Politika

'Tosun' ilişkisinde haksız kazanç iddiası

CHP Milletvekili Atilla Kart, Cihan Kamer'in KDV'nin yanı sıra ÖTV'yi de ödemediğini iddia etti.

13 Şubat 2009 02:00

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Cihan Kamer'in, pırlantadan KDV alınmamasına ilişkin düzenlemeden 36 gün sonra Atasay Kıymetli Madenler A.Ş'yi kurduğunu ifade ederek, Atasay'ın KDV'nin yanı sıra ÖTV'yi de ödemediğini iddia etti.


Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Cihan Kamer-Atasay-Atagold ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ilişkilerinin "tuhaf" olduğunu, kamu yetkisinin kurumsal olarak kötüye kullanıldığı, muvazaalı yollarla çıkar yapılanmasına alet edildiği bir dönemin yaşandığını savundu.

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiyle; elmas, pırlanta gibi kıymetli taşların teslimi ve ihracının, KDV'den muaf tutulduğunu anımsatan Kart, "Pırlantadan KDV'nin alınmaması düzenlemesi 31 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bazı Kanunlarda ve 178 sayılı KHK'de Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla yapılmıştır. Bu yasal ve idari düzenlemenin yapılmasından 36 gün sonra Cihan Kamer, Atasay Kıymetli Madenler Anonim Şirketi adıyla 6 Eylül 2004'te şirket kuruyor. Bu aşamadan itibaren Atasay'ın önlenemez yükselişi başlamıştır" diye konuştu.

Muazzam bir ayrıcalık

Daha önce, pırlantanın işlenmemiş halinden, hammaddesinden KDV alınırken, 2004'teki düzenlemeden sonra bunun yapılmadığını anımsatan Kart, ÖTV uygulamasının ise 1 Ağustos 2002'den bu yana devam ettiğini söyledi.

KDV ile ÖTV'nin, fonksiyonları farklı 2 ayrı vergi türü olduğuna dikkati çeken Kart, sözlerini şöyle sürdürdü:

"KDV'nin kaldırılıp, ÖTV'nin getirilmesi söz konusu değildir. ÖTV zaten mevcuttu. KDV kaldırılarak, muazzam bir ayrıcalık ve haksız kazanç yolu yaratılmıştır. Cihan Kamer olayında daha da özel bir durum vardır. Atasay firması ÖTV de ödememektedir, ÖTV'yi de ödememenin yolunu bu yasal düzenlemeyle yaratmışlardır: Pırlanta üretimini Türkiye'de yapmak yerine ithal yolu seçildiğinde artık ÖTV alınmıyor. Pırlantalı mücevheri Türkiye'de işleyip, üretip, onun hammaddesine yüzde 20 ÖTV ödeneceğine, hazır pırlantalı mücevher ithal edilerek, ÖTV'den kurtulunuyor. Cihan Kamer'in ifadesiyle 2003'e kadar gayri faal olan Atagold'un atağa kalktığını, 2005'te Çin'de fabrika kurduğunu ve ithalattan ÖTV alınmamasıyla değerlendirdiğimiz zaman, fotoğrafın tüm unsurları daha net ortaya çıkıyor."

Havaalanındaki yangın

Kart, İstanbul Atatürk Havaalanı kargo bölümünde 25 Mayıs 2006'ta yangın çıktığını, yangının nedeni konusunda çeşitli rivayetler bulunduğunu kaydetti.

İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Halaç'ın, "Kargo terminalinde ABD ve başka ülkelere gönderilmek üzere çok miktarda işlenmiş altın, 400 kg gümüş ve 1 kasada uluslararası banka işlemlerinde kullanmak için yaklaşık 14 milyon doların bulunduğunu" açıkladığına işaret eden Kart, Halaç'a göre, yangından hemen önce Atasay Kuyumculuk'un, 2,5 milyon dolar değerinde altının kargodan giriş işlemlerini yaptırtığını, bunların erime ihtimali bulunduğunu ancak Atasay altınlarının sigorta kapsamında olduğunu belirtti.

Atasay'dan bir yetkilinin ise "Yurt dışından gelen bir miktar altınımızı kargodan çektik" dediğine işaret eden Kart, "Ömer Halaç, İstanbul altın rafinerisinin çoğunluk hissesi sahibidir. Altın sektöründe inisiyatif sahibi olan Halaç'ın en büyük hedefi Afrika'daki altını çıkartmak ve ham altını rafine etmekti. Halaç, bu çalışmalar içindeyken 38 yaşında İstanbul'da bir hastanede, Mayıs 2008'de öldü" diye konuştu.

Danışıklı ilişkilerin üstüne gidebilecek bir Teftiş Kurulu yapılanması olup olmadığını soran Kart, sözlerini, "MASAK, görevini yapma cesaretini gösterebilecek mi? Devlet Denetleme Kurulunu, Cumhurbaşkanı devreye sokma cesareti ve basiretini gösterebilecek mi? Türkiye'de savcılar var mı? Anayasal denetim kurumlarını, hukuk çerçevesinde görev yapmaya davet ediyoruz" diyerek tamamladı.