Kobanê’ye çocuklara oyuncak götürmek için Urfa’nın Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi’nde 20 Temmuz 2015 tarihinde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelenlere yönelik IŞİD’in canlı bombalı saldırısında yaşamını yitiren 33 kişi ve yaralanan 104 kişi olayına dair açılan davanın 9. duruşması, Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada, davanın tek sanığı Yakup Şahin bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldı. Katliamda yaşamını yitiren Hatice Ezgi Sadet’in babası Ali Sadet, “Adalet bizim için ekmek gibi su gibi ihtiyaçtır. Bu nedenle adalet arayışımı devam ettireceğim” dedi. Ardından söz alan Mahmut Akyürek ise, “Biz bu ülkenin dört bir yanından adalet arayışı için buraya geliyoruz. Mahkemeniz aydınlatmak için hiçbir çaba sarf etmiyor, anlıyoruz ki adalet mazlumun yanında değil” diye konuştu.
Ailelerin ardından söz alan dava avukatlarından Kader Tonç, katliam gününe dair MOBESE görüntülerinin ilk defa dosyaya girdiğini açıkladı. Dosyaya giren görüntülerde yaptıkları incelemede katliam sonrasına ait görüntülerin 5 saatlik kısmının kesildiğini, kesilen kısmın ne olduğunu sordu. Gelen görüntüleri TEM şubede çalışan 2 polis memurunun incelediğini, bu kişilerin bu konuda uzman olup olmadığının bilinmediğini aktaran Tonç, canlı bombanın patlama öncesinde mutlaka keşif yaptığını, önceden yapılan bu keşif için görüntülerin geriye dönük incelenmesi talebinde bulundu.
Duruşma 7 Ağustos'a ertelendi
İddia makamının ardından mahkeme heyeti karar için duruşmaya bir süre ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Deniz Büykçelebi ve İlhami Balı hakkında yakalama kararının devamına, Abdullah Ömer Aslan hakkında suç duyurusu talebinin HTS kayıtlarının incelenmesinden sonra karara bağlanmasına, İl Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak patlama anı öncesinde ve sonrasındaki görüntülerin kesintisiz olarak gönderilmesine, gönderilen görüntülerin bilirkişi heyeti tarafından incelenmesine, Abdurrahman Alagöz’ün olay günündeki hareketlerine göre alakalı olduğu şahısların tespit edilip robotlaştırılmasına, İlyas Aydın hakkındaki bilgi ve soruşturmanın emniyet müdürlüğünden talep edilmesine karar vererek duruşmayı 7 Ağustos tarihine erteledi
8. duruşmada ne olmuştu?
12 Şubat'ta görülen 8. duruşmaya, davanın tek sanığı Yakup Şahin tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldı.
Taraf avukatları adına ortak savunma yapan Urfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel, saldırı günü olay yeri yakınında yurttaşlar tarafından yakalanıp, sırt çantasında siyah bez üzerine Arapça yazılı bir bayrak çıkan ve imam olduğunu belirten Abdullah Ömer Arslan’ın üzerinde durdu.
Öncel'in, davada “tanık” olarak dinlenen Arslan’ın, “şüpheli” olarak ifadesinin alınması için mahkemeden, hakkında suç duyurusunda bulunması yönündeki talebi reddedildi.
Baro başkanı, mahkeme heyetinden ayrıca Abdullah Ömer Arslan’ın imam olup, olmadığının araştırılması, olay günü kullandığı cep telefonuna dair HTS kayıtlarının çıkarılması, katliamla ilgili iki polisin “görevi ihmal” suçlaması ile Suruç Asliye Mahkemesi’nde yargılandığı dava iddianamesinin bu dava dosyası ile birleştirilmesi, saldırının azmettiricisi olduğu belirtilen firari İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı’nın Suriye’den Türkiye’ye geliş aşaması ve sonrasının araştırılması taleplerinde bulundu.
Mahkeme heyeti, avukatların İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı’nın, Suriye’den Türkiye’ye geliş aşaması ve sonrasının araştırılması talebi dışındaki tüm taleplerini reddetti.
Hâkim, Hülya Balı'yı dinlememişti
18 Nisan'da, 103 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara katliamındaki 16 firari sanık için devam eden davanın ikinci duruşmasında, tutuklu yargılanan Hülya Balı tanıklık yapmak istemediğini söyleyerek kendi sorunlarını anlatmaya başladı. Hâkim, savcının ve avukatların itirazlarına rağmen “Tanıklık yapmak istemiyorsun” diyerek Balı'yı dinlemedi.