Dünya
BBC Türkçe

Suriye'ye askeri müdahaleyi destekleyen ve karşı çıkan ülkeler

Suriye ordusunun başkent Şam yakınlarındaki Duma'da kimyasal silah kullandığı iddiaları üzerine bazı ülkeler Suriye'ye bir saldırıyı desteklediklerini açıklarken, bazıları da buna karşı çıktı. Ülkelerin Suriye'ye yönelik pozisyonlarını ve benzer iddialarl

29 Nisan 2018 20:30

Suriye ordusunun başkent Şam yakınlarındaki Duma'da kimyasal silah kullandığı iddiaları üzerine bazı ülkeler Suriye'ye saldırıyı desteklediklerini açıklarken, bazıları da buna karşı çıktı.

Çeşitli ülkelerden gelen açıklamaları ve bu ülkelerin yine kimyasal silah iddiasıyla gerçekleşen 2003'teki Irak işgali sırasındaki tutumlarını inceledik.

ABD Başkanı Donald Trump, attığı tweetlerle dünyanın gündemine oturdu.

Donald Trump önce "etkili" bir yanıt verme sözü verdi, ardından da "Rusya, Suriye'yi hedef alan füzeleri vuracağına söz verdi. Hazırlan Rusya, çünkü geliyorlar. Üstelik güzel ve yeni ve 'akıllılar'! Kendi halkını öldüren ve bundan keyif alan Gazla Öldüren Hayvan ile işbirliği yapmaman gerekiyor" dedi.

Trump sonraki bir tweetinde ise Suriye'ye ne zaman saldıracaklarını açıklamadığını söyledi.

ABD'nin İngiltere ve Fransa'nın da desteğiyle Suriye'ye yönelik saldırısı sabaha karşı geldi.

ABD 2003'te Irak'ın işgaline öncülük eden ülkeydi. ABD'nin o dönem Irak'ta kitle imha silahları olduğu yönündeki iddiasının gerçeği yansıtmadığı Irak'ın işgalinden sonra anlaşılmıştı.

Rusya ABD'den gelen Suriye'ye müdahale açıklamalarının ardından ABD'yi böyle bir adım atmama konusunda uyarmıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dünyanın giderek endişe verici bir yere dönüştüğünü ve durumun daha da kaotik bir hal aldığını söylemişti.

Putin, "Sağduyunun galip gelmesini, uluslararası ilişkilerin yapıcı bir yola girmesini ve tüm küresel sistemin daha istikrarlı ve öngörülebilir olmasını umuyoruz" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova ise akıllı füzelerin "son birkaç yıldır toprakları üzerinde uluslararası terör örgütleriyle mücadele eden meşru bir hükümeti değil, teröristleri hedef alması gerektiğini" söyledi.

İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Rusya'da şahin milletvekillerinin Devlet Başkanı Vladimir Putin'e, Suriye'ye saldırı düzenlemesi halinde ABD füzelerini vurma çağrısı yaptıklarını yazdı.

Rusya, 2003'te Irak'ın işgaline de karşı çıkmıştı. Ülke Irak'a kimyasal silahların imhası için 2002'de son bir şans tanıyan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını desteklemiş fakat işgale olanak sağlayacak BMGK kararını veto edeceğini açıklamıştı. Böylece işgal BMGK kararı olmadan başlamıştı.

Fakat Rusya, işgalin ardından ABD ve İngiltere'nin hazırladığı Irak'a dair kararları veto etmemişti.

İngiltere'de Perşembe günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından "Suriye konusunda harekete geçmenin gerekli olduğu" kararı çıktı.

Başbakanlıktan yapılan açıklamada, bakanların oy birliğiyle "Suriye'de daha fazla kimyasal silahın kullanılmasını önlemek için harekete geçmenin gerekli olduğuna" karar verdikleri belirtildi.

Bakanlar, Beşar Esad rejiminin kimyasal olduğundan şüphelenilen saldırıdan sorumlu olmasının "kuvvetle muhtemel" olduğunu da belirttiler.

Başbakanlık açıklamasında, İngiltere'nin Suriye'ye olası bir askeri müdahalede yer alıp almayacağı konusunda ise bir bildirimde bulunulmadı.

BBC'ye konuşan kaynaklar, İngiltere Başbakanı Theresa May'in, parlamentodan onay almaksızın Suriye'de askeri müdahaleye katılım kararı almak için hazır göründüğünü söyledi.

İngiltere, 2003'te Irak'ın işgaline ABD'den sonra en büyük desteği veren ülkeydi. Dönemin Başbakanı Tony Blair'in kitle imha silahı iddiasıyla işgale verdiği desteğin ardından ülkede hakkında soruşturma açılmış, soruşturma komitesi Blair'ın halka doğruları söylemediğini sonucuna varmıştı.

Suriye'deki krizin tırmanmasını istemediğini söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa'nın Suriye'ye olası bir askeri müdahalesinde hedefin Şam rejiminin kimyasal silah kapasitesi olacağını belirtmişti.

Fransa, Irak'ın işgali öncesinde diplomatik bir çözüm için ısrar etmiş ve işgali desteklememişti.

Ülkenin bu kararı ABD yönetiminin tepkisini çekmiş, ülkede "Fransız kızartması" (French fries) denen patates kızartmasının adının "Özgürlük kızartması" (Freedom fries) olarak değiştirilmesi talep edilmişti.

Fransa işgale katılmadığı gibi işgalin ardından Irak'ta oluşturulan uluslararası koalisyona da dahil olmamıştı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Suriye'ye yönelik bir askeri müdahaleye dahil olmayacaklarını açıklamıştı.

Suriye yönetimine kimyasal silah kullanımına dair güçlü bir mesaj verilmesi gerektiğini söyleyen Merkel, bu konuda hiçbir şey yapmamanın da zor olduğunu söyledi.

Merkel müttefiklerinin bir askeri müdahalede bulunması durumunda Almanya'nın askeri olmayan yollardan destek vereceğini belirtti.

Almanya, Irak'ın işgalini de desteklememiş, sorunun diplomatik yollardan çözülmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Dönemin ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld bunun üzerine Avrupa'nın Almanya ve Fransa'dan ibaret olmadığını, bu düşünce tarzının "eski Avrupa'yı" yansıttığını, "yeni Avrupa'nın" ağırlık merkezinin doğuya kaydığını söylemişti.

Almanya, Irak'ın işgalinin ardından kurulan koalisyona da dahil olmamıştı.

Türkiye, Suriye'ye askeri müdahale konusunda net bir açıklama yapmadı.

Tarafları sükunete davet eden Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Sorunlar askeri yöntemlerle çözülemez" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım ise "Zaman rekabet zamanı değildir. Zaman bölgedeki yaralı sarma zamanıdır" diye konuştu ve Türkiye'nin bölgede iki süper gücün arasına "kılıç gibi" girdiğini söyledi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ise Türkiye'nin ABD'yi olası bir operasyonda destekleyip desteklemeyeceğine yönelik bir soruyu "Bakalım gelişmeler bize neyi gösterecek" şeklinde yanıtladı.

Aksoy öte yandan "Kimyasal saldırı cezasız bırakılmamalı. Saldırının Esad tarafından yapıldığına dair güçlü şüpheler var. BMGK'da ABD tasarısının reddi kaçırılmış fırsat" diye konuştu.

1 Mart 2003'te Türkiye'nin Irak'ın işgaline desteğine yönelik tezkerenin TBMM'den geçmemesi üzerine Ankara işgale dahil olmamıştı. Tezkerenin reddi, Türkiye-ABD ilişkilerinde gerilime yol açmıştı.

Irak'ın işgali sırasında AKP Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan 2016'da yaptığı bir konuşmada, "1 Mart tezkeresi kabul edilip Türkiye, Irak'ta olsaydı, Irak'ın durum böyle olmazdı. Irak'ta düşülen bu hataya Suriye'de düşmek istemiyorum" demişti.

Öte yandan Türkiye Irak'ın işgalinin ardından 30 ülkeyle birlikte kurulan "gönüllüler koalisyonuna" dahil olmuştu.

İtalya'da geçen ayki genel seçimin ardından geçici başbakanlık görevini yürüten Paolo Gentiloni, ülkesinin Suriye'de askeri bir müdahaleye dahil olmayacağını açıklamıştı.

Gentiloni, yalnızca müttefiklerine lojistik destek sunacaklarını belirtti. İtalya geçen yıl ABD'nin Suriye'yi bombalamasını ise desteklemişti.

2003'te Irak'ın işgali döneminde de ABD'yi Birleşmiş Milletler'de desteklemiş, işgalin ardından kurulan uluslararası koalisyona asker göndermişti.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Suriye'ye askeri müdahalenin içinde yer almayacaklarını açıklamıştı.

Justin Trudeau, diplomatik ve politik bir çözüm için çaba sarf ettiklerini, insani yardıma devam edeceklerini belirtti.

Kanada, 2003'teki Irak işgaline de, sonrasında kurulan koalisyona da katılmamıştı. Fakat ABD ordusunda değişim programında bulunan Kanada askerleri savaşa gönderilmişti. Daha sonra yayınlanan WikiLeaks belgelerinde ise Kanada'daki askeri yetkililerin ABD'ye Irak'ta destek sözü verdiği ve bazı askerler ile generallerin gizli bir şekilde Irak'taki operasyonlarda yer aldığına yönelik bilgiler yayınlanmıştı.

Çin, Suriye'de Rusya ile birlikte Suriye hükümetine destek veren ülkelerden olsa da bu hafta ABD'nin BMGK'daki Suriye teklifini veto etmedi, çekimser oy kullandı. Ancak öneri, Rusya'nın vetosuyla hayata geçmedi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Şuang, Çin'in "her koşulda kimyasal silah kullanımına karşı olduğunu" açıkladı.

Ülkelerin yapıcı tutum alması gerektiğini söyleyen Şuang Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün Suriye'de araştırma yapmasına izin verilmesi gerektiğini söyledi ve ülkeleri bu araştırmanın sonucu belli olmadan bir adım atmamaya davet etti.

Çin 2003'te Irak'ın işgaline de karşı çıkmıştı. Ülke Irak'a kimyasal silahların imhası için 2002'de son bir şans tanıyan BMGK kararını desteklemiş, fakat işgale olanak sağlayacak BMGK kararını veto edeceğini açıklamıştı. Böylece işgal BMGK kararı olmadan başladı.

Fakat Çin, işgalin ardından ABD ve İngiltere'nin hazırladığı Irak'a dair kararları veto etmedi.

Suudi Arabistan, Suriye'deki kimyasal saldırı iddialarının ardından sorumluların yargılanması gerektiğini açıkladı.

Dışişleri Bakanı Adil el Cübeyir, ülkenin bir operasyonu destekleyip desteklemeyeceği konusundaki görüşmelerininse sürdüğünü söyledi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ise "Müttefiklerimizin talep etmesi durumunda operasyonda yer alacağız" dedi.

Suudi Arabistan 2003'te Irak'ın işgaline karşı çıkmıştı.

Hollanda Başbakan Mark Rutte, 13 Nisan'da yaptığı açıklamada Suriye'ye bir askeri operasyona destek vermelerinin "şu an için masada olmadığını" söylemişti.

Rutte, Suriye'de kimyasal silahların kullanılmış olabileceğini ve bu duruma verilen uluslararası tepkiyi anladıklarını belirtmişti.

Hollanda 2003'te Irak'ın işgaline başlangıçta katılmamış olsa da aynı yıl kurulan uluslararası koalisyona binden fazla askerin yanı sıra çeşitli teçhizatlar da gönderdi. Bu askerler 2005'e kadar Irak'ta görev yaptı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir