Çok sayıda politikacı, insan hakları savunucusu ve gazetecinin bulunduğu toplantı salonunda tüm gözler bir kişiye çevrildi; Nujeen Mustafa. Bugün 18 yaşında olan Suriyeli kızın öyküsü, bundan iki yıl kadar önce tüm dünyada büyük ses getirmişti. Nujeen, kız kardeşiyle birlikte tekerlekli sandalyesiyle Akdeniz’i geçip, birkaç ara durağın ardından Almanya’ya ulaşmıştı. Genç kız, zorlu macerasını Avrupa Parlamentosu binasında düzenlenen toplantıda bir kez daha anlattı.
Nujeen Mustafa akıcı bir İngilizce ile "Bir genç olarak savaş koşullarını yaşamak zaten yeterince kötü“ diyerek söze başladı. Halep’te doğup büyeyen bir Kürt olan genç kız, asıl ailesinin kendisi yüzünden güvenli bir bölgeye götürülemeyeceğinden endişe ettiğini anlattı. Nujeen bir süre Halep’e düşen bombalar arttıkça ve IŞİD kente daha da yaklaştıkça, giderek daha fazla Suriyelinin Avrupa’ya geçmeye çabalarını gözlemlemiş. Ama bir gün sıra ona da gelmiş. Nujeen bir gün erkek kardeşlerinin, kendisine ve kız kardeşine "Artık buradan kaçma vaktiniz geldi. Yoksa çok geç olabilir" dediğini, bunun üzerine de Halep’ten ayrılmaya karar verdiklerini aktardı.
‘Tekerlekli sandalyem yük oldu‘
Kız kardeşiyle birlikte önce Türkiye’ye giden Nujeen, neresi olduğunu bilmediği bir sahilden şişme botlara binip Yunanistan’ın Midilli adasına doğru yola çıkmış. “Tekerlekli sandalyem yük oldu. Botun ağırlığını azaltmak için onu denize atmalarından çok korktum. Ama neyse ki buna gerek kalmadı“ diye konuşuyor.
Ama asıl zorluğu, “Balkan güzergâhı“ diye adlandırılan hat boyunca yaptığı yolculuk esnasında yaşamış. Temel ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda bile büyük sıkıntılar çektiğini aktaran 18 yaşındaki engelli kız, “21’inci yüzyılda tuvalete gitmenin bile bazı insanlar için lüks olması çok acı“ diyor.
Nujeen Mustafa’nın anlattıkları, Avrupa ülkelerine ulaşmak için çetin yolculuğu göze alan engelli ya da hasta mültecilerin yaşadığı dramın âdeta küçük bir özeti. Örneğin İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) çalışanlarından Emina Cerinoviç, 8 yaşındaki Afganistanlı Ali’nin hikayesini hatırlatıyor. Ülkesinde yaşadığı travmalar nedeniyle bacaklarını hareket ettiremeyen küçük çocuk, idrarını da tutamadığı için bezlenmek zorunda kalıyor.
Bir başka örnek olarak kulakları hemen hemen hiç duymayan Suriyeli adamın öyküsü aktarılıyor. Siren seslerini duymadığı için bombalardan şans eseri kurtulan Suriyeli çareyi Yunanistan'a kaçmakta bulmuş. Ama burada da aylarca etrafında olan biteni anlayamamış. Kimse de bir işitme cihazı temin etmeye çalışmamış.
Batı ülkelerinde, engellilerin toplumdaki oranı yüzde 15 dolayında. Ancak savaş bölgelerinde bu sayının ne kadar olduğunu kimse bilmiyor. Dolayısıyla iç savaştan kaçıp Avrupa’ya sığınanlar arasında kaç engelli olduğunu kestirmek de hayli güç.
AB İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Komiseri Christos Stylianides, şimdiye dek Yunanistan hükümetine 125 milyon, aralarında BM Mülteciler Yüksek Komiserliği de olmak üzere yardım örgütlerine de yaklaşık 370 milyon euro aktardığını duyurdu. Yunan adalarında yapılacak hala birçok işin bulunduğuna dikkat çeken Stylianides, ülkeye yaklaşık 250 milyon euronun daha aktarılamasını talep ediyor. Stylianides, Yunan makamları ile engellilere uygun konaklama, rahatça duş alabilme ve sıvı gıdaların temini konusunda her gün iletişim içerisinde olduğunu kaydetti.
‘Engelli göçmenleri Middili'de bekletmeyin!‘
Halihazırda Yunan adalarında 50 bin sığınmacı diğer Avrupa Birliği ülkelerine yerleştirilmeyi bekliyor. En son Avusturya, "diğer AB ülkeleri sorumluluklarını yerine getirmezken Avusturya’nın çok sayıda sığınmacı kabul ettiği" gerekçesi ile 2015 yılında kararlaştırılan İtalya ve Yunanistan’daki mültecileri AB'de yeniden yerleştirme planından ayrılmakla tehdit etti. AB isttistiklerine göre Almanya'da bu kapsamda şimdiye dek 3 bin göçmen kabul etti. Oysa Berlin hükümeti 24.400 mülteci kabul etmekle yükümlü. Şimdiye dek bu plan kapsamında toplamda yaklaşık 15 bin göçmen diğer AB ülkerine yerleştirilebildi.
Midilli adasında bekletilen kaçak göçmenler arasında bulunan engellilerin çilelelerinin, sağlıklı insanlara oranla kat kat fazla olduğunu hatırlatan Nujeen Mustafa “Eğer bu ızdırabı dindirmek istiyorsanız, bu insanları orada daha fazla bekletmeyin“ çarısını yapıyor ve ekliyor: “Ben çok şanslıyım. Çünkü Avrupa Parlamentosu’na gelip deneyimlerimi aktarabildim. Bunun için de hepinize müteşekkirim. Amacım, anlattıklarımla birşeylerin değişmesine vesile olabilmek. Hem engelliler hem de tüm mülteciler için."
© Deutsche Welle Türkçe
Nina Niebergall