Gündem

TBMM Dilekçe Komisyonu 'faili meçhul'ü böyle anlattı: Mahkeme mahkeme gezdi, SEKA'da nem ve rutubet nedeniyle kendiliğinden yok oldu!

Tahir Karlı, 1978'de siyasi cinayete kurban giden kardeşi Veli Karlı’nın soruşturma dosyasının akıbeti için TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvurdu

27 Mayıs 2019 19:24

TBMM Dilekçe Komisyonu, Tahir Karlı’nın, 1978 yılında Ankara Abidinpaşa‘da katledilen kardeşi Veli Karlı’nın ‘soruşturma dosyasının’ akıbeti için yaptığı başvuruya, bu tür dosyaların zaman tüneli içinde nasıl ‘faile meçhule’ uğradığını anlatan bir çerçeveyle yanıt verdi.

Konuyla ilgili ‘haricen yapılan araştırmalara’ dikkat çeken komisyon, 1978 yılında yaşanan Veli Karlı cinayetinin Ankara Sıkıyönetim Mahkemeleri Askeri Savcılığının görev ve yetkisinde kaldığı, olayın görgü tanığının bulunmadığı, yaralananların da şüphelileri görmediği, olayın faillerinin yakalandığına dair karakol amirliklerinde herhangi bir kayıt bulunmadığını bildirdi. Sıkıyönetim mahkemelerinin kapatıldığı süreçlere de dikkat çeken komisyon Veli Karlı’nın tüm evrak ve dosyasının izlediği yollar hakkında detaylı bilgi verdi.

Soruşturma dosyası mahkeme mahkeme gezmiş, Seka’ya, su baskınına kurban gitmiş

Buna göre, 41 yıl önce siyasi cinayete kurban giden Veli Karlı’nın Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi’nde olan soruşturma dosyası bu mahkemelerin kapatılması için verilen kararın ardından İstanbul oradan Diyarbakır Sıkıyönetim  Mahkemesi’ne gönderiliyor. Diyarbakır’ın da kapatılmasıyla evrak ve dosyalar yeniden Ankara’ya Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi arşivlerine gönderiliyor. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesinin kapatılması üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı arşivinde, arşiv ayıklanması sırasında evraklar Seka'ya gönderiliyor.  Evrakların su basması nem ve rutubet nedeniyle ‘kendiliğinden’ yok oluyor. Tahir Karlı’ya  verilen yanıt şöyle:

Dilekçi: 1978 yılında faili meçhul cinayete kurban giden abisine ait soruşturma dosyasının kaybedildiğinden bahisle, olayın aydınlatılmasını istemektedir.

Adalet Bakanlığı, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 05/04/2019 tarih ve 87119442-622-01- 06-1363-2019-E.4875/27212 sayılı cevabi yazısında aşağıdaki açıklamalarda bulunulmaktadır:

"Tahir Karlı tarafından verilip, 06/02/2019 tarihli ve 57747603-DN.5723/663.09/1 sayılı yazı ekinde alınan ve içeriği itibarıyla adı geçenin ağabeyi V. Karlı'nın 24/08/1978 tarihinde Ankara ili Abidinpaşa semtinde öldürülmesi olayının aydınlatılması talebini hâvi 15/01/2019 tarihli dilekçe üzerine yapılan inceleme sonucunda;

Demirlibahçe Karakol Amirliği tarafından 25/08/1978 tarihinde düzenlenen suç bildirim fişine göre V. Karlı Asım Gündüz Caddesi 38 nolu apartmanın kapıcı dairesinde 24/08/1978 günü saat 22:00 sıralarında uğramış olduğu silahlı saldın sonucu öldüğü, yanında bulunan Y. E. ve İ. K.'ın da yaralandığı, 18/04/1985 tarihinde polis memuru R. G. tarafından düzenlenen tetkik ve inceleme raporuna göre silahlı saldırı olayının ideolojik bir nedenle olabileceği, soruşturmanın. Cumhuriyet savcısı tarafından doğrudan yürütüldüğü, şüphelilerin tespit edilemediği, 18/02/1989 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından Mamak Emniyet Amirliğine yazılan yazı ile, V. Karlı'nın öldürülmesi, İ. K. ve Y. E.'in silahla yaralanması olayının müdürlüklerinde faili meçhul olarak görüldüğü bu olayın faillerinin bulunup bulunmadığının sorulduğu,"

Mamak Emniyet Amirliğine bağlı Demirlibahçe Karakol Amirliğince 28/08/1989 tarihinde Mamak Emniyet Amirliğine yazılan yazıda, olayın cerayim defterinin 1978/C-795 sırasına kayıtlı olduğunun, soruşturmanın nöbetçi Cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğünün, olayın halen faili meçhul olduğunun belirtildiği,  Cumhuriyet savcılığında tanık olarak dinlenen ve olay tarihinde yaralanan Y. E. Olay sırasında Basın Yayın Yüksekokulunda öğrenci olduğunu, öldürülen V. Karlı'nın da Gazi Üniversitesi öğrencisi olduğunu, diğer yaralı İ. K.'ın inşaat işçisi olduğunu, sol görüşlü olduklarını, zannederse ülkücü 3-4 kişilik bir grubun gece saat 22,00 sıralarında kapıyı çaldığını, V. Karlı'nın kapıyı açtığını, gelenlerin ateş ettiklerini V.'nin öldüğünü, kendisi ve İ.'in yaralandığını, şahısların tam olarak görmediğini buna rağmen emniyette fotoğraftan teşhiste bulunduğunu, karakolda ifade verdiğini ancak başka hiçbir yerde ifade vermediğini beyan ettiği, Diğer yaralı İ. K. talimat yoluyla alınan şikâyet beyanında, öldürülen V. K. ve diğer yaralı Y. E. ile aynı yerde kaldıklarını, olay günü saat 21:00 ile 22.00 sıralarında 4-5 kişilik gurubun kapıyı çalıp kapıyı açan V.'ye ve kendilerine ateş ettiklerini, V.'nin öldüğünü, kendilerinin yaralandığını, polislere ifade verdiğini, bunun haricinde hiçbir yerde ifade vermediğini ve soruşturmaya da rastlamadığını ifade ettiği, Ölen V.Karlı'nın kardeşi T. Karlı talimat yoluyla alınan beyanında, babasının bu olayla ilgili emniyete ve savcılığa başvurduğunu, hiçbir sonuç alamadığını, bu nedenle mağdur olduğunu, saldırıyı düzenleyenlerle ve görevi ihmal eden memurlar hakkında şikâyetçi olduğunu beyan ettiği,

Haricen yapılan araştırmalara göre, 1978 yılında meydana gelen bu olayın Ankara Sıkıyönetim Mahkemeleri Askeri Savcılığının görev ve yetkisinde kaldığı, olayın görgü tanığının bulunmadığı, yaralananların da şüphelileri görmediği, olayın faillerinin yakalandığına dair karakol amirliklerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, Ankara Sıkıyönetim Mahkemelerinin daha sonra kapatıldığı, bütün evraklarının ve kayıtlarının İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesinin kapatılmasından sonra bütün evrak ve kayıtların Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesine gönderildiği, buranın da kapatılması üzerine Ankara ile ilgili evrak ve kayıtların Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi arşivlerine gönderildiği, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesinin de kapatıldığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı arşivinde arşiv ayıklanması sırasında evrakların Seka'ya gönderildiği, zaman zaman bekleyen evrakların su basması nem ve rutubet nedeniyle kendiliğinden yok olduğu, anılan Cumhuriyet Başsavcılığının Zamanaşımı Müdürlüğü, Karar Masası Müdürlüğü ve Arşiv Müdürlüğünden alınan sözlü bilgilere göre, arşivlerinde Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi Askeri Savcılığının evraklarının bulunmadığı, Şüphelilerin eyleminin kasten adam öldürme ve kasten silahla adam yaralama kapsamında "kaldığı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK'nun 102/1 maddesi gereğince en uzun soruşturma zamanaşımının 20 yıl olduğu, olay tarihi olan 24/08/1978 tarihinden bu yana soruşturma zaman aşımı sürelerinin tamamen dolmuş olduğu,

Ankara Cumhuriyet  Başsavcılığının 28/03/2019 tarihli ve 2019-3/5792 sayılı yazısından olup, 01/04/2019 tarihli ve 87119442-22-01-06-1363-2019-E.4606/25368 sayılı yazı ile başvuru sahibine bilgi verilmek üzere gereğine tevessül edilmiştir."

Gereği Düşünüldü: Dilekçe ve ilgili kurumun yazısı incelenmiş olup İdarece beyan olunan açıklamalar dışında bu aşamada, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ile TBMM İçtüzüğü’nün 116’ncı maddesi uyarınca dilekçe hakkında Komisyonumuzca başka bir işlem yapılamayacağına karar verildi.