İhale Kanunu'nda yapılan değişiklikler siyasi rantın yolunu açtı. Denetim zayıflığına dikkat çeken TEPAV, 'Siyasi rant bürokratik rant mekanizması ile destekleniyor' uyarısında bulundu.
Referans gazetesinin haberine göre Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Kamu İhale Kanunu'nda (KİK) yapılan değişiklikleri masaya yatırdı. Kamu alımlarını düzenleyen 4734 sayılı ihale kanununa son altı yıl içinde 54 yasal düzenleme yolu ile en az 140 civarında ekleme, değişiklik ve istisna getirilmesi hükümleri şeklinde müdahalede bulunulduğunu tespit eden TEPAV, bu düzenlemelerin önemli bir bölümünün siyasi rant riski taşıyan unsurlar içerdiğine dikkat çekti.
Bu modelin uygulama ayaklarında özellikle yerel yönetimler ve yapım işlerini üstlenen kamu kuruluşlarının yer aldığına vurgu yapan TEPAV, "Kamusal denetim zayıflatılarak açıklık ve kaliteli rekabet anlayışından uzaklaşılıyor. Bütün bunların sonucunda siyasi rantın bürokratik rant mekanizması ile desteklenmesi ve ihale sisteminin yolsuzluk ve usulsüzlüklere giderek daha fazla muhatap olma riskinin arttığını ileri sürmek fazla iddialı bir değerlendirme olmayacaktır" nitelendirmesinde bulundu.
AB mevzuatına uygun değil
Kanunun değiştirilmesi aşamasındaki genel gerekçelerden birinin AB uyum sürecine olumlu biçimde katkıda bulunmak olduğu hatırlatılan değerlendirmede, Kanunun bazı maddeleriyle söz konusu sürecin taahhütlerine uygun olarak önemli değişiklikler getirildiği belirtildi. Değerlendirmede, bu değişikliklere karşılık, kanunun ilk yapılış sürecinde içerdiği, AB mevzuatıyla uyumlu bazı maddelerin yürürlükten kaldırıldığına ve ilerleme raporlarında belirtilmesine rağmen hiçbir değişiklik yapılmayan alanlar bulunduğuna dikkat çekildi.
AB mevzuatına uyarlık göstermeyen değişiklikler bölümünde şu değerlendirme yapıldı:
"İstisnaların çok fazla olduğu her ilerleme raporunda belirtilmesine rağmen bu kanunda söz konusu fazlalığın azaltılmasının aksine daha fazla istisna getirilmiştir. Belli istekliler arasında ihale usulünün kapsamı AB mevzuatına orantısız biçimde genişletilmiştir. Bu genişleme rekabet ve eşit muamele ilkelerine aykırıdır. Doğrudan temin kapsamı genişletilerek AB terminolojisinde ‘direct procurement' adı verilen yöntemden uzaklaşılmıştır."
İlerleme raporlarında yer alan ancak kanun değişikliğinde yer almayan noktalar bölümünde ise "Türk mevzuatındaki ‘idare' tanımı, kapsamı gereği, eleştirilmektedir. Oysa ki, bu eleştirilerin tersine birçok idare kapsam dışına alınmıştır. İmtiyazlar ve utilities (kamu hizmeti, utilities kavramı içinde enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörleri yer almaktadır) alanlarına ilişkin herhangi bir çalışma yapılmamıştır. İlan sürelerinin kısa olduğu yönündeki eleştiriler dikkate alınmamıştır" saptamaları yapıldı.
Siyasi rant riski taşıyor
Değerlendirmede, yapılan değişikliklerin bir kısmının AB'ye uyum ve/veya uygulamada bazı esneklikler getirme gibi gerekçelere dayansa da çok önemli bir bölümünün siyasi rant riski taşıyan unsurlar içerdiğine dikkat çekilerek şöyle devam edildi: "Bu risk yapılan değişiklikler ile daraltılan kapsam maddesi ve genişletilen istisna maddelerinde kendisini gösterse de bunun dışında kalan maddelerle birlikte ihale kanunu günümüzde siyasi iktidarlara yakın bir sermaye birikimi modeli yaratmanın aracı haline gelmiş gibi gözükmektedir"
Bu modelin uygulama ayaklarında yerel yönetimler ve yapım işlerinde rol alan diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yer aldığının açık olduğu kaydedilen raporda kamusal denetimin zayıflatılarak ihale süreçlerinin kanunun kuruluş felsefesini oluşturan açıklık ve kaliteli rekabet anlayışından uzaklaştırılmasının kamu kaynaklarının rasyonel bir biçimde kamu yararına kullanımında ciddi sıkıntılar yaratacağının altı çizildi.
Raporda "Bütün bunların sonucunda, siyasi rantın bürokratik rant mekanizması ile desteklenmesi ve yapılan değişikliklerin içeriği de göz önüne alındığında, ihale sisteminin yolsuzluk ve usulsüzlüklere giderek daha fazla muhatap olma riskinin arttığını ileri sürmek fazla iddialı bir değerlendirme olmayacaktır" ifadelerine yer verildi.
Hükümetin ilk icraatı olmuştu
İhale kanunu 4761 sayılı yasa ile AKP hükümetinin tek başına iktidara gelmesinden kısa bir süre önce 22 Haziran 2006 tarihinde değişikliğe uğramıştı. 1 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen yasa değişikliği hükümetin "İcraatlerimizin önüne geçiyor" denilerek ertelenmiş sonuç olarak ise 15 Ağustos 2003 tarihinde 42 maddesine müdahale edilerek değiştirilmişti. Maddeye son büyük müdahale ise 5 Aralık 2008'de yapılmış ve 31 maddeye müdahale edilmişti.
Toki’ye özel statü verildi
Raporda Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ihaleleri ile ilgili yaşananan sıkıntılara da geniş yer verildi. TOKİ, başlangıçta 5018 sayılı yasanın II numaralı cetvelinde özel bütçeli bir kamu idaresi olarak yer alırken daha sonra bu cetvelden çıkarıldığı böylece kamu idaresi olma özelligi ortadan kalktığı için 5018 sayılı yasaya tabi olmama gibi bir statüye kavuştu. Buna karşılık TOKİ ihale kanunu kapsamında yer almakla beraber yasanın 68/c maddesine göre toplu konut projelerinde önemli ölçüde ihale kanunu uygulamalarından istisna edildi. TEPAV'ın değerlendirme notunda "Kurumun web sitesindeki verilerden hareketle proje ihale tutarları toplamının 2008 sonu itibariyle birikimli olarak 19.4 milyar dolar mertebesinde olduğu tahmin edilmektedir" denildi.