T24 - Hikmet Benol, Oğuz Atay'ın 'Tehlikeli Oyunlar' adlı ikinci romanının 'tutunamayan' kahramanı. Toplumdaki karmaşanın sebeplerini araştırırken, karmaşanın ortasında kalan bir adam.
Ahşap bir gecekonduda yalnız yaşıyor. Üst katında 'Albayım' dediği Hüsamettin Tanbay, altta ise dul komşusu Nurhayat Hanım. Arada sırada komşularıyla, en çok da kendisiyle konuşmayı seviyor. Ve oyunlar yazıyor... "Yazalım Albayım. İşte kalem, işte ıstırap..."
Seyyar Sahne, uzun süredir 'Tehlikeli Oyunlar'dan aynı adla tiyatroya uyarladıkları oyunu sahneliyor. Yönetmenliği Celâl Mordeniz'e, metin düzenlemesi ve rejisi Oğuz Arıcı'ya ait tek kişilik oyunda, Hikmet Benol rolünde Erdem Şenocak seyirci karşısına çıkıyor. Seyyar Sahne'nin, adından da anlaşılacağı gibi yerleşik bir mekânı, sabit oyun aralıkları yok. Genellikle İTÜ Maçka Kampüsü İşletme Fakültesi Tiyatro Salonu'nda oynuyorlar. Şimdilerde ise Tehlikeli Oyunlar ile Anadolu turnesine çıkmaya hazırlanıyorlar. Oyun, bu akşam saat 19.00'da ve 5, 6, 12 Mart'ta İstanbul'da sahnelendikten sonra, 14 Mart'ta Adana'da, 15 Mart'ta Hatay'da ve 23 Mart'ta İzmir'de seyirciyle buluşacak. Aralarında Mersin'in de olduğu birkaç turne daha kesinleşmeyi bekliyor.
Tehlikeli Oyunlar'ın sahne macerası, bir tiyatro kampında şekillenmiş. Oyunun yönetmeni Celâl Mordeniz, Erdem Şenocak'la yönettikleri, üniversite öğrencilerinin katıldığı kampta, sesli roman okuma çalışması yapmaya başlamış. Mordeniz, Oğuz Atay'ı katılanlara tanıtmak isteğiyle, Tehlikeli Oyunlar'ı 'okutmaya karar vermiş. Erdem Şenocak'tan dinleyince romanı sahnelemeyi düşünmüş. Mordeniz, "Tehlikeli Oyunlar'ı daha çok insana dinletmiş oluruz diye düşündüm." diyor.
Romanın kahramanına baktığında, topluma karşı bir hınçla karşılaştığını söyleyen Mordeniz, "Onun meselesi toplumdaki karmaşa değil, bizatihi toplumun kendisi sanırım." diyor. Zira Hikmet Benol, "Kendisini bir düzen içinde buluyor ve bundan dolayı bunalıyor. İçinde yaşadığı toplumsal yapıyı aşmaya çalışırken de kendi yok oluşunu, yani düşüşünü hazırlıyor." Mordeniz'e göre Oğuz Atay'ın ustalığı burada ortaya çıkıyor: "Romanda acımasız bir toplum eleştirisi görünür. Ama bazı romanları büyük yapan, kahramanına da en az topluma olduğu kadar acımasız bir eleştiri yöneltmesidir. Atay, okuyuculara bir Türkiye toplumsal sistemi eleştirisi sunarken kahramanına iltimas geçmez. Toplumla uyuşmazlık yaşayan, onu aşmaya çalışırken 'düşen' kahramanının trajedisine dikkat kesilir."
Oyunda, Hikmet Benol'un biraz trajik, biraz komik hallerine şahit oluyorsunuz. Gülmek isterken birden bir şeyler boğazınızda düğümleniyor. Hikmet'i anlamaya çalışırken içinizden ağlamak geliyor, aynı anda yüzünüzde bir tebessüm beliriyor. İşte o zaman gülmekle ağlamak arasında gidip gelen tehlikeli bir oyunun ortasında kaldığınızı fark ediyorsunuz. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi...
Roman tiyatro iç içe
Celâl Mordeniz, tek kişilik oyunlar için "Tiyatronun romanla hemhal olduğu yerdir." diyor. Bu yüzden romanı oyunlaştırırken ilk andan itibaren sahnede tek bir oyuncunun olması gerektiğini düşünmüş. Romanla tiyatronun birlikteliği ise hep ilgisini çekmiş: "Romanla tiyatronun oluşturacağı kimya ilgimi çekti. Roman sanatı toplumu aşmaya çalışırken düşen karakteri anlatıyorsa ve tiyatronun elindeki en önemli imkân, bir insanı bir kalabalığın içine yani seyircilerin karşısına tüm mahremiyetiyle yerleştirebilmekse, bu birliktelikten enteresan bir şeyler çıkabileceğini düşündüm."