Bilgi Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre gençlerin kendi toplumsal gruplarının üstünlüğüne duydukları inanç arttıkça, diğer gruplara karşı ötekileştirme algıları yükseliyor. Tiyatro ve benzeri etkinliklerde bulunan gençler, diğerlerine oranla daha az ötekileştirme algısına sahipler. Diğer gruptan bireylerle kurulan temas ise ötekileştirme tutumlarını azaltıyor.
Gençlerin yüzde 90’ı kızlarının başka gruptan biriyle evlenmesini kabul etmeyeceğini söylüyor, yüzde 84’ü ise çocuklarının başka grupların çocuklarıyla arkadaşlığına bile karşı. İstanbul Bilgi Üniversitesi, “Biz’liğin Aynasından Yansıyanlar - Türkiye Gençliğinde Kimlikler ve Ötekileştirme” başlıklı etkinliğe ev sahipliği yaptı. Toplantıda, BİLGİ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin TÜBİTAK desteğiyle yürüttüğü, “Diğeri ile Karşılaşmada Ötekileştirme/meyi Anlamak: Türkiye’de Gençlerle Empati ve Eşitliği Tartışmak” araştırmasının sonuçları da açıklandı.
Ötekileştirme nasıl oluyor?
Projede çıkış noktalarının “Adil, adaletli bir toplumda nasıl yaşayabiliriz” temel sorusu olduğunu söyleyen BİLGİ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Erdoğan, “Sorularımızı daha çok adalet ve haklar üzerine kurguladık. Kimlik bizim kim olduğumuzu değil, dünyada nerede durduğumuzu gösteriyor. Kimlikler tek başlarına gelmez ve hiçbirimizin de tek bir kimliği yok. En güçlü olan kimliği tespit etmeye çalıştık” dedi. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren BİLGİ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, “Biz bu araştırmayı her gün değişen Türkiye ve dünya gündeminde gerçekleştirmeye çalıştık. Bulgularımıza istinaden ötekileştirmeyi algılar ve tutumlar olarak iki boyut üzerinden tanımladık” diye konuştu.
Araştırmaya katılan gençlere bir dizi kimlik sayılıp bu kimliklerden ne sıklıkla “biz” diye bahsettikleri sorulduğunda birinci sırayı aileleri (yüzde 94), ikinci sırayı “Türkler’’ (yüzde 76) aldı. Diğer kimliklerin oranları şöyle:
* Hemşeriler: yüzde 57
* Eğitimli insanlar: Yüzde 69,
* Atatürkçüler/Kemalistler: yüzde 52
* Laikler ve modern insanlar: Yüzde 49 4
* Dindarlar: Yüzde 45
* Muhafazakârlar: Yüzde 36 18 ilde 18-29 yaş aralığındaki 1224 gençle yüz yüze anketler yürütülen araştırmada, gençlerin kendi gruplarına en uzak hissettikleri grupla ne kadar “temas” içerisinde olduklarını anlamak için bir dizi soru soruldu. Gençlerin yüzde 22’si mahallede bu grubun mensuplarıyla karşılaştığını söylerken, okulda karşılaşanların oranı yüzde 19 oldu. Yüzde 11’lik bir kesim, diğer grup mensuplarıyla çarşıda/ pazarda karşılaşıp sohbet ettiğini belirtirken, yakın arkadaş olduğunu söyleyenlerin oranı da yüzde 11’de kaldı. Bu gruptan birisine misafirliğe gidenlerin oranıysa yüzde 10. Araştırma ekibi bu durumu gençlerin diğer grup mensuplarıyla “temas” oranlarının çok da yüksek olmadığı şeklinde yorumladı.
Toplumdaki sosyal gruplar arasındaki farkları anlamaya yönelik olarak gençlerin diğer grup üyeleriyle “sosyal mesafeleri” ölçülmeye çalışıldı. Gençlerin yüzde 90’ı “kızlarının diğer gruptan birisiyle evlenmesini” kabul etmeyeceğini söylerken, çocuklarının çocuklarıyla arkadaşlık etmesini istemeyenlerin oranı yüzde 84. Yine yüzde 84’lük bir kesim diğer grup üyeleriyle iş yapmayacağını belirtti. Komşu olarak istemeyenlerin oranı, o gruptan birini işe almayı düşünmeyenlerin oranıyla benzer şekilde yüzde 80. Bu rakamlar da bize gençler arasında “sosyal mesafe”nin yüksek olduğunu gösteriyor.