Cemal Subaşı
Türkiye’nin 25 yıldır sürdürülen terörle mücadele yöntemi kökten değiştiriliyor. Tek sorumlu Genelkurmay olmaktan çıkarılıyor. Taşın altına hükümet de elini koyuyor. İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulacak Güvenlik Müsteşarlığı, teröre karşı tek yetkili kurum olacak
1- Terörle mücadelede yeni yol haritası nasıl belirlendi?
PKK’nın Aktütün Karakolu’na yaptığı saldırının ardından, üç haftada dört kez toplanan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nda (TMYK) istihbaratın tek elde toplanması görüşünde fikir birliğine varıldı. Bu amaçla İçişleri Bakanlığı’na bağlı Güvenlik Müsteşarlığı kurulması kararlaştırıldı. Müsteşarlıkta Genelkurmay, Jandarma, MİT ve Emniyet’ten üst düzeyde yetkililer görev alacak. Ayrıca bu birimler arasındaki koordinasyonu da Güvenlik Müsteşarlığı sağlayacak. Teröre karşı operasyon emrini bu birim verecek.
2- Güvenlik Müsteşarlığı hangi yeniliklere yol açacak?
Kara Kuvvetleri Komutanlığı terörle mücadeleden çekilerek, AB normları çerçevesinde sınır güvenliğinden sorumlu hale getirilecek. İç güvenliğin sağlanmasında Güvenlik Müsteşarlığı sorumlu olacak. Bu kapsamda jandarma yeniden örgütlenerek Emniyet Genel Müdürlüğü ile birlikte terörle mücadeleyi sürdürecek. Bu yapılanma, kademeli olarak beş yıl içinde tamamlanacak. Teröre karşı inisiyatif tamamıyla sivil yönetime geçecek.
3- Jandarma neden rahatsız?
Terörle mücadelede yeni yol haritasının yanı sıra, hükümetin ulusal programında da jandarmanın sivil iradeye bağlanması öngörülüyor. Ancak jandarma bu durumdan rahatsız. 26 Ekim tarihli Taraf gazetesinde yayımlanan ‘Gizli Muhtıra’ başlıklı habere göre, Korgeneral Mustafa Bıyık, 26 Eylül’de İçişleri Bakanlığı’na gizli bir yazı göndererek, girişimi art niyetli olarak değerlendirdi. “Sivilleşmeye ilişkin ifadenin programdan çıkartılması uygun olacaktır” dedi.
4- Türkiye bu yönteme ilk kez mi başvuruyor?
1984-1997 arasında teröre karşı asker ile emniyet birlikte hareket etti. Ancak 1997’de polis devreden çıkarıldı. Sadece Kara Kuvvetleri Komutanlığı sorumlu tutuldu. Güvenlik Müsteşarlığı, Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde de gündeme gelmişti. Ancak hayata geçirilemedi.
5- Güvenlik Müsteşarlığı’nın başında kim olacak? Yönetim nasıl belirlenecek?
İçişleri Bakanlığı’na bağlı müsteşarın kim olacağı, yetki silsilesinin nasıl dağıtılacağı, konuya ilişkin yasal düzenlemeyle belirlenecek. Ancak henüz netlik kazanmadı.
6- Müsteşarlık neden Başbakanlığa değil de İçişleri’ne bağlanıyor?
Başbakanlığa bağlanması durumunda, Avrupa Birliği ile müzakereleri olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Ayrıca turizm ve yabancı sermaye girişi karşısında Türkiye’nin ‘terör ülkesi’ olduğu izlenimi verebileceği endişesi yaşanıyor. İçişleri Bakanlığı’nın seçilmesi, siyasetin terörle mücadelede inisiyatifi ele almasının ilk adımını oluşturduğu şeklinde yorumlandı.
7- Mevcut yapılanma ne olacak?
Halen Başbakanlık bünyesinde bulunan Güvenlik İşleri Başkanlığı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu çalışmalarına devam edecek. TMYK, terörle mücadelenin çerçevesinin belirlenmesine yardımcı olurken, burada alınan siyasi kararlar yeni birim tarafından uygulanacak.
8- Yasa değişikliği gerekiyor mu?
Yeni yapı için köklü yasal değişikliğe gerek yok. Küçük düzenlemeler yeterli. Yeni sistemde valiler terörle mücadelede daha aktif görev alacak. İl İdaresi Kanunu buna olanak tanıyor. 11’inci madde şöyle: “Vali, ilde genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için tedbirleri alır. Devletin genel ve özel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teşkilat amir ve memurları vali tarafından verilen emirleri derhal yerine getirmekle yükümlüdür.”
9- Hükümetin bu adımdaki amacı ne?
Dağlıca saldırısının ardından Kuzey Irak’a gerçekleştirilen sınır ötesi kara harekâtından sonra yapılan, “Hükümetin çekilmeden haberi yoktu” gibi tartışmaların önüne geçilmesi hedefleniyor. Kimilerine göreyse Genelkurmay, sivillerin de elini taşın altına koymasını istedi ve başarılı oldu.
10- Başarısızlık kime mal edilecek?
Yetkililerin, “Kısa vadede çok şey beklenmemeli. Ancak uzun vadede terörle mücadelede doğru bir istikamet” tespitini yaptığı birim, başarısızlık durumunda kamuoyuna ve hükümete hesap verecek.