Gündem

TİHV Akademi: Üniversitelerarası Kurul sansür organı olmamalıdır!

Üniversitelerarası Kurul kararının ifade özgürlüğüne ve akademik özgürlüğe tümüyle aykırı olduğu vurgulandı

09 Eylül 2021 19:56

Türkiye İnsan Hakları Vakfı bünyesinde çalışan bilim insanları ve akademisyenler (TİHV Akademi), Üniversitelerarası Kurul’un Dr. Mehmet Baki Deniz’in yurtdışında aldığı doktora için yaptığı denklik başvurusunu tez içeriğini gerekçe göstererek reddetmesine yazılı bir açıklamayla tepki gösterdi. Açıklamada, "Yurtdışında yazılan doktora tezlerini sansürlemeye yönelik bu kararı en sert biçimde kınıyoruz" denildi.

Dr. Mehmet Baki Deniz’in ABD’de State University of New York (New York Eyalet Üniversitesi) Sosyoloji Bölümü’nde aldığı doktora derecesi, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından tez konusu ve içeriği gerekçe gösterilerek reddedilmişti.

Konuyu basın açıklamasıyla değerlendiren TİHV Akademi, bir tezin akademik olarak başarılı ya da başarız olduğuna sadece doktora jürisinin karar verebileceğinin altını çizdi.

"ÜAK yöneticilerinin tutumu sarsürdür"

Yurtdışındaki üniversitelere kazanılan doktora derecelerinin Türkiye’de geçerli sayılabilmesi için ÜAK’nın yetkilendirildiği, ancak ÜAK’ın bu konudaki yetkisinin doktora derecesini veren üniversitenin Türkiye’de tanınıp tanınmadığı ve derecenin örgün eğitim yoluyla alınıp alınmadığı gibi formel koşulların tespitiyle sınırlı olduğu belirtilen açıklamada, "ÜAK yöneticilerinin bu sınırın ötesine geçerek, yurtdışında alınan doktora diplomalarının Türkiye’deki geçerliliğini ‘konu ve içerik’ denetimine tabi tutmaları açıkça sansürdür, akademik özgürlüğe ve ifade özgürlüğüne her bakımdan aykırıdır" denildi.

"Otosansür ve Türkiye'ye dönmemek arasında tercih yapmak zorunda kalacaklardır"

Açıklamada, "ÜAK’ın yurtdışında yazılan doktora tezlerini ‘konu ve içerik’ denetimine tabi tutmaya başlamasını ülkemizde akademik özgürlüğe yönelik baskı ve sansür pratiklerinin yeni bir düzeye ulaştığını göstermesi bakımından son derece kaygı verici buluyoruz. Böyle bir denetim özellikle sosyal ve beşeri bilimlerde özgün ve eleştirel yaklaşımların baskılanmasına, vasatlığın ve otosansürün teşvik edilmesine yol açacaktır.

Yurtdışında doktora yapan Türkiyeli araştırmacılar ÜAK’ın makbul bulacağı vasat tezler yazmak için otosansür uygulamak ile doktora sonrasında Türkiye’ye dönmemek arasında tercih yapmak zorunda kalacaklardır. ÜAK’ın yurtdışı üniversitelerde doktora yapan araştırmacıları böyle bir tercihe zorlaması hiçbir biçimde kabul edilemez
" ifadeleri kullanıldı.

ÜAK’ın kararının ifade özgürlüğüne ve akademik özgürlüğe tümüyle aykırı olmanın yanı sıra Anayasa’nın teminat altına aldığı çalışma hakkına ilişkin olarak da gayri meşru bir kısıtlama getirdiği belirtilen açıklamada, yurtdışında aldığı doktora derecesine keyfi olarak denklik tanınmayan bir akademisyenin Türkiye üniversitelerinde öğretim üyesi olarak çalışma imkanından yoksun bırakıldığı dile getirildi.

Akademik camiaya çağrı

Açıklamada şunlar ifade edildi: "Üniversitelerarası Kurul bir sansür organı olmamalıdır! ÜAK yöneticileri yurtdışında yazılan doktora tezlerini sansürlemekten vazgeçmeli ve akademik özgürlüğün gereklerine uygun davranmalıdırlar. Ulusal ve uluslararası akademik camiayı Dr. Mehmet Baki Deniz’in Danıştay nezdinde başlattığı hak arama mücadelesini desteklemeye ve Üniversitelerarası Kurul’un bu utanç verici uygulamasını tüm platformlarda açıkça kınamaya davet ediyoruz."

Açıklamanın tamamı için tıklayın...