*Candan Yıldız
Türkiye, seçimlere giderken 'tanzim satışları'nı tartışıyor. Enflasyon yüzde 20’nin üzerinde seyrederken insanlar pahalılıktan şikâyetçi. İktidar, pahalılığı ‘fırsatçılığa’ bağlıyor. Soğan, patates, patlıcan ve sivri biberdeki yüksek fiyatlar, miting medyanlarının, basın açıklamalarının da gündemi oluyor. Fiyatlardaki artışa ilişkin eleştirilere karşı, “mermi fiyatı” örnek veriliyor.
Tanzim satışlarının başlayacağını ilk Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak duyurdu. Albayrak, “Belediyelerin uygun fiyatla tanzim satış yerleri kuracağını” açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tanzim satış noktalarında sadece yaş sebze, meyvenin değil, temizlik ürünlerinin de satılacağını söyledi.
Uygulama Ankara ve İstanbul’da başladı. İstanbul’da 50 tanzim satış noktası kurulduğu açıklandı. 2018 resmi rakamlarına göre İstanbul’un nüfusu 15 milyon. Yani her tanzim satış noktasına ortalama 300 bin insan düşüyor.
Peki bu ürünler (domates, patates, soğan, salatalık) nereden geliyor?
Ürünler, Antalya’nın Serik, Kaş, Kumluca ve Demre bölgelerinden Yenikapı’ya getiriliyor. Gerçekten bri aracı olup olmadığını sorduğumuz bir kaynak, “Aracısız gibi gösteriliyor. Ürün çiftçiden geliyor, hallerde bir fiyatlama ile tarım kredi kooperatiflerine geliyor, onlar üzerinden dağıtılıyor. Aradaki fiyat farkını devlet fonluyor” yanıtını verdi.
Tarım ürünlerinin tüketiciye ulaşım sürecine vâkıf kaynak, tanzim satışlarının sürdürülebilir olmadığını, birinci adımda pazarcıların, şehirdeki komisyoncuların etkileneceğini, ikinci aşamada da üreticilerin yani çiftçilerin etkileneceğini savunarak, fiyatlarla rekabet edilemeyeceği için “Siparişler azalacak” yorumunu yaptı.
İstanbul Yaş Mey ve Sebze Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Dayan, tanzim satışlarıyla ilgili olarak, “Yorum halkındır, bizi de etkileyecek ama asıl üretici halleri etkilenecektir” dedi.
"Tanzim satışları enflasyonu gizleyemez"
T24’e konuşun gazeteci–ekonomist Emin Çapa; “Tanzim satışın sürdürülebilmesi için büyük bir organizasyon lazım. Yani devlet ya ülke çapında örgütlü bir marketler zinciri kuracak ya da yerel yönetimler bunu yapacak. Bu da maliyet demek. Ben seçim sonrası biraz devam edip biter diye bekliyorum. Ben son dönem AKP politikalarına "sopalı liberal ekonomi" diyorum. Devletin manavla, pazarla rekabete girmesi durumun vehametini gösteriyor. Nohut, fasulye ve et ithalatıyla başlayan süreç samanla zirve yaptı. Ama bu sürdürülemiyor. Kur yüzünden ithalat da çok pahalı. Bu yüzden ihraç ettiğimiz domatesi devlet tanzim satışa koydu. Üretim planlaması olmadan bunların hiç biri kalıcı etki yaratmaz“ dedi.
Enflasyonun gıdada yüzde 30’un üzerinde olduğunu söyleyen Çapa’ya göre tanzim satışları enflasyonu gizleyemez. Ekonomik tabloyu da yorumlayan Çapa; “2002 krizi öncesine dönüyoruz. En sağlam yer olan bankacılığı riske atıyoruz. Ziraat Bankası yıllar sonra 2.3 milyar TL, Halkbank 1.3 milyar TL zarar açıkladı. Kamu bankaları zarar ettirilmemeli. Yap-işlet-devret sistemi ile yapılan çılgın projeler ülkenin altını oyuyor. Tanzim işi devam ederse aynısı olur” diye konuştu.
Tarım ve gıdanın piyasa mekanizmalarının insafına terk edilmemesi gerektiği belirten Çapa; “Türkiye pazarcı, manav ve kabzımallardan terör örgütü çıkarmayı başardı” ironisi yaptı.