Spor

"Taraftar desteklemezse, Özil oynayamaz"

2014'ün dünya şampiyonu Özil topa vurmayı doğduğu yer olan Gelsenkirchen'de öğrendi. DW ekibi, Özil'in hemşehrilerine milli takımı bırakma kararını nasıl karşıladıklarını sordu

25 Temmuz 2018 16:31

Sekiz yaşındaki Baran ve arkadaşları Gelsenkirchen'de bisikletle geziyorlar. Mesut Özil'in Alman milli takımını bıraktığını daha duymamış. "Ne? Peki şimdi hangi takımda oynuyor?” diyor.

Mesut Özil ilk kez 2009 sırtına geçirdiği Alman futbol milli takımı formasını 92 maçta taşıdı. Milli takıma 23 gol kazandırdı ve 2014 yılında milli takımla Dünya Şampiyonu oldu. 22 Temmuz 2018'de üç bölüm halinde Twitter hesabından yaptığı paylaşımda artık milli takımda oynamayacağını duyurdu. Özil, "ırkçılık ve saygısızlık hissettiği sürece milli olmayacağını" açıkladı.

Hemşehrilerinden destek

Özil Gelsenkirchen'in Bismarck ilçesinde doğup büyüdü. Büyük anne babası Mesut'un babası Mustafa iki yaşındayken Ruhr havzasına yerleşti. Mesut'un futbol kariyeri orada başladı. Top oynadıkları yer oturdukları sıra evlerin hemen yanı başındaydı.

Mesut Özil'in büyüdüğü ev

Kent merkezindeki Bismarck caddesinin basamaklarında oturan Gerd K. "Mesut'un küçüklüğünü bilirim, sempatik çocuktu, ilerde, şurada top oynardı” diyor. Erdoğan ile resim çektirmesini doğru bulmamasına rağmen Mesut'a toz kondurmuyor. "Alman Futbol Federasyonu önce kendine baksın. Federasyonda olanları doğru bulmuyorum” diyor. Özil'in milli takımı bırakmakta haklı olduğunu belirterek, "Ben olsam, daha önce bırakırdım” diyor.  Gerd K. Kötü oynayan Almanlara ses çıkarılmadığını, göçmen kökenli futbolculara ise hoşgörü gösterilmediğini söylüyor.

Bismarck'ın her köşesinde Özil'in izlerine rastlamak mümkün. Bütün tanıdıklarının onunla ilgili anlatacağı öyküsü var. Herkes onu sakin ve güler yüzlü biri olarak tanıyor.

Dönerci Volkan, Mesut ve kardeşlerinin sın sık dükkânında yemek yediklerini anlatıyor. "Biz 24 saat açığız. "Mesut hep akşamları dükkân sakin olduğunda gelir”, diyor. O da Mesut'un kibar, sempatik ve saygılı bir Bismarck'lı olduğunu söylüyor. Milli takımdan ayrılması ile ilgili olarak, "Doğru buluyorum, kendi kararıdır” diyor.

Yuhalanmak futbolcuyu bitirir

Berberlik yapan 30 yaşındaki İhsan Çukur de bir zamanlar futbolcuymuş. Kardeşinin takım arkadaşları Özil ile çok maç yapmışlar. "Hep nazik davranırdı, kendini geliştirip, başarıya kavuştuktan sonra da hiç hava atmazdı” diyor. Özil'in Federasyon ile ilişkisine son vermesini İhsan Çukur da anlayışla karşılıyor. Sporun siyasete alet edilmesine kızan Çukur "Aniden hepsi ona yüklenmeye başladı” diyor. Mesut'un yuhalanmasını doğru bulmuyor. "Futbolcu taraftarı sayesinde vardır. Taraftar onu kabullenmez ise o da futbol oynayamaz”, diyor.

İhsan Çukur, Mesut'un "göğsümde iki kalp birden atıyor", şeklindeki sözlerini ve bu ruh halinin nelere yol açabileceğini çok iyi anladığını söylüyor. "Bizler hep iki arada bir derede kalmış insanlarız. Türkiye'de bize Alamancı derler. Burada ise Alman Türk'ü gibi yakıştırmalar yaparlar. Orada beğenilmez, burada kabul edilmeyiz. Elden ne gelir ki?” diyerek sözlerini sürdürüyor.

İhsan Çukur, Düşmanlık korkusu

Türk kökenli Almanların üzerlerindeki baskının giderek arttığını hissettiklerini Gelsenkirchen'de de görmek mümkün. Düşmanlıkla karşılaşmaktan çekindikleri için çoğu röportajda soyadlarının kullanılmasını istemiyor. Ya da sadece adlarının açıklanmasını rica ediyorlar. Anne babasının Almanya'ya işçi olarak geldiği Gelsenkirchen doğumlu 31 yaşındaki kadın öğretmen Name S. Özil tartışmasına biraz daha farklı yaklaşım gösterilmesinin doğru olacağını belirttikten sonra "Sadece akla kara dile getiriliyor. Ama konu o kadar basit değil” diyor.

Name, Özil'in Erdoğan ile fotoğraf çektirmesini yanlış buluyor. "Bunu yapmamalıydı. Ama Almanya'nın takım olarak gösterdiği performanstan onun sorumlu tutulması da doğru değil” diyor. Mesut'un milli takımı bırakarak mesaj vermiş olmasını ise anlayışla karşılıyor. "Özil'in karşılıklı güven olmadığında kendini gösteremediği bilinen bir şey. O oldum olası öyleydi” diyor.

Sekiz yaşındaki Baran ise Özil'in milli takımla ilişkisini kesmesini anlayamıyor. "Alman milli takımında oynasın, o iyi futbolcudur” diyor küçük Baran.