1990’lı yıllarda Doğu ve Güneydoğu’da işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili binlerce soruşturma dosyası, Özel Yetkili Mahkemeler’in (ÖYM) kaldırılmasıyla zamanaşımına uğrama tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
Faili meçhul duruşmalarını takip eden müdahil avukatlardan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, “yeni yasanın yürürlüğe girmesinin ardından soruşturma dosyalarının çevre illerde ve çeşitli yerlerdeki savcılıklar arasında bölüşüleceğini ve bunun da uzun süre alacak olduğunu belirterek, “Söz konusu suçların insanlığa karşı işlendiği gerekçesiyle zamanaşımından kurtarılmalıdır.” dedi.
İsmail Avcı’nın Zaman gazetesinde yer alan haberine göre, aralarında Cizre’de 20 kişinin öldürüldüğü ve emekli Albay Cemal Temizöz’ün yargılandığı, Bingöl’de şehit edilen 33 er, Lice, Kulp, Derik ve Güçlükonak’ta köylülerin öldürülüp gömülmesi gibi önemli davaların da bulunduğu 9 bin dosya, Diyarbakır ÖYM’lere bağlı 7 il ve ilçelerine gönderilmeye başlandı. Böylece ‘Ergenekon’un Fırat’ın ötesindeki cinayetleri’ olarak belirtilen faili meçhul soruşturmalar da bir nevi kapatılmış oldu.
Hükümetin Meclis’ten geçirdiği, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de onayladığı ‘Terörle Mücadele Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) kaldırıldı.
Bu mahkemelerde görevli hakim ve savcıların işlerine son verildi. Özel yetkili savcılar tarafından yürütülen dosyalar da ‘suçun işlendiği yerlere’ yani yetkili başsavcılıklara devredilmeye başlandı. Diyarbakır’daki mahkemeler ellerindeki davaları, savcılar ise soruşturma dosyalarını daha önce sorumlu oldukları Batman, Bingöl, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak’a gönderiyor. Soruşturma dosyaları, yeni yasal düzenleme gerekçe gösterilerek ‘görevsizlik’ kararı ile önce illerdeki başsavcılıklara naklediliyor. Daha sonra bu dosyalar, tefrik edilecek merkez ya da ilçelerdeki savcılıklara yollanacak. Ardından görevlendirilerek savcılara verilecek. Savcılar ise dosyayı yeniden inceleyecek ve sorumlular hakkında işlem yapılıp yapılmayacağına karar verecek. Süreç bir yılı bulacak. Bu sürede dosyaların önemli kısmı zamanaşımından düşmüş olacak. Çünkü faili meçhul soruşturma dosyalarının tamamı 1990-95 yılları arasında işlendiği iddia edilen eylemlerle ilgili. Soruşturmalar arasında 39 faili meçhul cinayetle ilgili 7 tane JİTEM dosyası bulunuyor. Bu dosyalar da JİTEM mensuplarının işyerine bomba atması, avukatlara saldırı düzenlemesi, insanları örgüte yardım ettiği gerekçesiyle evinden alıp öldürmesi gibi önemli suçlar içeriyor.
Güneydoğu’daki faili meçhullerle ilgili açılan ilk dava Şırnak’ın Cizre ilçesine gönderildi. Cizre’de 1993-95 arasında işlenen 20 faili meçhul cinayetle ilgili emekli Albay Cemal Temizöz’ün de aralarında bulunduğu itirafçı ve köy korucularından oluşan 7 kişi hakkında dava açılmıştı. 5 yıla yakındır devam eden dava kapsamında bugüne kadar 100’e yakın tanık dinlendi. Davada sona gelindi ve savcı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcı, dönemin ilçe jandarma komutanı Cemal Temizöz’ü, ‘suç örgütü lideri’ olarak nitelendirdi. Mütalaada, PKK itirafçıları ve korucuların da örgüte üye olduğu ifade edildi. Ancak mahkeme, kararını açıklamadan dosya Cizre’ye gönderildi. Davaya bundan sonra Cizre ilçesi bakacak. 22 Mart’ta ise 5 yıllık tutukluluk süresi tamamlanacak olan sanıklar tahliye edilecek.
‘Bu cinayetler insanlık suçu kapsamında, zaman-aşımından kurtarılmalı’
Faili meçhul duruşmalarını takip eden müdahil avukatlardan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, yeni düzenlemenin soruşturmaları olumsuz etkilediğini söyledi. ‘Binlerce faili meçhul cinayet ve gözaltında kayıp’ gibi ağır suçlara rağmen mahkemelere yansıyan çok az sayıda vaka bulunduğuna dikkat çeken Elçi şöyle konuştu: “Zamanaşımı doluyor. Savcıların hızla hareket etmesi ve bu suçları Türkiye’deki yasalara göre kurtarması ve dava konusu yapmasını bekliyorduk. Tam bu kritik süreçte yeni yasanın yürürlüğe girmesi ve bu soruşturma dosyalarının çevre illerde ve çeşitli yerlerdeki savcılıklar arasında bölüşülecek ve bunun da uzun süre alacak olması, yeni savcıların da soruşturmalara hakim olmak için bir süreye ihtiyaç duyulması karşısında bu soruşturmaların olumsuz etkileneceğinden şüphe bulunmamaktadır.” Faili meçhul dosyaların zamanaşımına uğramaması gerektiğini vurgulayan baro başkanı, bu suçların insanlığa karşı işlendiğini, zamanaşımından kurtarılması gerektiğini kaydetti.
‘İlçedeki savcı, bu ağır suçları araştırabilir mi?’
Faili meçhul cinayet ve kayıp olaylarına kurban veren aileler de soruşturmaların akıbetinden endişe ediyor. Kardeşi, damadı ve üç kuzeni faili meçhul cinayetlerle öldürülen Hakkı Bulut, soruşturma dosyasının Lice’ye gönderileceğini belirterek, “Lice ya da başka bir ilçede savcılar, devlet içindeki çetelerin yaptığı bilinen bu tür suçların üzerine kararlılıkla gidebilir mi?” diye soruyor. 20 yıldır yakınlarının kemiklerini bulmak için mücadele verdiklerini anlatan Bulut, “Bundan sonra dosya kapanırsa biz kime ne diyeceğiz? Zamanaşımına çok az süre kalmış. 11 Ekim’e kadar dava açılmazsa bizi öldürenlerden kimse hesap sormamış olacak. Bu durumdan çok endişe duyuyoruz.” diyor.