Taksim Tarlabaşı’nda dün akşam saat 9-10 civarında bir trans kadın saldırıya uğradı. “Kimliği belirsiz kişiler”in bir araçtan inerek Aylin isimli trans kadına saldırırken, olay yerine gelen polisin saldırganlara müdahale etmemesi dikkat çekti. Saldırıyı değerlendiren Avukat Levent Pişkin “Saldırıların artışı İslamî muhafazakarlaşma ile ilintili. Faillerin ‘kimliği belirsiz’ kalması suçun üstünü örtmektir” ifadelerini kullandı.
Yıldız Tar'ın Kaosgl.com’da yer alan haberine göre, bıçaklı saldırının ardından civardaki esnaf tarafından da darp edilen Aylin, ambülansla Şişli Etfal Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada yarası kapatılan ve pansuman yapılan Aylin, aynı gece evine geri döndü.
‘Saldırıların artışında hükümet politikaları etkili’
Saldırının ardından hukukî destek için hastaneye giden Av. Levent Pişkin son günlerde artan saldırıları KaosGL.org’a değerlendirdi. Saldırıların İslamî muhafazakarlaşma ile doğrudan alakalı olduğunu düşünen Pişkin’e göre, mevcut hükümetin politikaları saldırıları kışkırtıyor. Pişkin, AKP Hükümeti’nin LGBTİ’lere dönük nefret suçları konusunda herhangi bir adım atmamasını ve cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ifadelerinin Nefret Suçları düzenlemesinde yer almamasını eleştirdi.
‘Muhalefet LGBTİ haklarını ikincil görüyor’
Muhalefet partilerinin de saldırılar konusunda “suçunun” olduğunu söyleyen Pişkin, “Muhalefet partileri de LGBTİ meselesini ikincil mesele olarak görüyor. Başka gündemler her zaman LGBTİ gündeminin önüne geçiyor. Bu durum devam ettikçe nefret suçlarına karşı aktif mücadele yürütülemez. Yaşam hakkı ve başkaca haklar kapsamında muhalefet partilerinin de bir an evvel etkin çalışmalar yürütmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Kimliği belirsiz kişiler?’
Şişli ve Beyoğlu’nda son zamanlarda transfobik nefret saldırılarında benzer bir tema tekrar ediyor. Saldırganlar bir araçtan çıkarak saldırıyor ve hemen ardından ortadan “kayboluyor”. Saldırganların “kimliği belirsiz” kalıyor.
Tekrar eden bu “temaya” ilişkin ise Pişkin şunları kaydetti:
“Saldırıların ardından olayın failleri ‘kimliği belirsiz’ olarak lanse ediliyor. Bu durum devletin yok etme politikasının bir parçasıdır. Bunun adı suçu örtmektir! O kadar güvenlik önlemi alıyorsun, sonra da transfobik saldırılarda saldırganları bulamadığını iddia ediyorsun. İnanılır gibi değil! Bu durumun tek bir açıklaması var: Suçun üstü örtülüyor.”