5. Dünya Su Forumu kapsamında yapılan panellere devam ediliyor. OECD Genel Sekreteri Gurria ile Devlet Bakanı Şimşek, konuşmalarında ortak mesaj verdiler.
OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, destek paketlerinde su sektörüne tahsis edilecek hala belli miktarlar olduğunu belirterek, ''Hatta daha fazla fon su sektörüne yatırılmalı'' dedi.
Gurria, Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde devam eden 5. Dünya Su Forumu kapsamında, su sektörüne yönelik finansman imkanlarına ilişkin düzenlenen ''Finans Üst Düzey Paneli''nde yaptığı konuşmada, su azlığının önümüzdeki yıllarda daha vahim hale geleceğini söyledi.
Yaşanan krizin paketlerin açıklanmasına yol açtığını ve bu paketlerin büyük altyapı yatırımları gerektirdiğini vurgulayan Gurria, ''O zaman bütün bu yatırımların su boyutu neden olmasın? Destek paketlerinde çevre etkinliği çok önemli. Yeşile önem veriliyor, maviye değil. Dolayısıyla bu mesajı vermek gerekir; suda etkin olmak için daha yüksek profillere ihtiyacımız var. Yeni istihdamlar için elimize küreği alıp hemen başlamamız gerekir'' diye konuştu.
Gurria, sürdürülebilir bir ekonomi için su kaynaklarının daha iyi olması gerektiğine dikkati çekerken, krize çözüm araştırırken su yönetiminin zorluklarını da ele aldıklarını ifade etti.
Su arzına yapılan yatırımların giderek daha çok ortaya çıktığını vurgulayan Gurria, özellikle gelişmekte olan ülkelerde insanların, su ve sanitasyona yapılan yatırımların geriye dönüşünü çok iyi gördüklerini anlattı. Gurria, ''4 ila 12 kez fazla getirisi var suya, sanitasyona yaptığımız yatırımın'' dedi.
Gurria, ''Destek paketlerinde su sektörüne tahsis edilecek hala belli miktarlar var. Hatta daha fazla fon su sektörüne yatırılmalı'' değerlendirmesinde bulundu.
Çalışmalarında öğrendiklerinden birinin de su sektörü reformlarının daha kuvvetlendirilmesi olduğunu dile getiren Gurria, su sektörünün tek başına daha inandırıcı olması gerektiğini söyledi.
Gurria, çevre bakanlarının, su konusunda çalışan kişilerin daima finans bakanlarının ifadelerini dinlemek istediklerini anlatırken, ''Ben, maliye bakanı oldum, dolayısıyla biliyorum. Maliye bakanlarını bir kenara bırakın, gidin insanlarla konuşun, insanlardan öğrendiklerinizi gidin maliye bakanına talep olarak bildirin'' diye konuştu.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de, modern tarihin en büyük ekonomik kriziyle karşı karşıya bulunulduğunu belirterek, ''Bunu fırsata dönüştürebiliriz. Uluslararası mali paketlerin bir bölümü su yatırımı için kullanılabilir'' dedi.
''Finans Üst Düzey Paneli''nin ikinci kısmını da yöneten Şimşek, çevre yatırımları konusunda önceliklerin belirlenmesi gerektiğini ifade ederek, ''Su sanitasyonu ve arıtımı konularına önem verilmesi gerekiyor. Bu türlü yatırımlara her zaman destek verilecektir'' dedi.
Türkiye'de de bu konuda önemli yatırımlar bulunduğunu anlatan Şimşek, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin buna örnek gösterilebileceğini söyledi.
Proje çerçevesinde barajlar inşa edildiğini belirten Şimşek, proje alanının etrafının verimli topraklarla çevrili olduğuna dikkati çekti. Şimşek, ''Verimli toprak ve su bir araya geldiğinde tarımsal üretim artırılabilir. Bu projenin maliyeti 2007 rakamlarına göre 10 milyar dolar civarında. Proje, istihdamı artırma ve su kaynaklarının doğru kullanılmasını da sağlamaya yönelik'' diye konuştu.
'Finansal kriz kadar tehlikeli'
Hollanda Veliaht Prensi Willem Alexander de bugün hükümetlerin odak noktası olan krizin dünya nüfusunun yüzde 40'ını etkilediğini belirterek, yapılacaklarla, zengin ve fakir ile sağlıklı suya erişimi olan ve olmayanlarla erişimi sağlamak gerektiğine işaret etti.
Su ve hijyen krizinin en az finansal kriz kadar tehlikeli olduğunu dile getiren Alexander, ''Ama bunun çözümü var. Yeter ki gerekli iradeyi gösterip, bir şeyler yapabilelim'' dedi.
Alexander, finans uzmanları ve maliye bakanlarına, uygun yatırım planları sunmaları konusunda çağrıda bulunarak, ''Su ve hijyene yatırım kendini çok kısa zamanda geri öder'' dedi.
Merkez bankalarının su ve hijyen kaynaklarının finansmanının yüzde 100'ünü karşılayamayacağını, serbest kaynağa ihtiyaç bulunduğunu anlatan Alexander, kredi kıtlığı ve daralma nedeniyle donör kuruluşlar bunu sağlamanın da kolay olmadığının altını çizdi.