TİP Genel Başkanı Erkan Baş, partisinin genel merkezinde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Pandemi gündemine ilişkin konuşan Baş, getirilen kısıtlamalar ile iktidarın durumun vahametini anlamadığını söyledi.
Baş, “Tüm sağlık kurullarının, bilim insanlarının, hekimlerinin önerdiği; en az iki hafta tam bir kapanma sağlanmasıdır. Tedbirlerin patronların ya da rejimin çıkarlarına ihtiyaçlarına göre değil bilimin ön göstericiliğinde alınması gerektiğidir. Salgın sürecinin gerçekler veriler ışığında bilimsel yöntemin esas alındığı, ilgili sağlık meslek örgütlerinin de dahil edildiği bir yöntemle ele alınması, işçilerin hayatının garanti altına alınması, çalışma sürelerinin kısaltılması, dönüşümlü çalışmaya geçilmesi, üretim planlamasının yeniden pandemi koşullarına göre yapılması, ücretsiz izin uygulamasının derhal kaldırılması acil görevler olarak önümüzde duruyor” dedi.
"Dün Abdullah Gül ile bizi umutlandırmaya çalışanlar, bugün aynı şeyi Bülent Arınç için yapmaya başladılar"
Baş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son günlerde herkes bizim gibi iktidar cephesindeki o büyük sarsıntıları takip ediyordur. Damadın istifası, Bülent Arınç’ın sözleri, bir taraftan reform açıklamaları, MHP tarafından gelen rahatsızlık sinyalleri sonuçta tüm bunları topladığımızda saray cephesinde işlerin iyi gitmediği şeklinde yorumlar yapılıyor. Bizde bu yorumlara katılıyoruz. Fakat önce şu soruyu soralım: 18 yıllık AKP iktidarında, Erdoğan yönetiminde işler ne zaman iyi gitti? Sular ne zaman duruldu? Çünkü bunların hayatı entrika zaten. Ama kendimize sormamız gereken bir soru var: bu kaoslar, fırtınalardan, entrikalar, iktidarın sarsıldığı dönemlerden kim kazanarak çıktı, kim kaybederek çıktı? Maalesef bu soru neden Erdoğan kazandı bugüne kadar ve neden halk kaybetti biçiminde sorulmak durumunda. Buradan yurttaşlarımıza sadece bu soruyu kendimize sorma çağrısı yapıyorum. 18 yıldır neden bu iktidar kazandı, neden biz kaybettik? Bizim yanıtımız şudur: Çünkü bugün olduğu gibi geçmişte de birileri açık açık veya gizli gizli ‘merak etmeyin nasılsa askerler var AKP daha fazla ileri gidemez’ dedi, ‘merak etmeyin Abdullah Gül var Tayyip Erdoğan’ı dengeler’ dedi, ‘ABD var ABD’ye rağmen bu kadar ileri gidemez’ dedi, ‘AB üyeliği durdurur’ dedi, ‘zaten patronlar çok rahatsız’ dedi. Peki ne oldu? Geçmişte bize ‘aman sakin olun bekleyin’ diyenler, sahte umut yaratanlar şimdi de bak ‘damadı feda etmek zorunda kalmış’, ‘reformdan bahsediyormuş’, ‘MHP ile işler iyi gitmiyormuş’, ‘ABD’de Biden’ seçilmiş. Dün Abdullah Gül ile bizi umutlandırmaya çalışanlar, bugün aynı şeyi Bülent Arınç için yapmaya başladılar."
"Kavgayı bitirecek olan biziz"
"18 yıldır hiç bir şey yapmamışsak. Şunu anlamış olmalıyız: bunlar zaman zaman küserler ama bunlar yol arkadaşıdırlar, aynı yolun yolcusudurlar. Çete düzenleri böyle işler. Bu yüzden bugün uyarıyoruz; kırk katır mı, kırk satır mı? Ölüm mü, sıtma mı? Böyle diye diye 18 yıldır önümüze çıkana bir bakın. Arınç mı, Çakıcı mı? Erdoğan çok çaresiz bir durumda. Önce batıyı rahatlatır mıyım diye Arınç’ı kameraların önüne getirdi, bir deneme yapmak istedi, Bahçeli görünümlü Çakıcı’nın mesajı gelince 40 yıllık yol arkadaşını iki dakikada sattı. Zavallı Erdoğan bir mafya bozuntusunun eline bakar halde Çakıcı’yı koalisyon ortağı yapmış durumda. Ben batırdım, ben toplarım diyerek hem batıya hem sermayeye mesajı veriyor. Tıpkı Türkiye’de darbe yapan herkesin yaptığı gibi önce batıya ve sermayeye güven vermek. Bu yüzden biz diyoruz ki bu kavga, panik esas olarak bizim sayemizde. Kavgayı bitirecek olan biziz. Umut AB’de, Biden’de değil. Umut metal işçisinde, maden işçisinde, yarın sokağa çıkacak kadınlarda. Bu kez bir kez daha sarayı kendi haline bırakırsak, siyaseti Ankara’nın koridorlarına sıkıştırırsak, kaybeden yine biz olacağız."