Çünkü durduğum anda sarı ışığı gören bir yaya yola atladı.

Eğer gaza basmaya karar vermiş olsaydım korkunç bir kaza yaşanacaktı.

İnsanlar trafik ışıklarının güvenliğimizi garanti ettiğini zannediyor.

Ancak Londra'nın Westminster belediyesinin yaptığı bir araştırma şehiriçi trafik kazalarının %44'ünün trafik ışıklarında gerçekleştiğini gösteriyor.

Bir süredir ışıkların çalışmadığı dört yol ağızlarını filme alıyorum.

Işıklar tamir edildikten sonra ise geri dönüp bir film daha çekiyorum

Eşitlikçi Sokaklar adlı bir kampanya başlattım.

Kampanyanın savunduğu şey şu: Yolları insanlara uyumlu hale getirebiliriz.

Yani insanlar trafikte düşünmeden işaretlere uymak yerine sağduyularını kullanmaya başlarlarsa herşey çok daha etkili işleyecektir.

İçgüdüsel olarak insanlar birbirlerine nazik olmak isterler.

Özellikle de yollarda.

Bir yabancı ile karşı karşıya olduğunuzda eğer bir kapkaççı değilseniz, ona nazik davranırsınız.

Hergün trafikte yüzbinlerce yabancı ile bir ilişki içine giriyoruz ancak şu anki sistem sağduyumuzun ve içgüdülerimizin önüne trafik ışıklarına olan saygımızı koymamızı gerektiriyor.

Bu sistemin merkezinde bulunan ana hata ''öncelikler''.

Trafik ışıkları yeterince kötü.

Yolumuza devam edebilecekken durmamıza neden oluyorlar, yolu izlememiz gerekirken onlara bakıyoruz. Ancak trafik ışıkları şu an kullandığımız sistemdeki tek hata değil ne yazık ki.

Ana yolların önceliği kuralı büyük bir problem teşkil ediyor.

Bu kural ilk olarak 1929 yılında yürürlüğe sokulmuş.

O tarihlerde yetkililer yeni bir icat olan motorlu araçları nasıl kontrol altına alacaklarına karar vermeye çalışıyorlarmış.

Ana yol önceliği kuralına göre kim geçiş noktasına önce varmış olursa olsun ana yoldan gelen araçların geçiş üstünlüğü var.

Ana yolda giderken yan yollardan birinin köşesinde bebek arabası ile karşıya geçmeyi bekleyen anneyi farkediyor musunuz?

O yola atlarsa ne olacak?

Eğer yol önceliğiniz olmasaydı daha dikkatli olur muydunuz?

Yaya geçitleri trafik ışığı olmadan daha mı güvenli?

Yaşanan bir çok talihsiz kaza bu öncelik kuralına bağlanabilir.

Peki sistemin bu soruna çözümü ne?

Doğru tahmin ettiniz: Trafik ışıkları.

Ancak eğer yollarda ışıklar olmasa, öncelik kuralları olmasa sürekli daha yavaş ve dikkatli sürmemiz gerekirdi.

Diğer insanları görür, onların hareketleirni analiz ederdik.

Ancak trafik ışıkları sadece daha dikkatsiz olmamıza neden oluyor.

Bir de kırmızıya yakalanmamak için daha hızlı gitmemize.

Peki ya manyaklar ne olacak?

Trafik kontrolü olmasaydı başımıza neler gelirdi?

Doğruyu söylemek gerekirse trafik canavarlarını kontrol etmek şu anki sistemde de pek mümkün olmuyor.

Benim önerim sistemin özündeki büyük yanlıştan kurtulmak.

Öncelikli geçiş sistemini kaldırırsak, trafik ışıklarına olan ihtiyaç da ortadan kalkacak.

Kırmızı ışıklar ortadan kalkınca, kırmızı ışığa yakalanmamak için hızlananlar da ortadan kalkacak.

Bristol kenti yakınlarındaki Portishead kasabasında kavşaklarda çektiğim videoları gösterdim.

Video gösteriminden sonra deneme amaçlı olarak sürekli trafik sıkışıklığının yaşandığı bir kavşakta trafik ışıkları kapatıldı.

Işıkların kapatılmasından sadece bir kaç dakika sonra tıkanıklık ortadan kaybolmuştu.

Sonuçları gören belediye yetkilileri kalıcı olarak trafik ışıkların o kavşaktan kaldırdı.

Yapılan araştırmalar o yollarda yolculuk süresinin yarı yarıya azaldığını ve hiç bir güvenlik sorunu yaşanmadığını gösterdi.

(BBC Türkçe)