Gündem

Taybet İnan 23 gün sonra defnedildi; eşi ve çocukları cenazeye katılamadı

Sokağa çıkma yasakları sırasında ölen kişilerin cenazeleri de kaymakamlık tarafından defnediliyor

11 Ocak 2016 15:42

Cenazesi 7 gün sokakta, 18 gün morgda kalan Taybet İnan’ın cenazesi bugün Silopi’de defnedildi. 8 kişi tarafından sessiz bir şekilde defnedilen Taybet ananın 9 çocuğu ve eşi, izin verilmediği gerekçesiyle cenazede yer alamadı.

Haberdar'dan Bahar Kılıçgedik'in haberine göre; Sokağa çıkma yasağının devam ettiği Şırnak’ın Silopi ilçesinde vurulduktan sonra çatışmalar gerekçe gösterilecek 7 gün sokak ortasında bekleyen 57 yaşında 11 çocuklu Taybet İnan cenazesi 23 gün sonra defnedildi. Şırnak Devlet Hastanesi Morgu'ndan ailesine haber verilmeden polis tarafından alınarak Silopi Kaymakamlığı’na teslim edilen Taybet İnan ile akrabası Yusuf İnan’ın cenazesi Yenişehir Mahallesi Mezarlığı'na defnedildiği belirtildi.

Taybet İnan’ın iki oğlu ve birkaç akrabası ile sessiz bir defin işlemi gerçekleşti. İnan’ın eşi ve 9 çocuğu izin verilmediği gerekçesiyle cenazeye katılamadıklarını belirtti.  İnan’ın oğlu, “Bize bir iki kişi gelebilir dediler.İki kardeşim, dayım, köydeki hocamız cenazeye katıldı.  Babam ve ben ve diğer kardeşlerimizin de geleceğini söyledik. Birkaç aile bireyi gelebilir deyip bize izin verilmedi. Annem şuan mezarda ama o rahat yüzü görmedi” diyerek annesini son yolculuğuna istedikleri gibi uğurlayamadıkları için üzüntü içinde olduklarını söyledi.

Öte yandan sokağa çıkma yasakları sırasında ölen kişilerin cenazeleri de Silopi Kaymakamlığı tarafından defin ediliyor. 

 

"Hiçbirimiz uyuyamadık, köpekler gelir, kuşlar konar diye"

 

Cenazesi 7 gün sokakta kalan Taybet İnan'ın oğlu Mehmet İnan, annesinin ardından şu mektubu yazmıştı:

"Annem ilk vurulduğunda, haber verdiler koştuk, biz daha varmadan amcam gitmek istemiş onu da vurmuşlar. Gittiğimde amcamı taşıyordu komşular, annem dedim sokakta kaldı dediler, ben gitmek istedim tuttular, ağladım ağladım ağladım… Annem sokağın ortasında kaldı öylece önce belli belirsiz kıpırdıyordu, sonra saatler geçtikçe hareketleri azaldı… Kimi aramadık ki vekilleri, kaymakamı, valiyi, dedik çeksinler şu kargaları öldü ölmesine de cenazemizi alalım… Annem ne hissetti acaba, canı çok yandı, yanmıştır… Biz sevgi nedir hiç dile getirmezdik, ama bir sarılması vardı dünyaya değerdi, binerce söz gelse anlatamazdı o sevgiyi… Annem tamı tamına 7 gün sokakta kaldı… Hiçbirimiz uyuyamadık, köpekler gelir, kuşlar konar diye, o orda yattı biz 150 metre ilerisinde öldük… Bir insan bir insana ne kadar acı çektirebilirse devlette bize 7 günde bunu yaptı. 7 GÜN, TAM YEDİ GÜN ANNENİZİN CENAZESİ SOKAK ORTASINDA KALSIN… İnsan çok iyi olamıyor, insan kalamıyor… Annemin elleri kaskatı olmuş ve öyle sıkmış ki eşarbını belli ki canı hayli acımış, öptüm ellerinde helal et hakkını diye ama… Kanı kurumuş annemin, elleri, yüzü ki yüzü düşerken toprak olmuş, elbiseleri kandan ıslanmış sonra kurumuş, sonra taş olmuş annemin… Kokusu gitmiş, toprak ve kan kokuyor annem, saçları sertleşmiş, kirlenmiş, annemin canından can almışlar Allah’a inanlar! Gözleri açık kalmış annemin, yüzü eve dönük, ayakları toplanmış bir takat gelsin diye belli ki çabalamış. Benim annem, siz benim annemi öldürdünüz, çocuklarınız var mı bilmiyorum sizin yoksa bile sahiplerinizin var, nasıl bir acı demeyeceğim zira ağır… 7 gün benim annem 7 gün karakış soğuğunda kaldı, en acısı kaç saat yaralı kaldı bilememek, keşke diyorum hemen ölmüş olsa. Siz benim annemi öldürdünüz Allah da sizin!…

Bu yazıda okuduğunuz her şey ama her şey bir gerçekten esinlenilmiştir. Bu hayat hikâyesi bir film senaryosu değil, isimler, anlatımlar bana ait olsa da bu katliamın yazarı devlettir!

Mutlu yıllar…"

İlgili Haberler