Dokuz Eylül Üniversitesinde (DEÜ) gerçekleştirilen operasyonla, organları normal insanların simetrisinde bulunan kadavradan alınan karaciğer, siroz hastasına ters duruşla yerleştirildi.
Vakanın, dünya literatüründe bildirilen 4 benzerinin bulunduğu kaydedildi.
Alınan bilgiye göre, Buca Seyfi Demirsoy Hastanesinden DEÜ Tıp Fakültesi Organ Nakli birimine, 64 yaşında kalp krizi nedeniyle beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin organlarından yararlanılabileceği bildirildi.
DEÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Tarkan Ünek, kadavrayı donör olarak ameliyata aldığında ilginç bir durumla karşılaştı. Kadavranın organlarının, normal insandakinin simetriği şeklinde yerleştiği anlaşıldı.
Ülkede ilk kez yapılan nakli gerçekleştiren DEÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Astarcıoğlu ile donörden karaciğeri çıkaran Yard. Doç. Dr. Ünek, konuya ilişkin açıklamada bulundu.
Yard. Doç. Dr. Ünek, Buca'daki hastanede kadavranın karnını açtığında, organlarının normal insandakinin tam simetriği şeklinde yerleştiğini gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:
''Yani karaciğer normalde sağdayken bu hastada solda, dalak soldayken bunun sağda. Bütün organlar yer değiştirmiş. Kalbi de solda değil, sağa yatık. Biz bu donörü değerlendirdik, karaciğeri çıkardık. Durumu daha üstteki hocalarımıza bildirdik. Onlar da 'kabul edilebilir' şeklinde görüş belirtti. Üniversiteye getirdikten sonra da karaciğer başarılı şekilde hastaya nakledildi.''
Yard. Doç. Dr. Ünek, böbrekleri çalışmayan, kalbi enfarktüslü olan kadavranın sadece karaciğer ve kornealarından yararlanılabildiğini kaydetti.Operasyonu gerçekleştiren Doç. Dr. Hüseyin Astarcıoğlu ise karaciğerin, Hepatit B hastalığı kaynaklı siroz gelişen 51 yaşındaki Yusuf Kılıç'a nakledildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Normalde karaciğerin sağ lobu daha büyüktür, sağ tarafı daha şişkindir. Nakledilen karaciğeri, simetrik derken ayna hayali gibi düşünün. Tam ters duran bir karaciğer. Normalde karaciğerin girmesi gereken karın içindeki boşluğa, karaciğerin küçük tarafı denk geliyor. Şişkin tarafı da biraz daha sıkışık bir tarafa denk geliyor. Biz de ilk defa böyle bir şeyle karşılaştık. 'Olur mu, olmaz mı' diye tartıştığımızda, 'olur' diye düşündük. Hastanın da yapısı itibariyle karnında yer vardı, ön ve arka çapı geniş olduğu için bu şekilde takılmasına vücudu izin verdi. Küçük bir hasta olsaydı, sıkışabilirdi.''
Doç. Dr. Astarcıoğlu, organın hastaya yine aynı prosedürle takıldığını, ancak damarların biraz sağda durması gerekirken solda kaldığını, karaciğere kan getiren ve portal ven olarak adlandırılan damarın biraz kavisli yerleştirildiğini, atardamarın dikilmesindeyse sorun yaşanmadığını belirtti.
Organın hastada ters olarak durduğunu bildiren Doç. Dr. Astarcıoğlu, karaciğerin normaldeki sağ lobunun hastanın solunda, sol lobunun ise sağında olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Astarcıoğlu, ''bizim her karaciğeri en iyi şekilde değerlendirmemiz lazım. O karaciğeri takmadığınız zaman bir insanın hayatı söz konusu. Mümkün olduğu kadar teknik şartları zorlayarak, bir kişinin hayatını kurtarmamız gerekiyor. Dolayısıyla teknik olarak mümkünse bazı riskleri de göze alıp karaciğer naklini gerçekleştirmekten yanayız'' dedi.
Doç. Dr. Astarcıoğlu, söz konusu naklin, dünya literatürüne olgu sunumu olarak bildirileceğini ifade ederek, ters durumdaki yeni karaciğeriyle sağlığına kavuşan hastanın, bundan sonra normal ömrünü yaşayacağını belirtti.
Doç. Dr. Astarcıoğlu, ''eğer nakil olmasaydı bir yıl içinde hayatta kalma şansı yüzde 50'ydi. Şimdi Hepatit B nüksünü engelleyebildiğimiz ortamda, ilaçlarını da iyi kullanırsa uzun yaşar'' dedi.
Kırşehir'in Mucur ilçesinden gelerek karaciğer nakli olan emekli Yusuf Kılıç ise, hastalığının 3 yıl önce bir kanamayla başladığını belirterek, şunları kaydetti:
''Çok uğraştım, mücadele ettim. En son buraya geldim 1.5 ay önce. İşlemlerimi yaptım. Kadavradan karaciğer çıktı. Hocalarım sağolsunlar, ameliyat ettiler. Çok iyi, çok rahatım şu durumda. Hiç bir sıkıntım yok. Organın ters olduğunu yeni öğrendim. Ondan da mutluyum. Nasıl olduğunu bilmiyorum, hocalarım daha iyi biliyordur. Şimdi gayet iyiyim, rahat ve huzurluyum, ağrım sızım yok. Önceden yağlı yiyemiyordum, şimdi her şeyi yiyebiliyorum.''