Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarihçi Prof. Dr. Kemal Karpat için İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlük Binası'ndadüzenlenen cenaze törenine katıldı. Amerika'da tedavi gördüğü Madison Hastanesi'nde çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden, tarih alanında çok sayıda makale ve kitap kaleme alan ünlü tarihçi Prof. Dr. Kemal Karpat için İÜ Rektörlük Binası'nda tören düzenlendi.
TIKLAYIN - Tarihçi Kemal Karpat hayatını kaybetti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Karpat'a Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve tüm millete başsağlığı diledi. Alimin ölümünün alemin ölümü gibi olduğunu ifade eden Erdoğan, ilim rütbesinin rütbelerin en büyüğü olduğunu, bugün de böyle bir kaybın üzüntüsünün yaşandığını söyledi.
Erdoğan, Karpat'ın hayatının aslında Türkiye'nin son bir asırdaki serencamının, kayıplarının ve arayışlarının yeniden kendini bulmasının bir özeti gibi olduğunu vurgulayarak, Karpat'ın doğduğu Dobruca'nın bugün çok uzak bir yer gibi gözükebileceğini ancak Karpat'ın Türk anne ve babanın evladı olarak doğduğunu anlattı.
Dobruca'nın tıpkı Kırcaali, İskeçe, Selanik, Belgrad, Saray Bosna ve Üsküp gibi kendilerinden bir yer olduğunu dile getiren Erdoğan, köy imamının evladı olan Karpat'ın ilk öğretmeninin babası olduğunu söyledi. Erdoğan, yaşadığı bölgenin saygın bir alimi durumundaki babasının kendisine bıraktığı medeniyet mirasını dünya çapında bir akademik başarıyla taçlandırmış olmasının, Karpat'ın aslında en büyük başarısı olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da başladığı üniversite eğitiminin akademik merdivenlerini Amerika'da tırmanan Karpat'ın ülkesiyle bağını da hiçbir zaman koparmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Kemal Karpat hocamızın çalışmaları, eserleri hep Osmanlı üzerinedir. Yani hocamız 96 yıllık hayatının neredeyse tamamını kendisinin ve mensubu olduğu milletin geçmişini araştırmaya adamıştır. Kendisine Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Onur Ödülü, Cumhurbaşkanlığı'nın da Kültür ve Sanat Büyük Ödülü vermesi, işte bu çabaların ülkemizde en üst düzeyde takdirinin ifadesidir. Hem hayatının önemli bir bölümünü yurt dışında geçirmiş olmasının hem de geniş akademik birikiminin etkisiyle olsa gerek ülkemizin kadim tartışmalarına çok daha soğukkanlı, çok daha gerçekçi yaklaşabiliyordu. Her insan gibi Kemal Hocamız da hayatının çeşitli dönemlerinde kendine göre birtakım fikri tercihler yapmıştır. Bugün bize düşen, onu tercihlerinden dolayı asla yargılamak değil, ortaya koyduğu eserlerinin izinden giderek daha büyük akademik başarıların peşinde koşmaktır. Biz Kemal Karpat hocamızın Osmanlı'dan başlayıp cumhuriyetimizin kuruluşuna ve bugüne kadar olan çalışmalarından yararlanmaya hep devam edeceğiz. Keşke kendisine Rabbimiz daha uzun bir ömür verseydi de önümüzdeki kritik dönemde de Hocamız birikimiyle, tecrübesiyle, analizleriyle bize yol göstermeye devam etseydi. Son yıllarda ardı ardına kaybettiğimiz büyük tarih, kültür ve sanat insanlarımız bize adeta bir sonbahar hüznü yaşatıyor. Bu büyük alimlerimizin yerini doldurmamız gerçekten oldukça zor olacak."