Gündem

TOKİ, 15 yıl önce şehit eşine hibe edilen evin parasını istedi!

Şehit Uzman Çavuş Bilal Batırır'ın oğlu olaya 'Eğer bedel istenecekse, devlet babamı geri versin bana' sözleriyle tepki gösterdi

25 Nisan 2015 18:41

Mardin'in Dargeçit ilçesinde yakılarak öldürülen Uzman Çavuş Bilal Batırır'ın eşine TOKİ tarafından hibe edilen 65 metrekare evin parası 14 yıl sonra geri istendi. Babasını 4 aylıkken kaybeden Hasan Batırır, "Benim babam bu vatan için şehit oldu. 15 yıl sonra gelip bizden bir bedel istiyorlar. Eğer bedel istenecekse, ben ilk önce bu bedeli, devletten istemem gerek. Babamı geri versin o zaman bana" diye konuştu.

Bilal Batırır'ın iki çocuğu ve eşine TOKİ'den hibe edilen 65 metrekare evin parası 14 yıl sonra geri istedi. Bilal Batırır'ın eşi Hatice Batırır, ev için ödeme talimatı geldiğinde yanlışlık olduğunu düşündüğünü, telefon açarak durumu öğrendiğinde ise olayın doğru olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

CHA’da yer alan habere göre, eşi şehit olduğunda biri 4 aylık diğeri 2,5 yaşında iki çocukla yalnız başına kaldığını söyleyen 40 yaşındaki Hatice Batırır, "Şehidim, emanetin şerefimdir afişleri asıyorlar. Şerefimdir demek afişlerde kalmasın. Eskiden miydi ki o. Şimdi o sözler geçerli değil mi. Benim vereceğim paraya onların ihtiyacı yok ama, benim ihtiyacım var. Bu parayı bizden almasınlar. İçimizi de daha fazla yaralamasınlar. Eğer alırlarsa ben bugünü hiç unutmayacağım" diye tepki gösterdi.

 

'Eşimin başında dua edeceğimiz mezarı bile yok'

 

Hatice Batırır, eşi Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı'nda görevli Uzman Çavuş Bilal Batırır'ı 8 Mart 1996 tarihinde evden ayrıldıktan sonra bir daha görmedi. Ertesi gün eve gelen askerler Bilal Batırır'ın teçhizatının ranzasının başında olduğunu, ancak kendisinin bölükte olmadığını haber verdi. Batırır, eşinin daha sonra yakılarak öldürüldüğünü öğrendi.

Eşinin şehit edildiğini, bugün hala kendisi ve çocuklarının başında dua edeceği bir mezarı bile bulunmadığını belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"1996 yılında eşim Mardin Dargeçit'te şehit oldu. 23 yaşında ben iki çocukla yapayalnız kaldım. 16 yıl biz mağdur olduk. 2001 yılında Bursa'nın Nilüfer ilçesinde hibe edilen bir ev vardı. 15 yıl sonra bizden bunun parası isteniyor. Benim eşim 25 yaşında gençliğinden vazgeçip vatan, milletin huzuru için canını feda etti. 2001 yılında bize hibe edilen evin şu anda parası isteniyor. Ben 4 aylık çocuğu 2,5 yaşındaki çocuğu tek başına büyüttüm. Onlara gelecek hazırlayacağım çabasıyla bir şeyler yapmaya çalışırken hibe edilen evin parası bizden isteniyor. Çocuklarımı yetim büyüttüm. Başbakanımıza sesleniyorum. Kendileri olsaydı böyle bir uygulamayı layık görürler miydi acaba? Çocuklarıma bir gelecek hazırlama çabasındayken hibe edilen evlerin parası isteniyor. Devletimiz koskoca Türkiye Cumhuriyeti, gazisine, şehitlerinin emanetine ev satacak kadar aciz değildir herhalde."

 

'TOKİ, 30 Nisan'a kadar süre verdi'

 

TOKİ'nin ilk etapta kendilerinden 55 bin lira istediğini daha sonra 20 bin liraya indirdiğine dikkat çeken Hatice Batırır, kendisinin bir lira dahi vermek istemediğini söyledi. Batırır, "Çünkü benim içim yanıyor. 25 yaşında eşimi vermişim bu vatan için, milletin huzuru için. Yani bu gerçekten bizim canımızı acıtıyor" dedi.

TOKİ'nin 30 Nisan'a kadar süre verdiğini bu süreye kadar başvuruda bulunmazsa evin başkasına satılacağının söylendiğini anlatarak, "Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, gazisine, şehidine ev satacak kadar aciz değildir diye düşünüyorum. Kendi çocukları olsaydı böyle bir şey yaparlar mıydı, hani başına gelmeyen anlamaz. Onlardan tek isteğim bu evlerin parasını almasınlar ki bizim yüreğimizi acıtmasınlar."

 

'Yanlışlık oldu zannettim doğru çıktı!'

 

TOKİ'den ilk etapta, 55 bin lira ödeme talimatı geldiğinde herhalde yanlışlık olmuştur diye düşündüğünü anlatan Hatice Batırır şunları söyledi: "Verilen bir telefon numarasını aradığımda, 'gaziye, şehide ev satılır mı bu bize hibe edildi' dedim. Yapacağımız birşey yok dediler. Gerçek olduğunu o zaman öğrendik. 15 yıllık bir ev 65 metrekare. 55 bin lira çok fazla deyince 20 bine indiler. Biz sadece tapu parası alacaklarını bekliyorduk ama şu anda da 18 bin 800 lira ödeme talimatı geldi. Devlet bize 65 metrekare evi çok gördü. Ya ödeyeceğim, ya da başkasına satacaklar. Zaten benim eşim yok, iki çocuğumu yetiştirmeye çalışıyorum. Yardımcı olacakları yerde. 'Şehidim emanetin şerefimdir' diyorlar afişleri asıyorlar. 'Şerefimdir' demek afişlerde kalmasın. Eskiden miydi ki o. Şimde o sözler geçerli değil mi. Benim vereceğim 18 bin liraya onların ihtiyacı yok ama benim ihtiyacım var."

 

'5 yıldır sabah 4'ten sonra uyku yüzü görmedim'

 

Eşi öldükten sonra kendisi için hayatın bir anlamı kalmadığını anlatan Hatice Batırır, sadece çocukları için yaşadığını vurguladı. Hatice Batırır, belediyede otobüs şoförlüğü yaparak hayatını sürdürdüğünü dile getirerek, "Benim çocuklarım da babasıyla büyümek isterdi. Ben de eşim olsun, çocuklarım daha farklı büyüsün isterdim. Ben 5 yıldır sabahın 4'ünden sonra hiç uyku görmedim. Çünkü çocuklarım için geleceği için çalışıyorum. Küçük bir arabayı süremezken bugün koskoca bir otobüsü sürüyorum. Bilmiyorum devletin benim vereceğim 18 bin liraya ihtiyacı yok diyorum. Bunu bizden almasınlar içimizi de daha fazla yaralamasınlar. Eğer alırlarsa ben bugünü hiç unutmayacağım."

Annesinin anlattıklarına hak veren şehit oğlu Serhat Batırır, "Milletimiz için biz bedel ödedik. Biz babasız büyüdük. Başımıza gelenlere ben inanamıyorum. Yapılanlar bizim çok zorumuza gidiyor. Bir devlet şehidine sahip çıkamayacak mı? Hala anlam veremiyorum" dedi.

 

'Devlet babamı bana geri versin'

 

Babasını 4 aylıkken kaybeden Hasan Batırır ise babasının bu vatan için şehit olduğunu dile getirerek şunları söyledi:

"Benim babam bu vatan için şehit oldu. 15 yıl sonra gelip bizden bir bedel istiyorlar. Eğer bedel istenecekse, ben ilk önce bu bedeli, devletten istemem gerek. Babamı geri versin o zaman bana. Şehidinin emanetine sahip çıkamıyorsa benim devletim demek ki benim babam bu devlet için boşa ölmüş. 15 yıl sonra gelip benim yaramı niye deşiyorsunuz ki. Gerek var mıydı böyle bir şeye. Devletin benim vereceğim bir 20 veya 50 milyara ihtiyacı yok ki. Buradaki amaç gaye ne düşünmek gerek. TOKİ benden bu evin parasını nasıl ister, hangi zihniyetle ister, bunu düşünemiyorum."