Times gazetesinde yer alan bir haberde Mısır'ın devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin, sanılanın aksine "sosyal adalet çağrılarını görmezden gelen totaliter bir mezhebin lideri" olduğunu öne sürüyor. Yazıda söz konusu fikri desteklemek amacıyla gösterilen örnek ise Türkiye'nin yakın tarihinden: Adnan Menderes.
Michael Burleigh haberde, "darbe" kelimesi kullanıldığında insanların aklına karanlık görüntülerin geldiğini, ama geçmişte iki kez halk iradesi için askerlerin hükümetlere karşı darbe yaptığını söylüyor. Yazar buna örnek olarak 1960 yılında Adnan Menderes'e karşı Türkiye'de yapılan darbeyi de gösteriyor.
Mursi iktidarının 50 gazetenin editörünü işlerinden ettiğini, "eski bir terörist örgüt liderini" Luksor'un valisi olarak atamaya çalıştığını, ve Sinai kentinde "İslami terör örgütlerinin bulunmasına göz yumduğunu" yazıyor.
Burleigh, Mursi destekçilerini Hristiyanlara, Şiilere ve Bahailere "nefret kusmakla" suçluyor ve Sisi'yi şimdi bekleyen zorlukları şöyle sıralıyor:
"Temmuz'dan beri Mısır'ın başında ordu ve onların seçtiği bir hükümet var.
Sisi şimdi Mısırlılara geçmişte 'Çözüm İslam'da' sloganını çekici yapan sosyal adaleti sağlamalı. Bunun için de %74'ü işsiz olan genç Mısırlılara istihdam sağlamalı."
Burleigh ayrıca Sisi'nin şimdi Müslüman Kardeşler'i tümden ortadan kaldırması gerektiğini yazıyor.