İstanbul Güngören'e bağlı Tozkoparan’da belediye yıkım için çevik kuvvet ekipleri TOMA'lar ve iş makineleriyle bu sabah bölgeye gitti. Polis ekipleri sokakları giriş-çıkışlara kapattı, bazı boş evlerin yıkımına başlandı.
AKP’li Güngören Belediyesi, halkın itirazına rağmen Tozkoparan’da kentsel dönüşüm ısrarını sürdürüyor.
Birgün'den İsmail Arı'nın haberine göre, çevik kuvvet ekipleri TOMA'lar ve iş makineleriyle bu sabah Tozkoparan'a geldi. Bazı boş evlerin yıkımına başlandı. Sokakların giriş-çıkışlara kapatıldığı mahallede, bin 500 civarında polis olduğu ve her sokakta 4-5 polis otobüsü bulunduğu aktarılıyor.
Öte yandan gazetecilerin mahalleye girişi engelleniyor.
Mahalle halkının avukatı da alınmadı
Mahalle halkının avukatı Onur Cingil de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, mahalleye alınmadığını bildirdi. Cingil, polislerin, "avukat, basın mensubu, siyasiler kimse alınmayacak" anonsları yaptığını aktardı.
CHP'li Gürsel Tekin de yıkım alanına geldi
Yıkım alanına gelen CHP Milletvekili Gürsel Tekin, "Fikirtepe'de ayrı, Beyoğlu'nda ayrı... Bu kin, bu nefret neden? İnsanların yuvalarını başlarına yıkmayın" diye konuştu.
CHP'li Tekin'in açıklama yaptığı sırada ağlayarak yanına gelen bir mahalleli ise şunları söyledi:
"Yıllarca çalışıp ev almanın anlamı yokmuş, çünkü devlet çöküyor. Şimdiye kadar onlara oy verdim ama çok pişmanım. Tüm gece nöbet tuttum evimizin elektriğini suyunu kesecekler diye."
Ne olmuştu?
Tozkoparan ve Mehmet Nesih Özmen Mahalleleri 2006’da kentsel dönüşüm alanı, 2013’te riskli alan ilan edildi. 21 Nisan 2020’de Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle afet bölgesi ilan edildi. Yıkım çalışmalarına başlanacağı gerekçesiyle mahalleliye ‘evlerinizi terk edin’ tebligatı geldi. Konu yargıya taşındı, İstanbul 10’uncu İdare Mahkemesi tahliye ve yıkım işlemlerine yönelik yürütmeyi durdurma kararı verdi. Haziran 2020’de başında yürütmeyi durdurma kararı kaldırıldı, ardından 23 Haziran’da Mehmet Nesih Özmen ve Tozkoparan Mahallesi’nde elektrik, su ve doğalgazlar kesildi. Temmuz 2021’de ise halkın mücadelesi sonucunda bölgenin riskli alan ilan edilmesi kararına dair Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi.