Gündem

TMMOB'den 'Kanal İstanbul' raporu: Yaşamsal bir yıkım ve felaket

"Kuş aklına güvenen bir idare"

29 Mart 2018 10:46

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyonu, Kanal İstanbul raporunu açıkladı. ÇED sürecinde projenin; coğrafik, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel her açıdan yıkım getireceği vurgulanan raporda kanal projesi, “yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisi” olarak nitelenerek derhal vazgeçilmesi istendi.

Evrensel'den Eren Yılmaz'ın haberine göre Mimarlar Odası İstanbul Şubesinde düzenlenen toplantıda konuşan TMMOB İKK Sekreteri Cevahir Efe Akçelik, önceki gün düzenlenen ÇED halkın katılımı toplantısında, emlakçıların ve iktidar yandaşlarının salona doldurulduğunu söyledi. İstanbul halkının ve yaşam savunucularının toplantıya  alınmak istenmediklerini belirten Akçelik, tüm engellemelere rağmen uyarılarımızı sürdürmeye devam edeceğiz diye konuştu.

İstanbul ve Marmara için yüzlerce bilim insanı ve kamu kurum ve kuruluşları tarafından yılların birikimi ile üretilen sayısız planlama bilimsel araştırma ve çalışma sonuçlarının yok sayıldığını anlatan Arçelik, “Bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden tartışmaya açılarak meşrulaştırmaya çalışılan Kanal İstanbul tam anlamıyla coğrafik, ekolojik, sosyolojik kentsel ve kültürel kısacası yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir” dedi.

TIKLAYIN - Kanal İstanbul 'ÇED' raporu toplantısında gerginlik

"Karadeniz'den Marmara'ya kadar tehdit"

Kanal İstanbul projesinin Karadeniz’den Marmara Bölgesi’ne kadar tüm coğrafyayı geri dönüşü olmayan bir biçimde etkileyecek hasar ve yarılma meydana getirme tehdidi taşıdığını belirten Akçelik,  “Şimdiye kadar açıklanan verilerden dahi, kanal projesi kapsamında Terkos Havzası da dahil 3. havalimanı ve 3. köprü bağlantı yollarından geriye kalan bütün orman alanları, tarım alanları, meralar yer altı ve yer üstü su toplama havzaları, havzadaki mahallelerle birlikte Karadeniz ve Marmara Denizi ve kıyıları dahil olmak üzere bütün coğrafyanın inşaat ve yıkım alanı olarak tasarlandığı anlaşılmaktadır. Tekrar ve önemle uyarıyoruz. Kanal İstanbul’dan derhal vazgeçilmeli ve gündemden düşürülmelidir” dedi.

"Kuş aklına güvenen bir idare"

Toplantıda konuşan TMMOB’ye bağlı oda temsilcileri, kendi uzmanlık alanları ile ilgili görüşleri paylaştı. Mimarlar Odası İstanbul Yönetim Kurulu adına konuşan Mücella Yapıcı, bu saçma sapan kanalın bütün etkilerinin şu an kestirilmesinin mümkün olmadığını dile getirerek “Bütün sayılanların yanında proje alanının bir yer üstü de yer altı var. Yer altında doğal gaz hattı, DSİ’nin boru hatları, hatta bir de kanalizasyon hattı bulunuyor” dedi. Yer altı hatlarıyla ile ilgili de hiçbir planlama yapılmadığını söyleyen Yapıcı, 3. havaalanına dair ÇED raporunda, bölgenin kuşların göç yolunda bulunması ile ilgili, “kuşlar alışır, yeni yol bulur” denildiğini hatırlatarak “Kendi aklına, bilimin evrensel ilkelerine güvenmeyen bu idare, kuş aklına güvenerek proje yapıyor” dedi.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna ise Sazlıdere Barajı ve Terkos Gölü’nün yok edilerek İstanbul’un önemli su kaynaklarının yok olacağını aktararak “Kanal projesi ile birlikte mevcut sınırın 600 katı toz çıkacak. Yaşanacak kirlik de cabası.”

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar, projenin bilimsel temellere, planlama ilkelerine aykırı olduğunu vurgulayarak “Bu bir planlama kararı olamaz, bu bir şehircilik planı değildir, bu bir emlakçılık projesidir” şeklinde tepki gösterdi.

"Heyelan ve depremde tehlike büyüyecek"

Jeofizik Mühendisleri İstanbul Şubesi adına konuşan Burak Çatlıoğlu, Küçükçekmece Gölü altında 3 adet aktif fay hattı olduğunu, yapılacak inşaat çalışmalarının heyelanlara ve deprem durumunda daha büyük felaketlere yol açacağını kaydetti. Kanal İstanbul projesinin 40 milyar dolara mal olacağının tahmin edildiğini söyleyen Çatlıoğlu, bunun İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi bütçesinin 5 katı olduğuna dikkat çekerek, “Bu kaynak İstanbul’un daha yaşanabilir bir kent haline gelmesi için harcansa, altyapıya, ulaşıma, yeşil alanlara harcansa nasıl olur? Ama bırakın daha yaşanılır bir kent kurmayı, İstanbul’u yok edecek felaket için harcanıyor bu para” diye konuştu.

"Kanal için gerçekler bile yanlış"

TMMOB tarafından hazırlanan raporda projenin yapılma gerekçisinin de dayanaksız olduğuna yer verildi. “İstanbul Boğazı’ndan geçen gemi sayısının artması, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle, akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli / zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, dünya mirası kent üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturması” Kanal projesine gerekçe oluşturmak için açıklanan gerekçelerin yersiz olduğuna dikkat çekildi. Bu verilere yanıt veren TMMOB, İstanbul Boğazı gemi geçiş istatistikleri verilerini hatırlatarak “İstanbul Boğazı’nda iddia edildiği gibi yıllara göre bir artış değil, tam tersine özellikle son 10 yılda ciddi bir azalış ( 2007’de 56 bin 606 - 2017’de 42 bin 978 gemi geçişiyle yüzde 24 azalış)  görülmektedir. 2014 yılından sonra özellikle doğal gaz boru hatlarından gaz sevkiyatının artmasıyla birlikte gaz transferinde deniz yolunun kullanılması terk edilmeye başlanmıştır” denildi.