Reuters haber ajansı, Suriye'deki iç savaştan kaçarak Almanya'ya giden Suriyelilerin, Almanya'da camileri çok muhafazakâr bulduklarını bildirdi.
Reuters konuyla ilgili son iki ay içerisinde, üç ayrı kentteki altı farklı camide, onlarca Suriyeli göçmenle yapılan görüşmelerde, bu göçmenlerin hepsinin Arapça konuşulan camilerdeki aşırı muhafazakârlıktan rahatsız olduklarını söylediklerini bildirdi.
Almanya'daki dört milyon Müslümanın büyük bölümünün Türkiye kökenli olduğunu hatırlatan ajans, göçmenlerin Almanya'daki Türk camilerini ise kendilerine daha yakın bulduklarını ancak dil farkı nedeniyle bu camilere gidemediklerini aktardı.
Haberde Arapça konuşulan camilerin bir bölümünde etkin olan Vahhabilik ve Selefilik anlayışlarına dikkat çekiliyor:
"Geçen yıl, yüzde 70'den fazlası Müslüman olmak üzere yaklaşık 890 bin sığınmacı ülkeye girdi. Bunların yaklaşık üçte biri Suriye'den geldi. Birçoğu Türk camilerine gitmek istemiyor çünkü vaazları anlamıyor. İnsanların Arapça konuştuğu yerlerde ibadet etmeyi tercih ediyorlar.
"Ancak bu camilerdeyse başka problemler ortaya çıkıyor. Devlet tarafından verilen fonların dışında Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri tarafından destekleniyorlar. Bazıları İslam'ın Vahhabilik ve Selefilik gibi, ultra muhafazakâr ve son derece yalın yorumunu benimsiyor."
Reuters'a konuşan, Münster Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi'nin başkanı Prof. Muhannad Khorchide, "Maalesef Arapça konuşulan camilerin büyük bölümünün Türk camilerinden daha muhafazakâr olduğu doğru" diyor.
Haberde kişisel tanıklıklara da yer verilmiş.
Berlin'de, Vahhabilerin elindeki El-Nur Camii'ne giden Suriyeli Abde El-Hafian vaazlarda hdaha önce hiç duymadığı şeyleri duyduğunu belirtiyor.
El-Afian bir Cuma namazı hutbesinde imamın, "Dindeki her yenilik değişikliktir ve her değişiklik yanlış yönlendirmedir ve her yanlış yönlendirme de cehennem ateşine yol açar" dediğini aktarıyor ve ekliyor:
"Suriye'de bu cümleyi hiç duymamıştım. Bu açık ve biz, Müslümanlara yönelik bir mesaj: 'Dininizi yorumlamaya cüret etmeyin. Kuran'ı kelime kelime kabul edin'. Bu bir sorun."
El-Afian sonunda, 'dinlediklerinden almak istediğini almaya ve gerisi boş vermeye karar verdiğini' söylüyor.
Şam'dan gelen Hani Salam ise Köln'de karşılaştığı cami cemaatinin kendisine, Suriyeli İslamcı grup İslam Ordusu'nu hatırlattığını söylemiş.
Cemaatten bir kişi, bıyıklı Salam'a, "İyi Müslümanlar sakal uzatır, bıyık değil" demiş.
Salam, Türk ve Arap toplumlarının camilerini ise şöyle karşılaştırıyor:
"Bir keresinde oradayken (Arapça konuşulan cami) bir Selefi, genç bir Arap adama şort giydiği için dışarı çıkmasını söyledi. Türk camisinde kimse giydiğinle ilgilenmez."
Salam bu ve benzeri olaylardan sonra, ne konuşulduğunu anlamadığı halde Türk camilerine gitmeye başladığını söylüyor.
Hamburg'da benzer deneyimler yaşayan Ebu Muhammed ise çözümü camiye gitmemekte bulduğunu aktarmış:
"Evde dua ediyorum. Allah'ın beni dinlediğinden eminim".
Reuters Almanya'da Selefi ve Vahhabi grupların göçmenlerle iletişime önem verdiğini de aktarıyor.
"Almanya'da ulusal istihbarat servisi, geçen yıl Selefi Müslümanların 320 kez mültecilerle iletişime geçmeye çalıştığını tespit etti. Selefi Müslümanlar sığınma evlerinde kalan mültecilerle genellikle onlara yemek, giyecek, bedava Kuran-ı Kerim vererek ve iltica başvurularında yardım sağlayarak temas kuruyor.
"Bu ayın başında bir Suriyeli, bir havaalanına bomba koymayı planlama suçlamasıyla gönderildiği hapishanede intihar etti. Almanya'daki kardeşi ve arkadaşları, onun Berlin'deki ultra muhafazakâr imamlar tarafından beyninin yıkandığını söyledi.
"Ulusal istihbarat servisi, sığınmacıların, Selefi ve Vahhabi camilerinin yakınlarında kaldıkları yerlerdeki yerel yetkililere tavsiyelerde bulunuyor".