T24- Meme kanseri başta olmak üzere kanser vakalarındaki artışa neden olan faktörleri ve alınacak önlemleri belirlemek amacıyla geçtiğimiz günlerde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Kanser Araştırma Komisyonu'nda konuşan Prof. Dr. Vahit Özmen, bu yıl yaklaşık 18 bin kadının meme kanseri tanısı alacağının öngörüldüğünü söyledi.
Son 20 yılda Türkiye'de meme kanseri sıklığının yüzde 100 arttığını, ülkemizde genç kadınların batı toplumuna göre daha fazla bu kansere yakalandığını belirten Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu Başkanı Prof. Özmen, meme kanserinin dünyada ve Türkiye'deki seyriyle ilgili şu bilgileri verdi:
"Meme kanseri sıklığı, solunum yolu infeksiyonları, HIV, ishale neden olan bulaşıcı hastalıklar ve tübekülozun önüne geçmiştir. Kadın kanserleri arasında meme kanseri, en sık görülen ve en çok ölüme neden olanıdır. Dünyada her yıl yaklaşık 500 bin kadının meme kanseri nedeniyle öldüğü hesaplanmaktadır. 2010 yılı içinde, tüm dünyada 1.500 bin yeni meme kanseri tanısı konulacağı ve bu hastaların büyük bir kısmının düşük-orta gelirli ülkelerde olacağı tahmin ediliyor.
Meme kanserinin, varlıklı zengin ülkelerin hastalığı olduğu şeklinde yanlış bir kanı var. Aslında meme kanserinden ölümlerin yüzde 55’i düşük-orta gelirli ülkelerde meydana geliyor ve bu ülkelerde meme kanseri sıklığı her yıl yüzde 5 oranında artıyor. Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu (MHDF) olarak, “Meme Kanseri Kayıt Programı” içerisinde olan yaklaşık 15 bin kadında yaptığımız bir çalışmada, 40 yaşın altındaki meme kanseri hastası kadınların, tüm meme kanseri hastası kadınlara oranı yüzde 20 olarak bulunmuştur. Bu oran, Batı Avrupa ve ABD’de yüzde 5 kadardır. Ülkemizde genç kadınlarda hastalığın çok olması, genç kadın nüfusunun yüksek olması ve genç kadınların yaşam tarzının batı toplumlarına benzemesi ile açıklanabilir."
Türkiye’de meme kanserinin önümüzdeki yıllarda da artmaya devam edeceğini vurgulayan Prof. Özmen'e göre, 2020 yılına kadar meme kanseri sıklığı ve meme kanserinden ölümler yüzde 50’den daha fazla artacak:
ERKEN TANI VE TEDAVİYİ SINIRLAYAN FAKTÖRLER VAR
"Bu istatistikler belki de tahmin edilen değerlerin altında olacaktır, çünkü ülkemizde sağlıklı verilere ulaşmakta güçlük çekmekteyiz. Meme kanserinin tanı ve tedavisindeki önemli gelişmelere rağmen, ekonomik sıkıntılar, alt yapı olanaksızlıkları, sağlık çalışanları ve kadınlarımızda meme kanseri farkındalığının oluşamaması, yazılı ve görsel basının bu konunun önemini vurgulayamaması, meme kanserinin erken tanısını ve etkin tedavisini sınırlıyor.
Meme kanserinde sağkalım oranının düşük olması, tanının geç konulması ve tedavideki yetersizliğe bağlı. Gerçekten, evre 0’da 10 yıllık sağkalım oranı yüzde 100, evre I’de yüzde 90 civarında iken, evre III’de bu oran yüzde 50’nin altına düşüyor.
MEME KANSERİ KAYIT PROGRAMI NEDEN ÖNEMLİ?
"Bir ülkede sağlıklı kanser kayıtları ve istatistikleri olmadan, kanserin ülke için ne kadar önemli bir sorun olduğu ortaya konulamaz ve sağlıklı korunma, erken tanı, tarama, etkin tedavi ile takip programları uygulanamaz" diyen Prof. Özmen, bir ülkenin gelişmiş ve modern bir ülke olduğunu kanıtlayabilmesi için bu verilerin çok düzenli ve sağlıklı şekilde toplanması ve yayımlanmasının şart olduğunu vurguladı.
İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Ünite’sinde 1986 yılından beri sağlıklı bir meme kanseri kayıt programı uygulandığını söyleyen Özmen, "Ülkemizde tüm meme kanseri hastalarının düzenli olarak kayıt edildiği bir “Ulusal Meme Kanseri Kayıt Programı” maalesef mevcut değil. Ancak, Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu olarak 2005 yılında başlattığımız 'Meme Kanseri Kayıt Programı' bugün 15.000’e yakın meme kanseri hastasını kaydetmeyi başarmıştır. Bu programdaki hastalara ait veriler değerlendiriliyor, kitap ve makale haline getirilecek. Bu sayede, Türkiye’deki meme kanseri hastalarına ait epidemiyolojik ve klinik bilgiler ortaya konuluyor. Bu programa, 'http://www.mhdf.org.tr/' adresinden girilip hasta kayıtları yapılıyor" dedi.