Hırvat sanatçı Sinisa Labrovic’in “Lisansüstü Eğitim” isimli çalışması 11. Uluslararası İstanbul Bienal’i kapsamında Feriköy Rum Okulu’nda görülebilir. Sanatçı çalışmasında yankesicilik, tefecilik gibi suçların görgü kurallarını ve püf noktalarını anlatıyor.
Milliyet gazetesinden Elif Berköz ile konuşan Labroviç'in ilginç söyleşisi:
Sinisa Labrovic’in Feriköy Rum Okulu’nda sergileyeceği çalışması “Lisansüstü Eğitim” belki de 11. Uluslararası İstanbul Bienali’nin en ironik etkinliği. Hırvat sanatçının kişisel gelişim ve “Nasıl yapılır?” kitaplarından yola çıkarak hazırladığı proje, suçların ABC’sini öğretiyor. Feriköy Rum Okulu’ndaki duvarlara asılan 64 sayfalık “Lisansüstü Eğitim” adlı kitaplar, suç camiasının görgü kuralları bölümüyle başlıyor. Dilencilik, hırsızlık, fuhuş, tefecilik, silahlı soygun, şantaj, politika, yolsuzluk başlıklarıyla devam ediyor. Labrovic suçlunun el kitabında maharetli bir hırsız olmanın ipuçlarını anlatıyor, dilencilik raconlarından söz ediyor, fuhuş dünyasındaki ücret tarifelerine değiniyor.
Labrovic “Neden böyle bir kitap hazırladınız?” sorumu “Ticari ve toplumsal başarının önkoşulu yasadışı davranışlar da ondan” diyerek cevaplıyor. Labrovic kitabı hazırlarken Hırvatistan’da “işinin uzmanı” olan 25 kişiyle görüşmüş. Kimlerle mi? Yankesicilerle, tefecilerle, uyuşturucu satıcılarıyla, hacker’larla...
Sanatçının “Lisansüstü Eğitim” adlı çalışması sergi süresince 20 avrodan satışa çıkacak. Ancak sizin ne kadar para vereceğiniz pazarlık gücünüze kalmış.
Kitapta yer vereceğiniz suç dallarını nasıl belirlediniz?
Daha masumane olanlarla başladım. Dükkandan mal yürütme, falcılık, dilencilik, bilgisayar korsanlığı... Sonra suçun kademesini artırdım: Fuhuş, uyuşturucu satıcılığı, tefecilik, silahlı soygun...
Kitapta spor menajerliğini de suç kapsamına almışsınız. Neden?
O kadar büyük bir güç ve o kadar çok para ve o kadar çok dümen dönüyor ki futbol sektörünü de almamak olmazdı. Daha geçen gün Hırvatistan’da bir futbol menajerini ayağından vurdular.
Hırvatistan’da kadın satıcılarıyla, tefecilerle, hırsızlarla konuşurken bir tedirginlik yaşamadınız mı?
Hayır. Onlar kendi işlerini yapıyor, ben de kendiminkini diye düşündüm. Onları yargılamadım. Hırvatistan’da tanıdığım çok gazeteci arkadaşım var. Suçlulara ulaşmamı onlar sağladı. Projemi anlattıktan sonra artık korkacak bir şey yoktu.
Sergi ile vermek istediğiniz mesaj nedir?
Çocukken dürüst ol, elindekileri paylaş, iyi kalpli ol mesajlarıyla büyütülüyoruz. Güç ve para sahibi insanlar bu öğretilenleri yerine getirmiyor. Hayatta hile yapanlar daha ileri gidiyor. Başkalarını düşünerek bir yere gelinmediğini, kendi çıkarını gözetmek gerektiği mesajını veriyorum. Bu kitapla güç sahibi insanların kendilerine şunu sormasını istiyorum: “Ben başarılı mıyım yoksa bir suçlu muyum?”
“Türkiye’den bir yankesici ile görüşüp bilgi topladım”
Siz kitaptaki hangi suçları işlediniz? Mesela çocukken bakkaldan sakız yürüttünüz mü?
Hayatımın bir bölümünde bazılarını işledim. Hangi suçları işlediğimin kapsamlı haritası bana kalsın ama.
Sergiyi Türkiye’de açmadan önce proje için buradan da “malzeme” toplamışsınız. Bir falcı ve yankesici ile görüşmüşsünüz.
Bienali düzenleyen İKSV’nin bir çalışanı beni onlarla Taksim’de buluşturdu. Onlardan aldığım bilgileri de kitaba ekledim. Bir sanat projesi için bilgi topladığımı öğrenmek çok hoşlarına gitti. Enteresan da geldi tabii.