Medya

Taha Akyol: Er veya geç klasik demokrasiye dönülecek; dua edelim de fazla bedel ödemeden

"Popülizm Amerika’da da kutuplaşmayı, 'partizanlığı' arttırıyor"

06 Şubat 2017 13:18

Hürriyet yazarı Taha AkyolDonald Trump'ın başkan seçilmesinin ardından ABD'de başlayan eylemlere ilişkin olarak  "21. yüzyılda demokrasinin iki ayağı, 'sandık' ve 'kuvvetler ayrılığı' kavramlarının çatışmaya sürüklendiği ağır bir krizden geçiyoruz. Endişeler son derece haklıdır. Fakat er veya geç klasik demokrasi dönülecektir; dua edelim de fazla bedel ödemeden" diye yazdı.

"Bir Ak Partili olarak 'hayır' diyorum ve tüm bakanları kınıyorum"

Taha Akyol'un Hürriyet gazetesinin bugünkü (6 Şubat 2017) nüshasında yayımlanan 'Demokrasi krizde' başlıklı haberi şöyle:

Yükselen popülizm gelişmiş ülkelerde bile demokrasiyi krize sokuyor. En önemli örnek Amerika...

Trump’ın icraatını anlatan etkili İngiliz dergisi The Economist, Amerika’da “denetim ve denge isteminin bir despotla mücadele edebileceğini” yazıyor.

Trump’ın 7 Müslüman ülkeyle ilgili yasak kararnamesini yargının durdurduğu haberini veren CNN’in alt yazısı şöyleydi: “Trump dengelendi ve denetlendi.”

Liberal demokraside “denetim ve denge” elbette demokrasinin olmazsa olmazlarından biridir. Fakat yürütmeye ve yasamaya egemen olan popülizmi “denetlemek ve dengelemek” mümkün olacak mı?

21. yüzyılda demokrasinin önündeki büyük soru budur.

Amerika'da yargı

4 Şubat’ta Federal Yargıç James Robart, Trump’ın Başkanlık Kararnamesi’nin bütün Amerika’da durdurulmasına karar verdi. Başkan Trump “sözde yargıç” diye tepki gösterdi. İç Güvenlik Bakanlığı yargı kararına uydu. Yasak kalktı...

Aynı gün Beyaz Saray, Yargıç Robart’ın kararını temyiz etti.

5 Şubat’ta Temyiz Mahkemesi, Robart’ın kararını anayasaya uygun buldu, Beyaz Saray’ın iptal talebini reddetti!

Bir de Yüksek Mahkeme (Anayasa Mahkemesi) yolu var fakat onun bir yıl alacağı belirtiliyor.

Mevcut durumda yargı Trump’ın elindeki yürütme erkini gerçekten “denetlemiş ve dengelemiş” oluyor.

Fakat yargı uzun süre siyasetin gündeminde kalacak.

Yargıç atamak

Yüksek Mahkeme’de boşalan bir üyeliğe Trump muhafazakâr Neil Gorsuch’u aday gösteriyor. Donanımı çok iyi, Harvard’da okumuş, Oxford’da doktora yapmış, kitabı var.

Fakat muhafazakâr görüşlerde keskin taraf olması tartışma yaratıyor.

ABD’de başkanın yaptığı bütün atamalar senatonun onayına bağlıdır.

Senatoda muhafazakâr 52 Cumhuriyetçi, liberal 48 Demokrat var.

52 Cumhuriyetçi’nin hepsi Neil Gorsuch’a oy verir mi?

Reagan ve Bush fazla siyasallaşmış isimleri atadığında kendi partisinden itirazlar olmuş, yeni ılımlı adaylarda uzlaşma sağlanmıştı.

Sistemde bir “denetim ve denge” mekanizması daha var: Muhalefet “engelleme”yaparsa, başkanın atamalarını onaylamak için 50+1 oy yetmiyor, 60 oy gerekiyor.

Uzlaşmayı ve atamalarda partizanlık yerine liyakati öne çıkarmak için uygulanan bir senato kararıdır bu.

Peki, Trump partisinin senatörlerine bu “60 oy kuralını kaldırın” derse?!

Trump’ın partisinin senato grup lideri Mitch McConnell, Trump’a şunu söylemiş:

“Bu senato kararıdır, başkanlık kararı değil!”

Görüyor musunuz, “gevşek parti”kültürünün “denetim ve denge” için ne kadar önemli olduğunu. Trump emredince herkes baş eğerse ne denetim kalır ne denge.

Sandık ve denetim

Popülizm Amerika’da da kutuplaşmayı, “partizanlığı” arttırıyor. Cumhuriyetçi çoğunluğun partizanlık duygusuyla Trump’ın her tasarrufunu onaylamasından endişe ediliyor.

The Economist “öngörü” diyerek yazdı: Hukukçu Prof. Bruce Ackerman, 2000 yılında “18 ve 19. yüzyılda partiler, 20. yüzyılda yargı belirleyici oldu, korkarım 21. yüzyılda bir demagog olacak!” diye konuşmuş.

Prof. Ackerman mevcut gidişatta “denetim ve denge”nin nasıl işleyeceği sorulduğunda şöyle diyor:

“Bilmiyoruz. Fakat diyebilirim ki geçen yarım asırda sistemin denetim kapasitesi dramatik tarzda azaltıldı.”

Amerika’da atamalarla ilgili bu denetim ve denge mekanizmalarından hiçbiri bizim “Cumhurbaşkanlığı sistemi”nde yoktur! Bizde kültürel olarak da “emir demiri keser, sürüden ayrılanı kurt kapar”.

21. yüzyılda demokrasinin iki ayağı, “sandık” ve “kuvvetler ayrılığı” kavramlarının çatışmaya sürüklendiği ağır bir krizden geçiyoruz. Endişeler son derece haklıdır. Fakat er veya geç klasik demokrasi dönülecektir; dua edelim de fazla bedel ödemeden.