Teğmen Ebru Eroğlu'nun savunması: Sonuç ne olursa olsun, bizim ve sizlerin göğsündeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar
“Ben teklifimi iletirken sadece resmi tören için iletmiştim. Resmi tören sonrasına yönelik herhangi bir sözlü veya yazılı bir emir yoktur, hatta bu konu en ufak şekilde bile gündeme gelmedi. 20 Ağustos 2024 tarihinde Tabur Komutanımız tarafından tören provası icra edilirken, tüm tabur önünde, ses yayından tören yönetmeliğinin değiştiği ve bu sebeple yine tören esnasında bu andı okuyamayacağımız tebliğ edildi. Biz de bu emre uyduk ve törende hiçbir şekilde bu emrin hilafında hareket etmedik, böyle bir girişimde dahi bulunmadık.
“Harbiye'ye yakışır bir asker olduğumu düşünüyorum”
Bizler zaten Harp Okulu'na 27.09.2019 tarihinde Menteş Tören Alanında askerlik yeminini okuyarak girdik. Atatürk'ün de mezun olduğu okuldan mezun olurken de geleneksel kılıç atma esnasında son kez birlik beraberlik içinde subay andının benim tarafımdan okunmasının devre birincisi olarak benim üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu düşünerek hareket ettim. Kesinlikle disiplinsizlik gibi bir amacım yoktur. Harp Okulu safahatım incelendiğinde Harbiye'ye yakışır bir asker olduğumu düşünüyorum. Yapılan bu eylemde kesinlikle derinden bağlı olduğum Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tartışmaya açmak, itibarını zedelemek, ayrıştırıcı bir tavır takınmak gibi amacım yoktur, olamaz.
“Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim”
Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim. Mikrofondan da bu yönde bir anons yapmadım. Ben protokol, tören alanını terk ettikten sonra basının da protokolle hareket ettiğini düşünüyordum. Çünkü bugüne kadar haber kanalları Cumhurbaşkanı alanı terk ettikten sonra yayını kestiler, törenin tamamını veya sonrasını yayımlamadılar.Bu faaliyette basını ilgilendiren hiçbir şey yoktur, bir fotoğraf veya video çekimi olmasını isteseydim en başında ailemi oraya davet ederdim. Hatta ailemin elinde bu ana ait hiçbir video yok. Basın yayın organlarının oraya gelişi bizim davetimizle değil, aksine koşarak ve oluşturduğumuz çemberi yararak girmeleriyle olmuştur.
Ben Harp Okulu'na 1'inci olarak girdim ve 1'inci olarak bitirdim. Öğrencilik sürem boyunca; Tabur Onur Teşkilatı üyesi, Bölük Kıdemli Yardımcısı, Harbiyeli Bölük Komutanı, Harbiyeli Tabur Komutanı, Harbiyeli Alay S1/S4, Bölük Ceza Sorumlusu, Kadın Harbiyelilerin kıdemlisi gibi görevlerde bulundum. Başarılı bir personel olduğum için Kayseri'de icra edilen kayak kursuna katıldım, Menteş'te yapılan dalgıçlık kursuna katıldım ve dalgıç sertifikam bulunmakta, İtalya'da düzenlenen Harp Okulları Arası Silahlı Çatışma Hukuku konulu yarışmaya Bakanlık onayı ile katıldım.
“Disiplin kurallarına uymak konusunda asla tereddüt göstermedim”
Harp Okulu'nda icra edilen 13 Mart gösterisi, 29 Ekim yürüyüşü, 27 Aralık koşusu, 30 Ağustos tören görevi gibi çeşitli faaliyetlere gönüllü olarak katıldım. İntibakta yapılan İngilizce sınavını başarıyla geçerek ikinci yabancı dil okuma hakkı kazandım. Hava Harp Okulu'nda icra edilen Harp Okulları arası koşu yarışmasında katıldım ve 1'inci olduk. Atış ve spor başarı rozetim vardır. Komando Temel Kursunu erkek harbiyelilerin de dahil olduğu sıralamada 58'inci olarak bitirdim. Sıralı amirlerimden askerlik ve akademik eğitim ile disiplin konularında takdirler aldım. Harp Okulu hayatım boyunca TSK'ya ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yakışır bir Harbiyeli ve subay olmaya çalıştım, bunun için çabaladım. Disiplin kurallarına uymak konusunda asla tereddüt göstermedim.
Bugün sonuç ne olursa olsun, bizim ve sizlerin göğsündeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar. Bizler Atatürk'ün önce sıra arkadaşı, sonra silah arkadaşı olduk. Hayatımızın geri kalanında da bu minvalde hareket edeceğiz şüphesiz."
|