Salgınla birlikte evden çalışmanın yaygınlaşmasıyla bir yandan internet hizmetlerine duyulan ihtiyaç artarken diğer yandan hem internet ücreti hem de vatandaşın bu hizmete yönelik şikâyetleri artıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, pandeminin Türkiye’de görüldüğü 2020 Mart’tan bu yana internet ücreti ülke genelinde ortalama yüzde 20 zamlanarak 71.7 TL’ye çıktı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) verilerine göre ise, salgının Türkiye’de görüldüğü 2020 Mart’ı kapsayan 2020 birinci çeyrekte İnternet Servis Sağlayıcılığı (İSS) hizmetlerine yönelik şikâyetlerin sayısı 23 bin 623 idi. Bu şikayetler 2021 birinci çeyrekte 59 bin 173’e çıktı. 2021 ikinci çeyrek itibarıyla 37 bin 273’e gerilese de hâlâ toplam şikâyetler arasında en yüksek paya sahip.
Buna göre, BTK’nın son raporunda, 2021 ikinci çeyreğinde BTK’ya iletilen toplam 65 bin 940 şikâyetin yüzde 56.5’i İSS hizmetlerine yönelik olduğu görülüyor.
Bu hizmete yönelik en fazla şikâyet edilen konu ise yüzde 42 ile bağlantı-hizmet kalitesi olarak öne çıktı. Diğer konular ise yüzde 23 ile abonelik işlemleri, yüzde 14 ile faturalandırma ve yüzde 9 ile de cayma bedeline yönelik.
Sözcü'den Gamze Bal'ın haberine göre Telekomünikasyon Uydu ve Elektronik Sanayicileri İş İnsanları Derneği (TUYAD) Başkanı Hayrettin Özaydın, “Hiçbir servis sağlayıcı taahhüdünü son tüketiciye vermiyor. Zaten aldıkları kotalar sattıkları adede bölündüğünde ellerinde olmayan kotaları sattığı ortaya çıkacaktır. Yani 10 litre su var, yüz litre su satılıyor. Aboneler kullanmasa da bu faturayı kesiyorlar” dedi.
“Konunun BTK nezdinde ceza uygulaması yerine ölçümleme sisteminin getirilmesi ile çözüleceğini biliyoruz. Ancak bu uygulama bu sefer lisanslı firmaların internet kazançlarını azaltacaktır” diyen Özaydın, “Hiçbirimiz ödediğimiz kotayı kullanmıyoruz. Türk Telekom'un bu kadar sabit internet kapasitesi yok ancak satmaya devam ediyor. Her geçen gün nüfus ve kullanıcı artıyor. Dışarıdan gelen nüfus dışı internet kullanıcıları ülkemize yetmeyen interneti kullanıyor ve bu trafik maalesef iflas etmiş durumdadır” diye konuştu.
"Fiber altyapının olmadığı yerlerde, fiber internet satılıyor"
“Fiber modemlerin bakır kablo modemleri ile kullanıldığı da gerçektir. Bir aboneye iki modem takılır çünkü altyapı buna müsait değildir” diyen Özaydın, bunun cezasının da tüketiciye yüklendiğini, iki modem taahhüttü alındığını ve vazgeçmede de iki modem ücreti fatura edildiğini dile getirdi.
“Şikâyetlerin en büyük kısmı ise taahhüt yenilemedir. Tüm operatörler bilir ki bu bir çağrı merkezi skandalıdır” diyen Özaydın, şöyle devam etti:
“Çağrı merkezleri sizi operatör adı ile arar ve sizi istemediğiniz bir yenileme için resmen kandırırlar. Sizin taahhüdünüz bitmemişken yeni bir fatura yükü ile karşılaşırsınız. Çağrı merkezleri bundan para kazanır ve operatörler artan fatura kazançları sebebi ile konuya ses çıkartmazlar. BTK'ya giden şikâyetlerin oranı tüketici duyarlılığı kadardır.
En çok sorun olan geniş bant internetin hızıdır, buna en kolay yanıt fiber alt yapının olmadığı yerde verilen yüksek hızlı internet servisidir. Olmayan altyapıda hızlı fiber internet satılıyor. Bakır teller ile fiber internet verilemez. Bunu yetkililer de bilir ancak ses çıkartmazlar.”
"Tüketici bedel ödemeden cayma hakkına sahip"
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ise, “Türkiye’de şu an en büyük tüketici mağduriyeti telekomünikasyon sektöründe yaşanıyor” dedi.
Ağaoğlu, en yoğun yaşanan sorunlardan birinin, hizmet kalitesinden memnun kalmayan tüketicilerin karşısına çıkarılan cayma bedeli olduğunu söyledi.
Ancak Ağaoğlu, bu konuda tüketicileri uyararak “28 Mayıs 2014’te yenilenen Tüketici Kanunu’nun 52. maddesinin 4. fıkrası, tüketiciye bir yıldan uzun süreli taahhütlü abonelikleri dilediği zaman, yani bir yılın dolmasını beklemeden, gerekçesiz ve ceza ödemeksizin feshetme hakkı tanıyor" dedi.
Ancak hâlâ milyonlarca insanın bu konudan muzdarip olduğuna dikkat çeken Ağaoğlu, tüketicinin neler yapması gerektiğini konusunda şu bilgileri verdi:
“Tüketici eğer hakkında icra takibi açılırsa, 7 gün geçmeden en yakın adliyeye gidip itiraz etmeli. Fakat insanların bu konuda bilgileri yetersiz. Eve gelen tebligatı ya anlayamıyorlar ya da böyle bir tebligattan hiç haberleri olmuyor. Daha sonra avukata gittiklerinde de cayma bedelinden daha fazla tutarda bir vekalet ücretiyle karşılaştıklarından haklarını arayamıyorlar.
Benim önerim şu: Tüketiciler 10 günde bir e-devlet üzerinden haklarında icra takibi açılıp, açılmadığını kontrol etsin. Eve tebligat gelmesini beklemeden adliyeye gidip, nöbetçi icra müdürlüğüne yazılı bir başvuru yapıp, bir nüshasını da kaşeletip geri alsınlar.”