T24 - Türk-İş, Ankara'da 'Ekmek, Barış, Özgürlük için Demokrasi ve Haklar' mitingi düzenledi. Mitingde konuşan Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, hükümeti eleştirdi, "Sesimizi duyun" dedi. Ancak miting sonunda "Genel grev genel dierniş" sloganları atan TEKEL işçileri Türk-İş Başkanı'nı hedef alıp, "Kumlu istifa" sloganları atarken daha sonra Türk-İş genel merkezini işgal etti.Türk-İş öncülüğünde düzenlenen "ekmek, barış, özgürlük için demokrasi ve haklar" mitingi son dönemde pek çok alanda yaşanan sorunlar üzerine düzenledi.
Sadece Tekel işçilerinin sorunu değil, İstanbul'da itfaiye işçilerinin eylemleri ve onlara yapılan müdahaleler ile şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili olarak Türk-İş de büyük miting düzenleme kararı aldı.
Miting kapsamında tüm illerden Türk-İş'e bağlı sendikalarda örgütlü 25 bin işçi otobüslerle Ankara'ya geldi. Ankara dışından 600'e yakın otobüs geldi.
Ankara garında başlayan yürüyüşün ardından işçiler Sıhhiye Meydanı'nda toplandı. Mitine sadece işçiler değil diğer meslek ve emek örgütleri temsilcileri de destek veriyor. KESK, TMMOB, DİSK ve TTB'nin yanısıra bazı siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri de mitinge katıldı.
Alınan önlemler kapsamında, Talat Paşa Bulvarı ve Ankara Tren Garı'na açılan yollar ile mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı araç trafiğine kapatıldı. Polisler tarafından arama noktaları oluşturulan meydanda, bomba arama çalışmaları da yapıldı. Eylem için 500 polisin görevlendirildiği bildirildi.
Mitingde Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu'nun yanısıra bir TEKEL işçisi, İstanbul'da eylemlerini sürdüren bir itfaiye işçisi ve Şeker fabrikalarının özelleştirmesine karşı çıkan ŞEKER-İŞ üyesi bir işçi yaşadıkları sorunları anlatan birer konuşma yaptı.
Onur Akın'ın konseri ile başlayan mitingde, katılımcılar ''TÜRK-İŞ göreve genel greve'' ''Zafer direnen emekçinin olacak'', ''Bizi satanı biz de satarız'', ''İş, ekmek yoksa barış da yok'' şeklinde sloganlar attı.
'Genel grev genel direniş'TÜRK-İŞ Genel Başkanı Kumlu'dan ''genel grev açıklaması'' bekleyen TEKEL işçileri, bu beklentileri gerçekleşmeyince Kumlu'nun konuşmasının ardından konuşmaların yapıldığı kürsünün önüne geldi.
İşçilerden bazıları platformun üzerine çıkarak ''Kumlu buraya'', ''Genel grev genel direniş'' şeklinde slogan attı. Bu sırada mikrofonu alan Harb-İş Genel Başkanı Ahmet Kalfa, ''Emekçilerin istediği genel grevi işçiler, KESK'i ile Türkiye Kamu-Sen'i ile memurlarla başaracak. Emekçilerin sorunlarının çözümü için genel greve ihtiyaç vardır. TÜRK-İŞ de bu kararı almalıdır'' dedi.
TEKEL işçileri Türk-İş'i işgal ettiÖte yandan bir ayı aşkın süredir eylem yapan Tekel işçileri miting sonrasında Türk-İş Genel Merkezi'ni işgal etti ve Genel Başkan Mustafa Kumlu'nun istifasını istedi.
Tekel işçileri, Türk-İş'in Sıhhiye Meydanı'nda düzenlediği ''Ekmek, Barış, Özgürlük İçin Demokrasi ve Haklar'' mitinginden sonra 34 gündür eylemlerini devam ettirdikleri TÜRK-İŞ Genel Merkezi önüne geldi. TÜRK-İŞ yönetiminin kendilerine yeterince destekte bulunmadığını öne süren işçiler, ''Kumlu istifa'' sloganları attı.
İşçilerden yaklaşık 150 kişilik bir grup ise binaya girerek daha önce çıkmadıkları Başkanlık katında slogan atmayı sürdürdü. Emniyet güçleri, 'Asıl işgalsi Türk-İş' diyen işçileri bina dışına çıkmaları için ikna etmeye çalışıyor.
TÜRK-İŞ Başkanı Kumlu ne dedi?Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, mitingde yaptığı konuşmada, katılımcılara, Türkiye'nin dört bir yanından, kış gününde yağmur çamuru hiçe sayıp, yollara düştükleri için teşekkür etti.
"Bugün Türkiye bir yangın yerine dönmüştür. Emek büyük bir saldırı altındadır" diyen Kumlu, "Emeğin ürettikleri, bu yangında haramiler tarafından talan edilmektedir. Adaletsizlik her alanda hüküm sürerken, herkes bu adaletsizliğin karanlığı içine çekilmek istenmektedir. Ama rüzgar eken, fırtına biçer" diye konuştu.
Kumlu, "Siz TEKEL işçileri, karda, kışta, soğukta, çoluk çocuk Türk-İş'in önünde, bir aydır ekmek için mücadele veriyorsunuz. Siz itfaiye işçileri, bir aydır Saraçhane Parkı'nda, çadırlarda, ekmek için mücadele veriyorsunuz. Siz şeker işçileri, aylardır her yerde mitingler yapıyorsunuz, ekmek mücadelesi veriyorsunuz. Sizlerin verdiği mücadeleye 'ideolojik' diyenler var. Böyle diyerek, kendi hatalarının üzerini örtmek isteyenler var. Halkımızın gözü önünde soruyorum size. Verdiğiniz mücadele ideolojik mi? Ben şahidim ki değil, ben kefilim ki değil. Sizler, ekmek parası için özlük haklarınız için güvenli bir gelecek için mücadele veriyorsunuz. Sizler, özelleştirmelerin memleketimizi nasıl yoksullaştırdığını, nasıl ele güne muhtaç ettiğini göstermek için mücadele ediyorsunuz" dedi.
"Helal olsun size"TEKEL ve itfaiye işçilerini verdikleri sağduyulu, ağır başlı mücadele için kutlayan Kumlu, "Sizlerin mücadelesi, tüm emekçilerin mücadelesidir. Sizler, bizleri yönetenlerin ne kadar acımasız olduğunu kör göze parmak, herkese gösterdiniz. Su sıktılar, yılmadınız. Biber gazı sıktılar, yılmadınız. Gece yarıları çadırlarınızı bastılar, yılmadınız. Helal olsun size, helal olsun. Tüm emekçilerin hakkı size helal olsun" dedi.
Çalışma yaşamında son dönemde yaşanan gelişmeleri eleştiren Kumlu, "(Avrupa Birliği) diyorlar, (demokratik açılım) diyorlar, (sosyal diyalog) diyorlar, (sendikalar başımızın tacı) diyorlar. Sonra ne yapıyorlar bir bakalım: Çalışma hayatını düzenleyen yasalar değişti mi? Örgütlenmenin önündeki engeller kalktı mı? Taşeronlaşma engellendi mi? İş kazaları durdu mu? İş güvencesi sağlandı mı? Hayır. Bunların hiçbiri yapılmadı" diye konuştu.
Emeğin çıkarının, kavgada değil, barışta, ayrılıkta değil, kavuşmada olduğunu öğrene öğrene bugünlere geldiklerini vurgulayan Kumlu, barışı bilmeyenlere barışı öğretmekte, uzlaşmayı bilmeyenlere uzlaşmayı öğretmekte kararlı olduklarını belirtti.
'Sorumluluk hatada ısrar edenlerin olur'İşçilerin gücünün temelinde para, kar, tahakküm olmadığı, güçlerinin temelinde inanç, masumiyet, savunduklarının haklılığı olduğunu dile getiren Kumlu, "Bizim gücümüzün temelinde, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına duyduğumuz saygı var ama emeğin en yüce değer olduğunu unutanlar, ara sıra bizim de ne olduğumuzu unutuyor. İşte o zaman ne oluyor? Böyle meydanlara çıkıp, işte böyle hep birlikte ayağa kalkıp, ne olduğumuzu hatırlatıyoruz. Diyelim olmadı, daha ne yapıyoruz? Seçim zamanı sandık önümüze konduğunda, kırmızı kartı gösteriyoruz. Eylemlerimizden rahatsız olanlar var. Ben de diyorum ki rahatsız olacağına çözüm üret. Herkes bilsin ki, TÜRK-İŞ belki her zaman gürlemez ama gürlediğinde yağar ve kuru gürültüye pabuç bırakmaz. Biz tavrımızı koyarız, ülkeyi idare edenlerin yapması gereken, bizlere kulak vermek, taleplerimize duyarlı olmaktır. Kulak ardı mı ediyorlar? O noktada, sorumluluk hatada ısrar edenlerin olur, işçinin değil" dedi.
'Marifet IMF'den değil, halktan onay almakta'IMF'den onay almak uğruna yıllardır halkın iliğinin kemiğinin sömürüldüğünü ileri süren Kumlu, bu süreçte vatandaşın daha da yoksullaştırıldığını, esnafın iflas noktasına getirildiğini iddia etti.
"Ekonomik krizin ülkeye teğet geçtiği" söylenirken, krizin bedelinin daha çok işsizlik, daha çok yoksulluk olarak kendilerine ödetildiğini öne süren Kumlu, "Krizin panzehiri, sosyal devlet politikalarına geri dönmektir dedik, dinlemediler. Şimdilerde IMF ile yeni bir anlaşmadan bahsediliyor. Sayın Başbakan, madem artık IMF'ye ihtiyacımız yok, hala niçin yeni anlaşmadan bahsediyorsun. Yerden göğe her şeyin satıldığı, yetmedi mi? Yetmedi mi, sağlık haklarımızın, sigorta haklarımızın budandığı? Daha ne kaldı, ne? Artık IMF'yi def etme zamanı geldi. Çünkü marifet IMF'den değil, halktan onay almakta" diye konuştu.
Kumlu, "İşçilerin, emeği ile geçinenlerin açlığı, yoksulluğu hükümetin vebalidir. Hak arayan emekçilerin seslerine kulak tıkamak, hükümetin vebalidir. Türkiye'nin her yanı, Ankara'nın göbeği, ekmek, barış, özgürlük için yanıyor. Bu yangını söndürmek hükümetin görevidir. Ey hükümet, sana sesleniyorum: TEKEL ve itfaiye işçileri başta olmak üzere çalışanların taleplerine kulak ver, işsizliğin önle, kiralık işçilik düzenlemesinden vazgeç, kıdem tazminatı hakkımıza el uzatma, 4/C ve benzeri uygulamalardan vazgeç, İşsizlik Sigortası Fonu'na el uzatma, vergi adaletsizliğini gider, sağlık ve sigorta haklarımızdaki mağduriyeti gider, asgari ücreti sefalet ücreti olmaktan çıkar, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki aksaklıkları gider, antidemokratik yasaları değiştir, örgütlenmenin önündeki engelleri kaldır, taşeronlaşma ve kayıt dışı ekonomiyi engelle, sosyal devleti uygula, özelleştirmeleri durdur. Bu meydana, buraya kulak ver. Bu sesi duy" dedi.