Yaşam

Tekne faciasında 3 çocuğunu kaybeden mülteci kadın: Balıklar yemesin diye ellerini bırakmadım

Faciadan kurtulanlar anlatıyor: Yüzme bilmek de çözüm değildi, soğuktan yüzemiyorduk ki

26 Ocak 2016 17:19

Türkiye’den Yunanistan’a geçmek isterken Ege’de yaşanan tekne faciasında çocuklarını kaybeden 22 yaşındaki Ciwane Heme, "Tekneyi görünce binmek istemedik ama kaçakçılar binmezsek bizi öldüreceklerini söylediler. Mecburen bindik. Şiddetli bir dalgayla alabora oldu. Kızlarım gözlerimin önünde boğuldu. Balıklara yem olmasınlar diye ellerini bırakmadım" dedi.

BBC Türkçe’den Hatice Kamer’in haberine göre, Ege Denizi, son yıllarda Orta Doğu ülkelerinden kaçan birçok göçmene mezar oldu. Son olarak Türkiye üzerinden Yunanistan'a geçmeye çalışırken bir geminin Didim yakınlarında batması sonucu çoğu çocuk ve kadın 46 kişi öldü. Bu kazada ölenlerin tamamı Irak Kürdistan’ından geliyordu. Ciwane Heme ile Hiva Tevfik Ebdulla çifti, olayda hayatta kalan göçmenlerden. Ciwane Heme, kazada çocukları üç yaşındaki Jivan, iki yaşındaki Jale ve 9 aylık Jila'yı kaybetmiş.

İzmir'den telefonla ulaşılan 22 yaşındaki Ciwane Heme, altı yıl önce kendisinde bir psikolojik hastalığın baş gösterdiğini, düzenli tedavi görmesi gerektiğini ancak uzun zamandır tedavi olamadığını söyledi.

Irak Kürdistan’ında son bir yıldır yaşanan ekonomik kriz ve saldırılardan dolayı tedirgin olduklarını söyleyen Ciwane Heme, eşinin eski Peşmerge olduğunu ancak aylardır maaş alamadığını ve geçinemediklerini belirtti.

 

"Kaçakçılar bizi öldüreceklerini söyledi"

 

Hastalığından dolayı her ay 35 bin dinarlık (32 dolar) ilaç satın alması gerektiğini ama maaş alamadıkları için ilaç da alamadığını aktaran Ciwane Heme, "Çocuklarımızın daha iyi yaşam koşullarında büyümesi için, bir de daha iyi tedavi imkânlarına sahip olmak için bu yola çıktık" dedi.

Çocuklarının gözünün önünde boğulduğunu söyleyen Ciwane Heme, şöyle konuştu: "Balıklara yem olmasınlar diye ellerini bırakmadım. Soğuktu ve 3 saat 20 dakika denizin içinde çırpındık. Kimse yardıma gelmedi. Yardım geldiğinde ortanca kızım Jale halen yaşıyordu ama hastaneye yetişemedi yavrum."

 

“Teknenin üst katına çıktık, ama alt katta da insanlar varmış”

 

Ciwan'ın eşi Hiva Tevfik Ebdulla da iki katlı teknede 70 kişinin olduğunu, sadece 26 kişinin kurtulabildiğini söyledi. Hiva Tevfik Ebdulla, kendilerini Yunanistan'a götürecek kaçakçılarla İstanbul'da iletişime geçtiklerini ve kişi başı 1500 dolar ödediklerini belirtti.

İzmir'e gitmek için 15 kişilik bir minibüse 37 kişinin bindirildiğini aktaran baba, 05:00 gibi İzmir'e geldiklerini ve kıyıda iki katlı küçük bir tekneye zorla bindirildiklerini söyleyen Hiva Tevfik Ebdulla, şöyle konuştu: “Tekne çok küçüktü. Biz binmek istemedik. Tehdit ettiler. Biz üst kat çıktık, sonra öğrendik ki alt katta da bir sürü insan varmış. Teknedekilerin tamamı Irak'tan gelen Kürtlerdi. Boğulanların çoğu ise alt kattakilerdi.”

 

“Umudumuz tükenmişti”

 

Hiva Tevfik Ebdulla, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde çok ciddi ekonomik ve siyasi sorunların baş gösterdiğini ayrıca eşinin tedavisi için gitmek zorunda kaldıklarını anlattı. Ebdulla, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşsizdim. Eşim hastaydı. Paramız yoktu, Kürdistan'da umudumuz tükenmişti. Siyasiler bu sorunu çözmek için ciddi girişimlerde bulunmuyorlar. Herkes kendisini düşünüyor. Ben de eşimi ve çocuklarımı düşünmek zorundaydım. Arabamı sattım ve bir umutla yola çıktım. Ancak Ege üç çocuğumu aldı. Üç saat boyunca eşimle birlikte çocuklarımızın elini bırakmadık. Çok çaresizdik. Hiç kimse yardımcı olmadı. Türkçe bilmediğimiz için çocuklarımızın cesedinin hangi hastaneye götürüldüğünü bilemedik. Bugün öğrendik ki İzmir Adli Tıp Kurumu'na götürmüşler kızlarımı."

Hiva, bir başka aileden altı kişinin hayatını kaybettiğini anlatarak denizde büyük bir dram yaşandığını söylüyor. Çocuklarının cenazesiyle Süleymaniye'ye dönecek olan çift "Biz artık Kürdistan'da kalmak istemiyoruz" diyor.

 

“Yüzme bilmek de çözüm değildi, soğuktan yüzemiyorduk ki”

 

Olayda 6 yaşındaki kızları Jivan'ı kaybeden Karzan Cemal Mustafa ve eşi Şoxan da engelli olan 10 yaşındaki oğulları Jiyar'ın tedavi etmek üzere Almanya'ya gitmek için bu yola koyulduklarını söyledi.

Karzan da bu krize dikkati çekerek 13 yıl Peşmerge olarak görev yaptığını ve krizden dolayı oğlunun tedavisinin aksadığını anlatıyor. Onlar da İstanbul'da kaçakçılarla iletişime geçip beş gün kaldıktan sonra İzmir'e gitmişler. Daha iyi bir tekne ile gitmek için kaçakçılara kişi başına 2 bin 300 dolar ödediğini söyleyen Karzan da, 3 saat 20 dakika boyunca suda kaldıklarını belirtti. Karzan, "Deniz çok dalgalıydı ve su buz gibiydi. Yüzme bilmek de çözüm değildi. Soğuktan yüzemiyorduk ki" dedi.

Konuşurken ağlayan Şoxan, denizde kızının elini tuttuğunu ama çocuğunun boğulduğunu hıçkırıklar arasında anlatıyor. Şoxan, şöyle konuşuyor: "Yüreğim yanıyor, kızımı, yavrumu karanlık sular aldı. Bir anda karanlığa gömüldük. Kıyamet gibiydi. Herkes çığlık çığlığaydı. Sesimizi kimse duymadı. Kızım gözlerimin önünde öldü. Neden bu durumlara düştük? Hükümet başkanımızın babamız gibi olması gerekir ama yok maalesef onlar sadece kendi çocukları için çalışıyor. Halkın ne durumda olduğunu görmek istemiyorlar. Kızım olmadan ben nasıl oraya geri dönerim.”