Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin üzerinden 180 gün geçmesine rağmen soruşturma dosyasında tek bir şüpheli bile yok. Soruşturma dosyasını değerlendiren Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Ahmet Özmen, fail veya faillerin cezasızlık zırhının arkasına sığınmamaları için ellerinden geleni yapacaklarını belirterek, "Er ya da geç failler bulunacaktır" dedi.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin katledilmesinin üzerinden tam 180 gün geçti. Geçen onca zamana rağmen cinayet zanlısı ya da zanlıları ortaya çıkarılmış değil. Kameralar önünde gerçekleşen cinayet dosyasında ise şu ana kadar tek bir şüpheli yer almadı. Elçi cinayetinden hemen sonra harekete geçen Diyarbakır Barosu, cinayetin aydınlatılması amacıyla kendi bünyesinde komisyon kurarak çalışmalara başlamıştı.
Polis heyecandan kayıttan çıkmış!
Dicle Hber Ajansı'nın haberine göre, Emniyet İstihbarat ve Foto Film Şube Müdürlüğü ekiplerince çekilen iki ayrı kamera kaydında, vurulma anına ilişkin 17 saniyelik görüntü karartıldı. Görüntüyü çeken polis, ifadesinde olay anında "heyecandan kayıttan çıktığını" ileri sürdü. Dava avukatları kayıtlardan birinin tam silah sesi geldiği anda kesildiğini ve bu durumdan kuşku duyduklarını vurguladı.
Deliller kaybedildi
Olay yeri incelemelerinde kaybedilen delillerle devam etti. 30 Kasım günü olay yerinde yapılan incelemelerde 83 delil belirlenmiş, ancak yaşanan çatışmalardan kaynaklı sadece 43'ünün toplanabildiği ifade edildi. Bu delillerden 3'ünün 'kaybedildiği' ortaya çıktı. 42, 47 ve savcının gördüğü 80 numaralı delil olay yerinden alınmayarak kaybedilmişti.
Polislerin ifadesi alınmadı
Soruşturma dosyasına gönderilen görevlendirme yazılarında olay günü sivil bir araçta gençleri takip eden İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli 3 ve sokakta bulunan 2 polisin savcılığa isimlerinin verilmediğinden kaynaklı ifadelerinin alınmadığı ve olay günü kullandıkları silahlarının balistik incelemeye gönderilmediği ortaya çıkmıştı.
Dosyada ne delil var ne de şüpheli!
Komisyonda yer alan Ahmet Özmen, soruşturma dosyasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özmen, yürütülen soruşturma dosyasında şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurulan hiç kimsenin olmadığına dikkat çekerek, "Ne yazık ki henüz bulunabilmiş fail veya failleri yönlendiren veya varsa arkasındaki karanlık odaklar bulunabilmiş değil. Dosyada failleri bulmaya yönelik ve olayı aydınlatacak tek bir delil yok. Biz defalarca söyledik bu soruşturma etkili ve hızlı bir şekilde yürütülmüyor. Böyle bir soruşturma dosyasının derhal ve ivedilikle nihayete erdirilmesi gerekiyor" dedi.
"Olay yeri incelemede bir sonuç çıkmayacaktı"
17 Mart 2016 tarihinde yapılan olay yeri incelemesine ilişkin çıkan bilirkişi raporuna da değinen Özmen, "Bu rapor toplumda bir umutsuzluğa ve bir karamsarlığa sebep oldu. Ancak böyle düşünülmemesi gerektiği kanaatindeyim. Çünkü 17 Mart tarihinde yapılan olay yeri incelemesinde olaya dair bir delili bulmak mümkün olmadığı gibi hani olay yerinin bizatihi kendisi bile yok. Yani söz konusu minarenin hemen yanında bulunan cami duvarı, Tahir Bey'in vurulduğu anda yüzünün dönük olduğu işyerleri, yerde bulunan parke taşları dahi tahrip olmuş, yerinden sökülmüş, harabeye dönülmüş bir ortam. Dolayısıyla biz o olay yeri incelemesinden bir netice alınamayacağını zaten biliyorduk. Bu nedenle Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılması açısından bir fayda sağlamayacağını düşündüğümüz sadece bir adli işlem gerçekleştirildi. Bu yüzden çıkan bu rapor üzerinden bir karamsarlığa kapılmanın doğru olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.
"Rapora göre ateş eden herkes şüpheli"
Bilirkişi raporunun sonuç kısmında yer alan "Mevcut verilerle kişinin ölümüne neden olan atışın hangi silahtan, hangi açıyla, kişinin hangi vücut pozisyonu ile nasıl gerçekleştiğinin tıbben ve fiziken bilinemeyeceği" ifadelerini yorumlayan Özmen, şöyle konuştu:
"Bu tespit sadece olay yerine yapılan açısal ve fiziki ölçümler üzerine kurulmuş bir tespittir. Yani bu durum bize Tahir Elçi cinayeti 'faili meçhul' olarak kaldı anlamına gelen bir sonuç çıkarmaz. Aslında bu rapor bize, o gün Tahir Elçi'nin vurulduğu anda sokak içerisinde bulunan ve ateş eden herkesin Elçi'nin katili olabileceğini ve bu cinayetin faili olabileceğini söylüyor. Dolayısıyla bu rapor o gün orada bulunan ateş eden her kişiyi şüpheli konumuna düşürmektedir."
"Cezasızlık zırhı var"
Özmen, Türkiye'deki yargının en temel problemlerinden birinin "cezasızlık" olduğuna dikkat çekerek, "Soruşturmaların etkili ve hızlı bir şekilde yürütülmemesi, cezasızlık zırhının hala var oluşunu gösteriyor. Örneğin 1990'lı yıllarda işlenmiş binlerce faili meçhul cinayetin kaçı aydınlatıldı veya kaçının üzerine yeteri kadar gidildi? Yakın bir örnek vermek gerekirse 2007 yılında işlenen Hrant Dink cinayeti ancak 2015 yılında ortaya çıkarılarak dava açılabildi. Ne yazık ki bu işler Türkiye'de uzun zaman alıyor. Bu yüzden bu Elçi davasının peşini bırakmayacağız, fail veya faillerin cezasızlık zırhının arkasına sığınmalarına müsaade etmeyeceğiz" dedi.
"Er ya da geç failler bulunacak"
Özmen, "Ömrünü faili meçhul dosyaların aydınlatılması ile geçiren Tahir Elçi'nin dosyasının faili meçhuller kervanına katılmasına izin vermeyeceğiz. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Er ya da geç failler bulunacaktır" ifadelerini kullandu.
Türkan Elçi: Tahir'in 'Çatışma istemiyoruz' sesine tanıklık eden Dört Ayaklı Minare’nin taşlarına sarılacağım
Bilirkişiye göre; Tahir Elçi'nin nasıl öldürüldüğü tıbben ve fiziken bilinemez!
ÖHD’li avukatların iddianamesinde Tahir Elçi için yapılan Facebook paylaşımı suç sayıldı!